9 Eylül 2024 Pazartesi

Gıda Kıskacında Üretici ve Tüketici-Bilinçli Planların Gölgesindeki Kayıp

Tarım üretimi ve dağıtım sürecindeki sorunlar hem üretici hem de tüketici açısından derinleşen bir kriz yaratmaktadır. Bu tür bir kriz, yönetim eksikliklerinden, planlama hatalarından ya da bazı çıkar gruplarının kontrolünde gelişen sistematik sorunlardan kaynaklanabilir. Gıda üretimi, dağıtımı ve tüketimi arasındaki dengesizlikler ise, bir toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayamaması ve sosyal adaletsizliklerin derinleşmesi gibi sonuçlar doğurur.

1. Yönetimsel Hatalar

Gıda tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar genellikle, devletin tarımsal üretim ve ticareti kontrol etmedeki zayıflıkları ya da büyük ölçekli ticaret firmalarının aşırı güç kazanması gibi durumlardan kaynaklanır. Üreticinin maliyetin altında mahsul satamaması, piyasanın kontrolsüzlüğü ve devletin bu süreçte yeterince müdahale edememesi, ciddi sonuçlar doğurur. Devletin tarımsal üretimle ilgili teşvik politikalarında eksiklikler, maliyetlerin düşürülmesi veya ürünlerin değerlendirilmesi konusunda yeterli planlamanın yapılmaması gibi hatalar zincirleme sonuçlar doğurabilir.

2. Büyük Tüccarların Kontrolü

Çiftçinin ürününü satamaması, büyük tüccarların gıda piyasasına hâkim olmasıyla ilişkilendirilebilir. Tüccarlar, üretici fiyatlarının düşük kalması için piyasayı manipüle edebilir ve mahsulleri düşük fiyatlara satın alarak piyasaya sunmak yerine imha edebilir. Bu, gıda fiyatlarının tüketiciye yüksek maliyetle ulaşmasına, üreticinin ise zarar etmesine neden olur. Bu tür bir piyasa manipülasyonu, ekonomik dengeleri bozar ve sosyal adaletsizlikleri daha da derinleştirir.

3. Gıda Krizi ve Toplumsal Adaletsizlik

Bu durumun sonuçları özellikle dar gelirli kesimlerde daha belirgin hale gelir. Üretici zarar ederken, tüketici de aşırı pahalıya gıda ürünlerine erişim sağlamaya çalışır. Gıda fiyatlarının artması, toplumun yoksul kesimlerini daha da fakirleştirir ve bu durum sosyal adaletsizliğin katlanarak artmasına yol açar. Bu kriz, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir krizdir. Yoksul kesimler temel gıda maddelerine ulaşamazken, büyük tüccarlar ve aracılar bu durumdan kazanç sağlamaya devam eder.

4. Devletin Müdahalesi ve Planlama Eksikliği

Böyle bir kaos ortamında devletin rolü oldukça önemlidir. Eğer yönetim bu duruma seyirci kalıyorsa ya da yeterli müdahaleyi yapmıyorsa, bu durum yönetimsel bir zaaf olarak değerlendirilebilir. Devletin tarım sektörüne daha fazla destek vermesi, üreticiye teşvik sağlaması ve gıda tedarik zincirini adil bir şekilde düzenlemesi gerekir. Eğer devlet bu konuda bilinçli bir planlama yapmıyor veya çeşitli çıkar gruplarının etkisi altına giriyorsa, toplumsal düzen ciddi bir şekilde sarsılır. Ayrıca devletin vergilendirme politikaları da bu tür sorunları derinleştirir. Yüksek vergiler, çiftçiyi daha da zor durumda bırakır ve piyasanın dengesi bozulur.

5. Çürütülen Gıdalar ve Sorumluluk

Gıdaların çöpe gitmesi ya da çürütülmesi, tarım politikalarının yanlışlığını gösteren en net göstergelerden biridir. Bu, ciddi bir israfı temsil eder ve bu israfın topluma maliyeti çok yüksektir. Gıda ürünlerinin tüketiciye ulaşamaması, onların çürütülerek imha edilmesi, kaynakların doğru kullanılmadığını ve yönetim eksikliklerini ortaya koyar. Bu durum, bir yandan çevresel felakete sebep olurken, diğer yandan toplumsal huzursuzluk yaratır. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, bu tür bir israf kabul edilemez.

6. Küresel Etkiler ve Yönetim Stratejileri

Bu krizin arkasında yatan diğer bir olgu ise küresel ticaret sisteminin etkileridir. Uluslararası tarım ve ticaret politikaları, yerel yönetimlerin üreticiye yeterli desteği sağlayamamasıyla birleştiğinde, çiftçilerin rekabet edemez hale gelmesi kaçınılmazdır. Dünya genelindeki büyük gıda tekelleri, yerel üretimi ve çiftçileri zor durumda bırakabilir ve bu da yerel halkın ucuz gıdaya erişimini engeller.

7. Çözüm Önerileri

Bu tür bir krizi aşmak için öncelikle devletin aktif bir tarım politikası geliştirmesi gerekir. Üreticilere maliyet desteği sağlanmalı, tarımsal üretim teşvik edilmeli ve gıda fiyatları üzerinde denetim artırılmalıdır. Ayrıca büyük tüccarların piyasadaki hakimiyeti kırılmalı ve gıda dağıtımı adil bir şekilde organize edilmelidir. Bu sayede üretici de tüketici de korunmuş olur. Devletin, büyük tüccarların bu tür fırsatçı yaklaşımlarına karşı sert tedbirler alması şarttır. Ayrıca üretim fazlası ürünlerin çöpe gitmemesi için sosyal politikalar geliştirilmeli, bu ürünlerin düşük gelirli kesimlere ulaşması sağlanmalıdır.

Çiftçilerin ürünlerini tarlada bırakmak zorunda kalması ve tüketicinin yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalması, ciddi yönetimsel hataların ve toplumsal adaletsizliklerin göstergesidir. Bu durumu düzeltmek için devletin, çiftçilerin maliyetlerini azaltacak politikalar geliştirmesi, büyük tüccarların piyasayı kontrol etmesini engellemesi ve sosyal adaletin sağlanması için somut adımlar atması gerekir.

Bahadır Hataylı/10.09.2024/11.20/Namazgah/İST


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder