Bir akşam yolculuğunda,saçlarımdan akları seçerken kırılıverdi asam.Yıldızların ve gökkubbenin derinden bir nefesini solurken,zihnimde sıralanıyordu anılardaki mehtablı geceler...
Ayak uçlarıma basarak geçeceğim buraları,herkes uykudayken geçmeliyim buraları uyanırlarsa afyon bulamama endişelerim,sesiz ve sakin soluklanmadan adımlamaya zorluyor beni.
Gideceğim buralardan,yıldızların ışığı aydınlatacak önlerimizi,arkamızda düşman önümüzde deniz kararı çoktan verdik biz,ensemize zalimlerin copları inse de,bir adım geride duranı bağrımıza basmayız biz.
Ey sahipsiz dağ kahramanı! şehirlerin dar sokakları ve kibrit kutusu binaları,gündüz gece demeden saydığın kaldırım taşları,kapıyor senden özlemine yandığın o güzel günleri...
İzlerime basmayın sakın,karışmasın karanlıklara benim anılarım.Biz aydınlığa özlem duyan babaların çocukları olarak kapkaranlık bir dünyada gözlerimizi açtık hayata.Dünyanın dört bir yanında yağmur damlalarını göğsümüzle karşıladık;gözlerimizden akan yaşları akıtmadık zalimlerin çift oluklu değirmenine,çünkü gerçekliğin ve hakikatin sembolü olarak yaşamaya ahdimiz vardı bizim.
Elleri değmesin onların yakamıza,herşey asılı kalmıştır onlar yaklaştı diye bize.Biz gönül erleri ve Hakkın askerleri,kalbimizde iman zalimlerde ferman;her tarafta tuğyan ama biz ödünç almadık bu hayatı yakamızda olmayacak çiçekler onlar saksıda kalacak...Koşacağız koşacağız koştukça varolacağız, varolmak değil midir olmak?Tüm entrikaları tepeleyeceğiz ve yol alacağız,dünyanın yeni filimlerini seyretmeyeceğiz çünkü biz tüm filimleri seyrettik,adımız onların yanına yazılmasın diye acıyla başetmeyi öğrendik...
Kimsenin atına binmeyiz,bu hayatı seçerek benimsedik biz,hiç kimseden ödünç almadık hiçbir şeyi çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için...
Yürüyorum yürüyorum el etmek için size dönüp ardıma sağıma soluma bakıyorum yoksunuz ve bir daha haykırıyorum işte hayat budur diye...
Doğacaktır elbet en mutlu günlerimiz yarınlarda,ey sevgilim bunlar umudun düşmanıdır,meyve çağında ağacın düşmanı;ama birgün gelecek biliyorum o gün en mutlu ve umutlu günler elini kolunu sallaya sallaya dolaşacak caddelerde sokaklarda...
Ey sevgilim kalk bir daha deneyelim,Ebu kubeys Dağında dedesinin elinden tutarak denediği gibi kalk bizde deneyelim!
Yollarını keserek şu kalabalıkların,ölümün hayattan daha yakın olduğunu anlatmak için.Kalk haydi kalk sevgilim,bir daha bir daha yürüyelim,şu ağacın altından...Mesajımız hep diri kalsın diye,
Gözlerini aç sevgilim!unutmaki sevgin çok taze ama;yaşayamadıklarımızı yaşanabilir kılmak için savaşmak seninle oturup bir menekşeyi koklayıp soldurmaktan daha güzel bir şeydir sevgilim,...
yıl:08.12.1995
yer:G.antep
Saat:14.15-14.45
E.kekeç
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Sosyal devletin anlamını, devlet ile millet arasındaki ilişkiyi ve bir toplumu güçlü ve sürdürülebilir kılan dinamikleri detaylandırırken, b...
-
Günümüzde teknolojinin ulaştığı seviyeyi anlamak için sınırsız bir yaratıcılıkla şekillenen dijital bir çağda yaşadığımızı kabul etmek gerek...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, kimin neye inandığını ve ne adına yaşadığını anlamak her geçen gün daha da zor hale geliyor. İnsanlar, çoğu z...
-
Ah be oğul, Dünya dediğin, bir misafirhanedir aslında. Tahta beşikle başlar yolun, Tahta bastonla biter usulca. Arada ne var dersen, Gözya...
-
Mekânların Hafızası ve İnsanın Aldanışı Emevi Camii, tarih boyunca dinî, siyasi ve toplumsal anlamları bir arada barındıran, sadece mümin...
-
Bismillahirrahmanirrahim, Ey insanlar! Gelin bir düşünün, çevrenize bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Bugün içinde yaşadığınız toplum, All...
-
Bugün Suriye'de HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) tarafından gerçekleşen yeni çatışma patlamaları ve burada bizim medyanın ilişkileri üzerinde...
-
Suriye'nin içinden geçtiği karanlık dönem, sadece bölge ülkeleri için değil, tüm dünya için ciddi bir kriz senaryosudur. Ancak bu kriz...
-
Her çağ, insanı dönüştüren yeni düzenler yaratır. Zamanın ve zeminin rengine bürünmek zorunda kalmanın dayatıldığı dönemlerde, bireyin kim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder