Biz göğü, yeri ve arasındakileri boş yere yaratmadık. Cehennemi boylayacak o kâfirlerin vay haline! Sad; 38/27
“Allah’ın göğsünü İslâm’a açtığı kimseye Rabbinden bir aydınlanma gelmiş değil midir? O halde Allah’ı unutmaktan yürekleri kararmışların vay haline!” Zumer; 39/22
“Onlar dünya hayatına dalıp onu ahirete tercih ederler. Allah’ın yolundan alıkoyup onu çarpıtmak isterler. İşte bunlar derin bir sapıklık içindedir. Şiddetli azaptan dolayı vay onların haline!” İbrahim; 14/2-3]
.“Biz gerçeğin ta kendisi yoluyla sahte olanı darmadağın ederiz. Her sahte şey yok olur gider. Allah’a yaptığınız o yakıştırmalar yüzünden vay halinize! Enbiya; 21/16-18
Yani “Ben Allah’ın seçilmiş kuluyum, milletiyim, ırkıyım, kavmiyim, mezhebiyim, cemaatiyim, grubuyum” diyenlerin, içi boş kuruntularla avunanların, örümcek yuvalarını saray sananların, dinlerini hurafe çöplüğü üzerine kuranların, Allah’a olmadık yakıştırmalarda bulunanların, gerçeğin ta kendisi gelince her sahte şey gibi yok olup gidecek olanların vay haline!
“Onlar alacaklarının son kuruşuna kadar peşine düşerler. Ama iş vereceklerine gelince kıyısından kenarından nasıl çalıp çırpacaklarını hesaplarlar. Yolsuzluk yapanların vay haline! Mutaffifin; 53/1-2
“Kötülerin sicili tutulmuştur. Bilir misin, sicil ne demek? Orada her şey madde madde yazılmıştır. O gün yalan diyenlerin vay haline!” Mutaffifin; 53/7-10
“Para hırsıyla kendi yazdıklarını ‘Bu Allah'tandır’ diye sunanların vay haline! Uydurduklarından dolayı onların vay haline! Üstlendikleri vebalden dolayı onların vay haline! Bakara; 2/79
“En küçük yardımı dahi geri çevirerek, gösteriş yaparak ve kuru kuruya yatıp kalkarak namaz kılanların vay haline!” Maun; 107/ 4-7
Her insan ve toplum için bazı uyarılar vardır ki, bu uyarılar görmezden gelinemeyecek kadar güçlü, göz ardı edilemeyecek kadar gerçek ve anlamlıdır. Kutsal kitaplar aracılığıyla bize ulaştırılan ilahi ayetler de tam olarak bu niteliktedir. Her bir ayet, insanın iç dünyasına, ahlaki ve manevi yapısına, toplumun değerlerine dokunur. İnsanı sadece bireysel bir arınmaya değil, toplumsal bir uyanışa da çağırır. İlahi mesajlar; hakikate, adalete, sevgiye ve dürüstlüğe dayalı bir yaşamın temellerini oluştururken, aynı zamanda içsel yolculuklara rehberlik eder.
Ayetlerde geçen uyarılar, dünyaya kapılıp ebediyeti unutmanın, adaletin yerine çıkarı koymanın ve samimi inançtan uzaklaşmanın sonuçlarına dair önemli dersler sunar. Bu ayetlerde yer alan “vay haline” ifadeleri ise ilahi adaletin bir yansıması olarak, kişinin ve toplumun davranışlarına yönelik derin bir sorgulama ve hesaplaşmayı işaret eder. İşte bu manifestoda, her bir ayetin ışığında insanı ve toplumu aydınlatacak dersleri, ilahi uyarıları ve bu uyarıların bugünkü dünyaya olan anlamlarını derinlemesine ele alacağız.
Dünya Hayatına Kapılmak-Geçici Olanı Kalıcıya Tercih Etmek
Allah, dünya hayatının yalnızca bir aldatmaca olduğunu hatırlatır. Bizi, ebedi hakikat yerine geçici değerlerin peşinden sürükleyen her şey; hırs, mal mülk sevdası, lüks tutkusu, sonunda boşluk ve manevi bir çöküntü getirir. Ayetler, dünyayı ahirete tercih edenlerin, yolunu kaybedenlerin “vay haline” derken, bu geçici dünyanın ardına düşenlerin ruhen yok oluşunu anlatır. Bir toplum, kendi içinde yalnızca maddeyi gözeterek yaşadığında, vicdanını ve paylaşım ruhunu yitirir.
Bu yüzden, geçici olanın tuzağından kurtularak, kalıcı olan Allah’a yönelmeye çağırıyoruz. İnsanı haktan koparan, kendine ve çevresine yabancılaştıran bu dünya hırsını bırakıp, ruhlarımızı gerçek huzura ve samimi bir imana yönlendirmek zorundayız.
Batıl İnançlara Kapılmak-Gerçeğin Yerine Sahteyi Koymak
Din, insanı Allah’a ulaştıracak en saf ve doğru yoldur. Ancak, hurafelerle, batıl inançlarla şekillenmiş, içi boş, özünden uzaklaştırılmış bir inanç, kişiyi gerçek hakikatten ayırır. Allah, bu tür sahte inançlara kapılanlara “vay haline” derken, içi boş ritüellerin ve kendi kendine üretilen yanlış bilgilerin ruhlarımızı nasıl kirlettiğini, bizi Allah’tan nasıl uzaklaştırdığını ifade eder.
Her birimize düşen görev, samimi bir arayışla Allah’ın hakikatine yönelmek, sahte inançların ağına düşmemektir. Dinin temel amacını kavrayarak, onun gösterdiği saf yolda ilerlemek, ruhumuzu arındırmak ve toplumu batıl inançlardan korumak gereklidir.
Çifte Standartlar ve Haksızlık-Toplumun Adaletini Yıkmak
Allah’ın adalet terazisi, her bireye hakkaniyetli davranmayı, kul hakkına riayet etmeyi gerektirir. Ayetlerde geçen “vay haline” ifadesi, başkalarının haklarını gözetmeden kendi çıkarlarını düşünen, alacaklarında titizlik gösterip vereceklerinde çalıp çırpmanın yollarını arayanların içine düştüğü derin yanlışlığa işaret eder. Çifte standart, toplumda adalet duygusunu zedeler; yolsuzluk ise güveni yok eder ve toplumsal bağları koparır.
Bu yüzden, Allah’ın adaletine samimiyetle bağlı kalmayı, insanlara karşı her daim dürüst ve adil olmayı bir görev kabul ediyoruz. Adaletin kökleştiği bir toplumda, huzur ve güven ortamı yeniden sağlanır.
Dini Menfaat Uğruna Çarpıtmak-Samimiyetin Yerine Kibre Kapılmak
İnancın özü, Allah’ın rehberliğinde yaşamak ve O’na layık bir kul olmaktır. Ancak dini çıkarları uğruna çarpıtarak, kendini yücelten, kişisel menfaatleri için dini kullanarak hakikati saptıranların “vay haline” denilmektedir. Bu tür bir davranış, hem kişinin vicdanında derin bir yara açar hem de toplumu içten içe zehirler. Dini çıkar aracı yaparak sahte bir imaj çizenler, dinin en kutsal değerlerine zarar verirler.
Bu nedenle, inançlarımızda samimi olmayı, Allah’a duyduğumuz bağlılığı yalnızca O’nun rızası için yaşamayı savunuyoruz. İnancımızın temellerini menfaat kaygılarından koruyarak, saf ve sahih bir imanla Allah’ın rehberliğine bağlı kalmalıyız.
Gösteriş ve Riyakârlıkla İbadet Etmek-Allah’tan Uzaklaşmak
İbadetlerin özünde Allah’a yakınlaşmak, O’na olan sevgi ve bağlılığı göstermek yatar. Gösteriş için yapılan her ibadet, samimiyetsizliğin ve iki yüzlülüğün simgesidir. Allah, sadece gösteriş için ibadet edenlerin “vay haline” diyerek, bu tutumun ne kadar tehlikeli olduğunu vurgular. Bu tür bir ibadet anlayışı, bireyi Allah’tan uzaklaştırırken, toplumda ikiyüzlülüğü yaygınlaştırır ve güven ortamını zedeler.
İnsanları samimiyetle, yalnızca Allah’a yönelerek ibadet etmeye davet ediyoruz. Gösterişten uzak, kalpten gelen bir bağlılıkla ibadet etmek, ruhlarımızı arındırır ve toplumda güvenin temelini oluşturur.
Hakikatin Işığında Yeniden Dirilmek
Allah’ın ayetlerinde geçen “vay haline” ifadesi, insanın ve toplumun içsel bir hesaplaşmaya girmesi ve kendini yeniden düzene sokması için yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı, bireyleri samimi bir arayışa, Allah’a adanmışlığa, ve adalete dayalı bir yaşam sürmeye davet eder. Her birimizin, manevi huzuru, kalıcı mutluluğu ve ebedi kurtuluşu Allah’ın bu uyarılarına kulak vererek bulacağımızı biliyoruz.
Bu manifestoyla; kendimizi ve toplumumuzu yeniden düzenlemek, adalet ve doğruluğu her alanda hâkim kılmak için Allah’ın hakikat dolu çağrısını dikkate almanın önemini hatırlatıyoruz. Bireyler olarak dürüst, adaletli ve samimi bir yol izlemek, topluma güveni ve barışı getirecektir. Bu yolda, Allah’ın rehberliğine sımsıkı sarılarak, dünyada ve ahirette huzuru bulmak için doğruya, güzele, adalete ve hakikate davet ediyoruz.
Bahadır Hataylı/03.2024/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder