24 Ocak 2019 Perşembe

KUR’AN’DA AHLAK VE YAŞAM-3




“Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenler hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.” Nisa:114
Gizli konuşmaların çoğunda bir hayır yoktur. Gizli konuşmalarda dikkat edilmesi gereken temel kriter, sadaka vermek, iyilik yapmak ya da insanlar arasını düzeltmek olmalıdır. Bunun dışında yapılan konuşmaların çoğunda bir hayır yoktur. Hayrı olmayan konuşmalarla insanların hayatını düzene koymasını beklemek tam bir trajedidir. Bu trajedinin girdabından kurtulmak için öncelikle yaratıcının kullardan yapmasını istediği hayat dairesinin içine girmek gerekir. Bu dairenin içine giren kulların hayat basamaklarını doğru sıralaması mümkündür. Bu basamaklara dikkat edilmeyen ya da önemsenmeyen toplumlarda ahlaki yıkımlar kaçınılmaz olur.
Sadaka vermeyi konuşalım, alışılmış şekilde, dilenci olanlara kıyıdan kenardan bir ekmeğin kırıntısı şeklinde ayırdıklarımızı konuşmayalım. Çünkü, onların sıdk ile verilenler olmadığını, anlık reflekslere göre gelişen bir eylem olduğunu vicdanları kararmamış herkes çok iyi idrak eder. Şartlandırılmış bir davranış, uyarıcı teki sürecinde ortaya çıktığı için, onlarda düşünme idrak etme, sadakatini sorgulayarak yapma gibi bir anlayış bulamazsınız; bulsanız da dikkate alınmayacak düzeydedir. Bunları gündem yaparak aramızda fısıldaşmanın bir iyilik olmadığı ve hayra götüren yolları açmayacağı iyice kavranmalıdır.
Sadakayı konuşalım, çünkü sadaka sadakatten gelir. Yaratıcıya sadakati olanların yaptığı her eylem bir sadaka hükmündedir. Konuşmalarımızda, eylemlerimizde, tebessümlerimizde, yoldan bir taşı kaldırdığımızda, içselleştirerek ve sadece karşılığını yaratıcımızdan bekleyerek yapacağımız eylemlerimizi konuşalım. Bir garibin evinde tütmeyen ateşin neden tütmediğini, bir annenin dinmeyen göz yaşlarını, bir babanın durmayan ve bitmeyen yorgunluğunu, bir gelinin umutsuzca yol bekleyişini, bir çocuğun okul yolundaki çantasından çıkaracağı beslenmesinin ne olduğunu, tabiplerden evin çınarının hayatta olup olmadığını sormaya korkan gençlerin çaresizliklerini konuşalım …Konuşalım, konuşalım ama hayrı konuşalım hayrın dışında konuşacaklarımızın hepsinin, hakka giden basamakları imha etmenin değişik yolları olduğunu bilelim…
Hayır kapılarının nasıl açıldığını konuşalım. Gök kubbe altındaki acıların nasıl dineceğinin yollarını konuşalım, açların açlıklarının nasıl giderileceğini konuşalım, zalimlerin zulmünü durdurmanın yollarını konuşalım, evrenin dengesini bozan tüm ifsat yollarını açığa çıkarıp köklerini nasıl kurutacağımızı konuşalım. Adaletin yaygınlaştırılmasını ve hakkaniyete uygun bir hayatın olmazsa olmaz olduğunun kaçınılmazlığını konuşalım…Mazlumların acılarını dindirmeyi konuşalım. Yeryüzünün adil olarak kullanımının ve her kulun insanca yaşama hakkının olduğunu konuşalım. Sadakati, doğruluğu, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, merhameti, özgürlüğü, insan olmanın gereklerini konuşalım…İlmi, bilimi, yaratılışı, kulluğu, şirki, Allah’tan uzaklaştıran tüm ilahların geçiciliğini ve hiçbir şeye güçlerinin yetmediğini konuşalım. Evet her şeyi konuşalım ama konuşmalarımızın içeriği ve yönü sadece hayra kodlanmış olsun…Bunun dışında kalan ve içinde bir hinlik barındıran konuşmaların hiçbirinde hayır yoktur.
Yeryüzünde hakkı konuşurken ve hakkın şahitliğini gereği gibi yaparken, kimseden bir karşılık beklemeden sadece Allah’ın rızasını kazanmak için bunları yapmanın gerekliliğini bilerek yaşamak gerektiğini de konuşalım…Unutmayalım ki sadece karşılığı Allah’tan beklenerek yapılan eylemlerin hiçbirisi karşılıksız kalmayacaktır. En karlı ticaretin içinde olmak ne güzel bir yaşamdır, onu konuşalım…Allah ile yapılan anlaşmaya sadık kalanların en karlı ticareti yaptıklarını konuşalım…Allah’tan karşılık beklenerek yeryüzünde adaletin ve hakkın şahitliğini hakka uygun olarak yapanların ve ihlasla dini sadece Allah’a has kılanların yalnız kalmayacağını, Allah’ın, onlara mutlak yardımının eksiksiz geleceğini konuşalım…Kana kana dünya ırmaklarına ağızlarını dayayarak tüm çamurları içine çekecek şekilde ağızlarını çamurlardan kaldırmayanların helakini ve kaybedenlerden olduğunu konuşalım…
Tevhit kervanının yolunun zorluklardan, yalnızlıktan ve Allah’tan başka kimsesi olmayanların yolu olduğunu konuşalım…Dünyanın letafetinin ve lezzetinin bir gün tükeneceğini ama Allah’ın katında olanların asla tükenmeyeceğini konuşalım…İnançlarına bakılmaksızın herkese adil davranmanın gerekliliğini ve göz yaşlarını silmenin muhteşemliğini konuşalım. Mazlumların inançlarına bakmadan hepsinin imdadına ve yardımına koşmanın hayattaki en güzel eylem olduğunu konuşalım…Sarp yokuşu çıkmanın ancak bir garibanın fakirin elinden tutup ona yardımcı olmaktan ve onu ayağa kaldırıp dertlerine deva olmaktan geçtiğini konuşalım…Ama asala ve asla, Allah’ın istemediği bir yaşamın hiçbir yanını ve insanları çekiştirmeleri, aşağılamayı, hor görmeyi kınamayı dışlamayı düşmanlığı kin ve nefreti konuşmayalım ki…Yeryüzü barış esenlik ve insanlık mektebinin tümel olarak yaşandığı bir gezegenin adı olsun…
Kim bunları sadece Rabbinin rızasına nail olmak için yaparsa bilsin ki, Allah, yapılan hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmayan yerlerin ve göklerin mutlak sahibi en cömert olandır. Kim bunlara sadık kalır ve hayrı konuşarak onunla ilgili bir eylemde bulunur ve bunu da sadece Allah rızası için yaparsa bilsin ki, Allah onu karşılıksız bırakmaz fazlasıyla vereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın…
Erol KEKEÇ/24.01.2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder