25 Ağustos 2024 Pazar

Türkiye'de Tarım ve Ekonomik Darboğaz-Çiftçiler ve Tüketiciler Arasında Sıkışan Gelecek

Türkiye’de tarım sektörü, tarih boyunca ülkenin ekonomisi ve toplumu için kritik bir rol oynamıştır. Ancak son yıllarda, ekonomik daralmalar, artan maliyetler ve piyasa dengesizlikleri, tarımın sürdürülebilirliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Çiftçilerin ürünlerini maliyetin altında satmak zorunda kalmaları ve tüketicilerin ise bu ürünlere yüksek fiyatlar ödemeleri, tarım sektöründe gelecekte daha büyük krizlerin habercisi olabilir. Burada çiftçilerin mevcut durumunu, bu durumun gelecekteki olası etkilerini ve sonuçta ortaya çıkabilecek ekonomik ve sosyal riskleri ele almaya çalıştık…

Çiftçilerin Üretim Maliyetleri ve Satış Fiyatları Arasındaki Uçurum

Son yıllarda tarımsal üretimde girdi maliyetleri hızla artmıştır. Gübre, tohum, mazot, ilaç gibi temel girdilerin fiyatları döviz kurundaki dalgalanmalar, enflasyon ve uluslararası piyasadaki değişimler nedeniyle yükselmiştir. Buna karşın, çiftçiler ürettikleri ürünleri çoğu zaman maliyetin altında satmak zorunda kalmaktadır. Özellikle bazı bölgelerde, üreticiler zararına satış yaparken, borçlarını ödemekte zorlanmakta, hatta bazıları üretimden tamamen çekilmektedir.

Bu durum, çiftçilerin üretim yapma motivasyonunu düşürmekte, üretimde devamlılığı tehlikeye atmaktadır. Tarımın sürdürülemez hale gelmesi, sadece üreticiler için değil, tüketiciler için de büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Tüketici Fiyatlarının Yükselmesi ve Gıda Güvenliği Krizi

Çiftçilerin düşük gelirleri, tarım sektöründe zincirleme bir etki yaratmaktadır. Üretimin azalması, ürünlerin piyasalarda daha az bulunmasına, bu da tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Bu fiyat artışları, özellikle dar gelirli tüketicileri ciddi şekilde etkilemekte, gıda güvenliği sorunlarına neden olmaktadır.

Ürün çeşitliliğinin azalması, temel gıda maddelerinin fiyatlarının artması, beslenme alışkanlıklarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Yeterli ve dengeli beslenme, toplum sağlığı için kritik öneme sahiptir; dolayısıyla gıda enflasyonu, uzun vadede halk sağlığını tehdit eder hale gelmektedir.

Tarımda Üretim Azalması ve Gelecekteki Olası Krizler

Çiftçilerin üretim yapmayı bırakması, Türkiye’nin tarım sektöründe dışa bağımlılığını artırabilir. Gıda ithalatına yönelmek, kısa vadede bir çözüm gibi görünebilir; ancak bu durum, uzun vadede daha büyük ekonomik sorunlara yol açabilir. Döviz kurundaki dalgalanmalar ve uluslararası ticaret anlaşmazlıkları, ithal ürünlerin fiyatlarını yükseltebilir, bu da iç piyasada fiyat istikrarını daha da zorlaştırır.

Ayrıca, tarımda üretim azaldıkça, ülkenin stratejik gıda güvenliği tehlikeye girer. İklim değişiklikleri, kuraklık gibi doğal afetlerin de etkisiyle, üretimin sürdürülemez hale gelmesi, Türkiye’yi ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya bırakabilir. Bu kriz, sadece ekonomik değil, sosyal huzursuzluklara da zemin hazırlayabilir.

Türkiye’de tarım politikaları, zaman zaman revize edilmekte ve destekleme mekanizmaları geliştirilse de uygulamaların yetersiz kaldığı görülmektedir. Çiftçilere verilen destekler, çoğu zaman gerçek ihtiyaçları karşılamaktan uzaktır. Ayrıca, piyasa düzenlemelerindeki eksiklikler, aracıların ve büyük toptancıların çiftçiler üzerindeki baskısını artırmaktadır.

Mevcut tarım politikalarının eleştirisi, daha kapsamlı bir reformun gerekliliğine işaret etmektedir. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için çiftçilerin maliyetlerini düşürecek, onlara hak ettikleri geliri sağlayacak adil bir piyasa düzenlemesi gerekmektedir. Aynı zamanda tüketici fiyatlarının makul seviyelerde tutulması, sosyal adaletin sağlanması açısından da hayati önem taşır.

Çiftçilerin üretim yapmamaları, sadece ekonomik değil, sosyal ve politik sonuçlar da doğuracaktır. Gıda fiyatlarındaki artış, ekonomik eşitsizlikleri derinleştirecek, toplumun farklı kesimleri arasındaki gerilimi artıracaktır. Bu durum, uzun vadede sosyal huzursuzluklara ve siyasi istikrarsızlıklara yol açabilir.

Bu bağlamda, tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi, çiftçilere desteklerin artırılması, yerli üretimin teşvik edilmesi, aracıların kontrol altına alınması ve tüketici fiyatlarının dengelenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, çiftçilerin üretimden çekilmesi ve gıda fiyatlarının artması, Türkiye’yi daha derin bir ekonomik krize sürükleyebilir.

Bahadır Hataylı/25.08.2024/02.14/Sancaktepe/İST


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder