18 Haziran 2008 Çarşamba

PRATİK ZEMİNE ÇAĞRI

"Rabbimiz allah'tır deyip sonrada istikamet üzere dosdoğru olanların üzerine Melekler inerek(onlara derlerki):korkmayın ve hüzne kapılmayın size vadolunan cennetle sevinin."
"Biz bu dünya hayatında da ahirette de sizin velileriniziz.Orada nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istemekte olduğunuz her şeyde sizindir."
"Çok bağışlayan çok esirgeyen (Allah')tan bir bağışlama olarak:"
"Ve daha güzel sözlü kim vardır?Muhakkak ben müslümanlardanım deyip,salih amel işleyerek Allah'a çağırandan başka" Fussilet:30-33
Efendimiz sultanımız,koruyucumuz,mürebbimiz,yöneticimiz Allah'tır dedikten sonra istikamet üzere dosdoğru olanların karşılaşacağı bir sondur ancak bu.Allah'ın,korkmamalarını istediği insanlar herekes değildir.Onlar ancak ve ancak hayatlarının bütün birimlerinde yalnızca Allah'ı yegane Rabb ve ilah bilen insanlardır.
Sadece Allah'ı Rabb ilan etmeyen,zavallıların istikamet üzere olacağını sanmak çok komik olacaktır.Efendisi birden fazla olanlar,herzaman yalpalamayı,zikzaklar çizerek hareket etmelerini istikamet olarak ifade etmeye çalışsalar da,istikamet diye bir yola girme ihtimalleri olmayacaktır.
Çağımızın insanını harekete geçiren güç odaklarının çoğalmasıyla birlikte,insanların efendilerinin sayılarında da epeyi bir yükseliş ortaya çıktı.Efendilerin sayısının her geçen gün de bir tane daha artması,günümüzün insanını iradenin kontrolünden çıkararak,insanı kendisine çeken saiklerin kontrolüne terk etmeyi ortaya çıkardı.İşte günümüz insanı saiklerin gölgesinde hareket etmeye çalışan bir varlık olmaktan kendini kurtarmadığı sürece,buynundaki boyunduruktan kurtulamayacaktır.Boyunlarındaki boyunduruklarla,Allah'ın Rabbliğine sığındıklarını söyleyenler kendilerini aldatmaktan başka bir gerçekliği ifade etmeyeceklerdir.
Rabbimiz Allah,Bu ayetleriyle,düşünce ve pratik olarak islamın insanın hayatını bizzat kendisi programlayarak ,doğru sonuca ulaşmanın öncüllerini vurguluyor.İslami hayatın iki temel öncülü,Allah'ı Rabb olarak tanımak ve istikamet üzere dosdoğru olmaktır.Bunlar iki öncül, sonuç bunlara göre ortaya çıkarsa korkmak ve hüzne kapılmak yoktur.Sadece ve sadece sevinmek ve sevinmek vardır.
Rabbimiz Allah'tır diye ayağa kalkan yiğitler!korkmanın eceli önleneye faydası varmı?Oturmanın faydası olacakmı zorluklardan korunmaya?Yürüyün üstüne üstüne zamanın dev vampirlerinin,sömürge çarklarının,emperyalist tuzakların,fitnecilerin,despot zümrelerin,sahtekar hilecilerin,cambazların,dalkavukların,mezar taşı yontucularının,gece baskıncılarının ,din tacirlerinin ve ruhban ruhlu bezirganların yürüyün üstüne üstüne basın mayınlara patlasın,batsın ayaklara dikenler aldırmayın.Korku çığlıklarınızı toprağa gömerek bastırın ayaklarınızla üzerine,zalimlerin enselerine indirin darbeleri,düşsün elleri mazlumların omuzundan,düşsün salyaları yerlere,kendi salyalarında boğulsunlar aldırmayın olanlara....
Durmayın vakit durma vakti değil,olma,atlama,çağırma,hatırlatma,anlatma,katlanma ,sabretme,dayanma,direnme ve yürüme vaktidir.Neden korkacaksınız ki,şayet sizler dosdoğruysanız üzerinize melekler inerek sizleri sürekli müjdelerler...
Allah'ın yardımının kimlere indiğini haber vereyim mi? Rabbimiz Allah'tır deyip sonra da dosdoğru olanlara inerler.Onlara korku yok onlar üzülmezler.Onlar zamana göre hareket etmezler,zamana göre kılıf değiştirenleri yakından tanırlar,zamanın ve zeminin rengine göre renk değiştirenlerden beridirler.Dalkavukluk tarihinin mirasını sırtlarında taşıyan Yezidin takipçilerine alkış tutmanın intihar etmek olduğunu bilirler.İşte bu yiğitler,vahşi bir ormanda herkesin sesiz sedasız başlatarak ,devam ettirmeye kararlı oldukları,geleneklerinin temeline dinamit koyarak havaya uçururlar.Vahşi hayvanların saldırılarını hesaba katarak, sessizliği bozarak yürümenin korkuyu biraz daha dağıtmak olduğuna inanırlar...
Aldırmadan devam eden yürüyüş,bir mücadelenin yürüyüşüdür.Korkmadan söylenilen söz,HAkkın misyonunu üstlenmiş fidanların şiarıdır.Bizim şiarımız Tevhid,bütün topraklarda ve iklimlerde soğuk sıcak demeden,bunaltıcı ve yıldırıcı komploların tesirinde kalmadan,Hakkı hayatımızda ve diğer hayatlarda dimdik yaşanır kılmaktır.Hakkın yaşanılacağı ortamları gördüğümzde,selam edeceğiz herkese,çünkü biz insanları diriltmek için geldik kimse korkmasın öleceğiz diye...Biz bir insanı diriltmenin bütün bir insanlığı diriltmek kadar güzel bir eylem olduğuna inanan insanlardanız,sadece rahatınızı biraz bozuyoruz hepsi okadar.Şunu unutmamak gerekir ki karanlıklardan aydınlığa birden çıkan her canlı belli bir süre zorluk çeker, ancak karanlıklar aydınlıklara gebe,o aydınlıklara alışmak umuduyla...

yıl:1292
yer:Elazığ
(E.KEKEÇ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder