Sevgide buluşalım, aşkla tutuşalım,Güneşle yanıp gülüşle açalım,zirvesinde sarhoşluğun aşkı tadalım.Zamanla sınırlı bakışları yok sayalım,çıkalım sahil-
lere kumsalda koşalım!Bir kelebek gibi konalım taşlara,elveda edelim eskimiş sevdalara;yüreğimizi koyalım orta yere bakmadan uzaklaşalım gerilere...
Çiçekler dolacak yüreğimizi koyduğumuz yerde,en sevimli çiçek bizim yüreğimiz
olacak,yüreğimizdeki tomurcuklar, patlayıp çiçeğe dönecek.O zaman solmayacak sevdamız,sevgi bahçesinde açmış yüreğimiz,kalkıp oradan içimize dönecek...
Koşalım dağlara, yamaçlara,aşınsın ayaklarımız yollarda,yağmurlar yağsın başımıza ,gökyüzünden bir üveyik gelsin imdadımıza;birlikte yankılansın şarkıları
mız,bu sevgi üveyikten bize hediye.
Çağlayanlar çağlasın hep,dere kenarındaki berdiler salınsın yanlara,kuşlar
tünesin sazlardaki yuvalara,kapasın gözlerini kırlangıçlar!uğramasın semtimize leylekler,selam söylesin turnalar,ilana çıksın turaçlar,yankılansın sevdamız
yerden göğe kadar...
İz olamayan çimenlerde,serpilmiş çiğlerin üzerinde biz yürürken el ele,gölgemiz kalmasın gerilerde,örtsün sedamızı bir güvercin peşimizde.Hayallerimiz bulutların üzerinde ,umutlarımız okyanusların öte yüzünde,bulutlardan okyanuslara bir ip çekilsin önümüze!değmesin eli kimsenin, umudumuz taşır bizi gideceğimiz yere...
İklimler yer değiştirsin,savaş kenti geceye gömülsün,barış ikliminden kar taneleri düşsün,karlar altında kalsın sevgi,filizlenip büyümeden alınmasın dalından,yoksa küstürür bizi.Gittiğimiz yolda kemirir içimizi,şüpheler kuşatınca yüreğimizi,o zaman uçar yüreklerden sevgi,kurur karlar dibindeki sevgi filizleri...
Sevgi bahçesinde yetişmiş fidanız biz,aşk ikliminde tomurcuklanıp çiçek açarız.Barış kentinde konaklayıp yatak atarız,sahipsiz kalanları kalbimizde taşırız,ansızın değişen iklimlerden şiddetle kaçarız.Kadri kıymet bilenleri taç yaparız,çiçekler içinde ancak gülü koklarız...
İz bırakmayız gittiğimiz yerde, rüzgardan hızlı Güneşten yakıcıyız, gerektiğinde.Kesinlikle kargaya aldanıp takılmayız peşine,turaç tanıtır bizi tüm evrene...
Gece gündüz demeden yaşadık tüm zamanları,bizim sevdamız gece döllenip gündüz yavruladı.Güneşin altında hamurumuz karıldı,sevgi eliyle incitilmeden ,aşk ateşine atıldı,aşk ateşiyele iyice pişince,barış iklimine yollandı.Barış ikliminde büyüdü,dallanıp budaklanıp kök saldı.Aldanmasın sevgisiz savaş kentinin insanları,bizim yaşayacağımız yer ancak barış iklimi,onun havası yüreğimizi dirilti,umutlarımızı yeniledi,hayallerimizi uçurdu.Biz ancak yüreğimizin yaşadığı yerde kalırız,orada sevgi, saygı, aşk ve barışı tadarız,yaşamda bundan başka ne ki!...
Yıl:08.04.2004
Saat:18.10-19.00
(E.KEKEÇ)KADIKÖY/İST.
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Sosyal devletin anlamını, devlet ile millet arasındaki ilişkiyi ve bir toplumu güçlü ve sürdürülebilir kılan dinamikleri detaylandırırken, b...
-
Günümüzde teknolojinin ulaştığı seviyeyi anlamak için sınırsız bir yaratıcılıkla şekillenen dijital bir çağda yaşadığımızı kabul etmek gerek...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, kimin neye inandığını ve ne adına yaşadığını anlamak her geçen gün daha da zor hale geliyor. İnsanlar, çoğu z...
-
Ah be oğul, Dünya dediğin, bir misafirhanedir aslında. Tahta beşikle başlar yolun, Tahta bastonla biter usulca. Arada ne var dersen, Gözya...
-
Mekânların Hafızası ve İnsanın Aldanışı Emevi Camii, tarih boyunca dinî, siyasi ve toplumsal anlamları bir arada barındıran, sadece mümin...
-
Bismillahirrahmanirrahim, Ey insanlar! Gelin bir düşünün, çevrenize bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Bugün içinde yaşadığınız toplum, All...
-
Bugün Suriye'de HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) tarafından gerçekleşen yeni çatışma patlamaları ve burada bizim medyanın ilişkileri üzerinde...
-
Suriye'nin içinden geçtiği karanlık dönem, sadece bölge ülkeleri için değil, tüm dünya için ciddi bir kriz senaryosudur. Ancak bu kriz...
-
Her çağ, insanı dönüştüren yeni düzenler yaratır. Zamanın ve zeminin rengine bürünmek zorunda kalmanın dayatıldığı dönemlerde, bireyin kim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder