Yaşam alanları tel örgülerle çevrili olmayan köleler kadar,
köleliklerini perçinleyen başka bir topluluk olamaz. Ruhları kölelik
algılarının tümünü yaşamalarına rağmen hala kendilerinin köle olmadığını
savunan kalabalıklar kadar, köleliklerini devam ettirecek başka bir kalabalık
bulamazsınız. Kölelik dendiği zaman hemen akla gelen ilk anlayış, demir
parmaklıklar arkasında direksiz donatılan masmavi göğe hasret kalanlar ve eski
toplumlarda para karşılığı alınıp satılan ve hayvan muamelesi görenler olarak
bilinir. Bu algı yıkılmadığı sürece sadece kölelik zincirleri perçinleşir.
Çağdaş dünyanın getirdiği toplumsal imha ve beyin uyuşturucu
mekanizmaların çoğalmasıyla birlikte yeni köle pazarlarının kurulduğuna hep
beraber şahit olmaktayız. Bunu nasıl iddia ettiğimi sorabilirsiniz. Tek elden
bilgilendirmenin yapıldığı ve farklılıkların imha edildiği, gücü elinde bulunduranın
kayıtsız şartsız kabullenildiği ortamlarda, böylesi anlayışı tasdik edenlerin
köle olmadığını iddia edebilir misiniz? Köleler efendilerinin dediğinden asla
dışarı çıkmazlar, çıktıkları taktirde efendilerinden kursaklarına aktarılan
arpalıkları hemen kesilir ve hatta bulundukları zamana kadar elde ettikleri tüm
birikimlerine efendileri el koyabilir. Çünkü onların tüm kazanımları
efendilerinin merhameti ve bağışı sayesinde kazanılmıştır.
Kitlelerin köleliği kadar kötü ve yıkıma dayanan bir başka
kölelik anlayışı düşünülemez. Kitlelerin köle olduğu yerde farklılıklar ve
özgürlüğü anlatanlar köle olarak suçlanabilirler. Bu durum devam ettiği sürece,
Köle kitlelerin hipnotize seanslarının sayısı devamlılık kazanır. Bu süreç
efendiler ile köleler karşılıklı birbirlerinin düdüklerini çaldıkları müddetçe
devam edecektir.
2020’li yıllara geldiğimiz bu yıllarda hala kölelik hukukun
tüm detayıyla kökleşerek hatta daha kapsayıcı ve kuşatıcı yönüyle kökleşerek
yayıldığını söyleyebiliriz. Dünyanın küresel bir köy haline geldiğini de
dikkate aldığımız zaman, enformasyonun çok hızlandığı ve bilgilerin tek elden
aktarıldığı bir yaşamda bilgiye egemen olan güçler, tüm insanlığı yönettiği bir
dünyada herkes köle olduğunu artık anlamalıdır. Konuştuğunuz kelimeler ve
seçeneklerinizi oluşturan tüm oluşumların mimarı sizin dışınızda ve onlar
olmadan toplumsal yaşamınızın sistematik olarak devam etmesi imkansızsa, demek
ki dünyanın güçlü bir efendisi var ve diğerleri bütün olarak köleler. Ancak bu
kölelik statülerinde yerlerimiz farklı olabilir. Kimileri piramidin en altında bulunurken,
kimileri piramidin orta ya da tepe noktalarında olabilir. Ancak bu durum
kölelikte düvel atlamış olduklarının kanıtı olabilir ama özgürlük naraları atmayı
gerektirecek bir yaşam asla olamaz.
Özgürlüğün temel ve birinci koşulu, Allah’ın dışındaki tüm
bağlayıcı sahte yalancı ve çıkar üzere kurulu bağların bağımlılığından kurtulmaktır.
Allah’a giden yolda tüm yolların karmaşıklaştırıldığı ve herkesin bir muammaya
dönen ne idüğü belirsiz bir dünyanın masallarıyla yaşamları kuşattığı bir yolda
hangi özgürlükten ve efendilikten söz edebilirsiniz. Efendilik ancak Allah’a kulluktan geçer. Allah’a kulluk denildiği zaman da bunu tarihi kalıntıların
altında can çekişen ve kimseye umut huzur ve kardeşlik vaat etmeyen yeryüzünde
cinayetlerin ve keşmekeşliğin yaygınlaşmasına neden olan bir anlayış olarak algılamayalım.
Bu özgürlük, kâinatın sahibine bilerek, idrak ederek, şartsız, tüm karanlıkları
aydınlığa çevirecek bir ortamda karşılıklı mukavele ile bağlanmaktır. Çünkü bu
efendi kimseye bilmeden anlamadan kavramadan bu mukaveleye imza atmasını istemiyor.
Hangi efendi ve patron size bu imkânı sunar göstermelikler dışında; güçlü ise
hep antlaşma onun dediğine göre yapılır. Ancak bu antlaşma tanıdıktan sonra
nefsin ve baskıların dayatması hariç bilerek teslim olanlardanım diyebilecek
düzeyde seviyeli bir ortamda yapılan sözleşmedir. Şunu unutmamak gerekir ki,
özgürlüğe açılan ilk kapı sadece ve sadece Allah’a kul olmak ve yeryüzünde eşit
olmaktır.
Özgürlüğe giden yolda yeryüzündeki tüm ilahlara başkaldırmak
için herkesi bir ve tek olanın önünde eğilmeye ve sadece ona kulluğa
çağırıyorum…Özgürlük ancak o zaman olur. Diğerlerinin tümü kendilerini özgür
sanan kölelerdir.
Erol KEKEÇ/23.12.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder