Ben Ana doluyum, dikenli çalılıkların, kurmuş suların, sıcak toprağın, dalında buruşan portakalın ve elleri nasırlı anaların oğluyum... Ben Ana doluyum, iki keçi peşinde umutla koşan, kıl çadırlarda ekmek sulayan, bir soğana yumruk çakan, bulgur aşına karınca gibi saldıran, hayalleri çalınmış, geleceği yıkılmış, yangınlar yerim yurdum...
Ben Ana doluyum, kuzeyi güneyi doğusu batısı her yerde kolum. Fırat’ta çağlar Gediz de akarım. Harran da harım, Hatay da bağım, Rize çay, İzmir de alkanım. Ben Ana doluyum, Diyabekir’de surlarım, Harput’ta gönül yatağım. Ben Ana doluyum, Viran olmuş bağın koruk dalıyım. Palandöken’de karım, Hakkâri’de savrulan yaprağım, Van’da kaçakçıya çıkar adım. Antalya’da denizden gelir tadım. Ben Ana doluyum, Hoşgörünün kaynağı, Mevlana’nın konağı, Köroğlu’nun Dağları, Karacaoğlan’ın Bozlağı, Karayılanın Haykırışları benim, ben Ana doluyum, bağrı acılar doluyum...
Ben Anadoluyum, öküzler sırtında top taşıdım, parçalanmış ellerimle gülle savurdum. Ben Ana doluyum, Ankara benim yüreğim, İstanbul beyin merkezim, ne beynimi ne yüreğimi kimseye yar ederim. Ben Ana doluyum, Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas ağlayan yanım, bir yıldız kaysa onu yüreğimde duyarım. Ben Ana doluyum, Uludağda bir çınar, Bolu’da kazılan dağlar, Keban’da yüzen balıklar, Konya’da bükülen başaklar, Çukurova’da beyaz gelinliğiyle Duvağını açan pamuklarım, Ben Ana doluyum, karasabanla kazılan bağrından, umut fışkıran toprağım...
Ben Ana doluyum, gıcırdayan tahta kapıya takılan, kapı koluyum. Ben Anadoluyum, çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesi, sofraların ekmeği, ırgatların emeği, esnafın velinimeti, ozanların saz teli, şairlerin kuşdili, anaların merhameti, babaların cesareti geçlerin umutlu geleceği, ataların gece muhabbeti, cennetin kapı direği ve meşe ağacının palamut yemişiyim...
Ben Ana doluyum, nice şahlar, sultanlar, padişahlar devşirdim. Kırallar gelip geçti, ben Anadolu dimdik yerimdeyim...
Yıl:03.06.2007
Saat:15.10-15.30
Yer: Çengelköy/İST
Erol Kekeç
Bu Blogda Ara
23 Ocak 2010 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Sosyal devletin anlamını, devlet ile millet arasındaki ilişkiyi ve bir toplumu güçlü ve sürdürülebilir kılan dinamikleri detaylandırırken, b...
-
Günümüzde teknolojinin ulaştığı seviyeyi anlamak için sınırsız bir yaratıcılıkla şekillenen dijital bir çağda yaşadığımızı kabul etmek gerek...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, kimin neye inandığını ve ne adına yaşadığını anlamak her geçen gün daha da zor hale geliyor. İnsanlar, çoğu z...
-
Ah be oğul, Dünya dediğin, bir misafirhanedir aslında. Tahta beşikle başlar yolun, Tahta bastonla biter usulca. Arada ne var dersen, Gözya...
-
Mekânların Hafızası ve İnsanın Aldanışı Emevi Camii, tarih boyunca dinî, siyasi ve toplumsal anlamları bir arada barındıran, sadece mümin...
-
Bismillahirrahmanirrahim, Ey insanlar! Gelin bir düşünün, çevrenize bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Bugün içinde yaşadığınız toplum, All...
-
Bugün Suriye'de HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) tarafından gerçekleşen yeni çatışma patlamaları ve burada bizim medyanın ilişkileri üzerinde...
-
Suriye'nin içinden geçtiği karanlık dönem, sadece bölge ülkeleri için değil, tüm dünya için ciddi bir kriz senaryosudur. Ancak bu kriz...
-
Her çağ, insanı dönüştüren yeni düzenler yaratır. Zamanın ve zeminin rengine bürünmek zorunda kalmanın dayatıldığı dönemlerde, bireyin kim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder