5 Mart 2022 Cumartesi

MENFAAT İNİNDEN TÜNELİN SONUNA VARILMAZ


Çıkarlarını korumak ve sizden nemalanmak için yanınıza sağdan ve soldan gelen şeytanın uşakları, hep dost kılığında karşınıza çıkarlar. Şeytan dostlarını öyle bir eğitmiş ki, onların kim olduklarını ve iç dünyalarını anlayıncaya kadar sizin ne içiniz ne dışınız kalır şavktınız kayar.

Çağımızın en melun özelliği, kimin kim olduğunu anlamakta çok zorluk çekmenizdir. Yaşamın odağında menfaatler ve çıkar, temel belirleyici etken olarak bulunduğu sürece, sizin gördüklerinizden yola çıkarak bir yargıda bulunup ona göre yaşamınızı yönlendirmek istemeniz, çoğu zaman sizi büyük bir hayal kırıklığına uğratabilir. Sizin yanınızda menfaatlerine hitap eden bir şey varsa siz yeryüzünde bir melek olursunuz ve sizden daha iyisi dalda kaysı, ama çıkarlarına uygun olmayan bir olumsuzlukla karşılaşırlarsa, siz onlar için hiç anlam ifade etmeyen bir yaratık bile olamazsınız, tüm ipliğinizi çingene pazarında satışa çıkarırlar…

Yaşadığınız dünyada boynu bükük ve mahcup biri olarak yaşamak istemiyorsanız, her daim uyanık ve diri olacaksınız. Uyanıklıktan kastım kurnazlık anlamında tilki olmak değil, doğru ile yanlışı ayırabilecek düzeyde ayık ve bilinçli olmaktır. Bu uyanıklık sizde yoksa attığınız her adımda sırtlan ve çakallar içinde yara almadan yaşamak, bahtınıza çıkacak bir lütuf olur. Çağımızın en sahtekâr çok kişilikli yaratıkları, mangalda kül bırakmadan savururlar, kendileri neredeyse doğruluğun yörüngesinde otururlar, tüm doğru adımlar onların onayından geçer, yanlış yaşamların içinde asla bulunmazlar, önemli kahramanlar ve kabul gören insanlarla mutlaka bir soy bağları vardır, ondan dolayı bu kadar da cesur olduklarına sizi ikna etmeye çalışırlar, âmâ bilmezler ki her türlü pislikleri nasıl da ortalığa dökülmektedir. Konuştukça çirkeflikleri daha bir su yüzüne çıkmasına rağmen, sizi aldattıklarını ve çok büyük kara geçtiklerini hesap edebilirler ama siz siz olup kendinize gelmezseniz, bu sansarlarla aynı havayı teneffüs etmek zorunda kalırsınız.

Kültürel değerler, bir anlam kaymasına uğramadan önce belki kendinizi bu kavramlarla tanımladığınız zaman yanlış anlaşılmalara sebep olmayabiliyordunuz, ancak geldiğimiz nokta itibarıyla tüm anlamsızlıklar kendilerini anlamlı kılma yarışına girdiği için, kendisini kabullendirmek adına kaç takla atacağını kestiremiyorsunuz. Bunları siz anlamadığınız zaman sizlere kaç takla attırıp hayatınızı yaşanmaz kılacaklarını da bilemiyorsunuz. Ondan dolayıdır ki, size kardeş dost ve sırdaş gibi yaklaşıp sizin imkânlarınızı kullanırken size sırdaş olanlar, kendileri öyle bir fedakârlık yapamıyorlarsa şuna emin olabilirsiniz ki, dost diye yanınızda barındırdığınız gözü kırpmadan çıkarı için sizi imha eder.

Aynı uyarıcı farklı kişiliklerde aynı davranışlarla farklı beklentiler ortaya çıkarabilir. Karşıdan baktığınızda can ciğer kuzu sarması sandığınız arkadaşlıkların, hiç de öyle kuzu sarması olmadığını, menfaatler ortaya çıktığı zaman görebilirsiniz. Biri candan severken, diğeri çıkarını gizleyerek aynı sevgiyi taşıdığını iddia ederek birlikte yol yürüdüğünüzü sanırsınız, bir yerde yorulduğunuzda ya da yol iki çatal olduğunda sizlerin aynı amaç uğruna mücadele etmediğinizi anlarsınız.

Menfaat ininde bir araya gelenler, menfaatlerine bir leke düşeceğini anladıkları an aynı inde sizi boğarlar. Ondan dolayıdır ki, tarihte Uhut savaşında, savaşı kazanmış olan Müslümanların tekrar savaşı kaybetmelerinin gerekçesi çıkarlar ile ideal değerlerin aynı ortamda bir araya gelip birbirini imha etmesi olduğunu görürüz. Menfaatlerini kaybedeceklerini düşünenler, herkesi kendileri gibi menfaat pazarında dolaşıyor sanırlar. Ondan dolayıdır ki, bir yola çıkıldığı zaman yolcuların yola çıkma hedeflerini iyi anlamazsanız o yolun bitmesi düşünülemez. Yolun her noktasında bir sorunla karşılaşırsınız, karşılaştığınız sorunlar sizleri yer bitirir. Dolayısıyla sorunsuz bir yol oluşturmak sizin kendi elinizde, insanların iç dünyalarında ne taşıdıklarını akılla değil de duygularla anlamak ister ve duygusal bakışla çözümlemek isterseniz, şunu biliniz ki sizi çözümleyecek ve anlayacak başka beyinlere hasret kalırsınız.

İnsan, İnsan olma hüviyetini kazanamamış sadece beşer kimliği ile evrende bir yer kaplıyorsa, ondan insani bir duruş ve evrende insani bir hacim oluşturmasını beklemek sadece sizi bekletir, ötesi olmaz. Onun içindir ki, yaşadığımız ortamda nelerle, nasıl, ne adına muhatap olup ilişki kurduğumuzu ve ilişkilerimizi belirleyen dinamikler nelerdir, onları en ince ayrıntılarına kadar tahlil ederek yolculuk yapmak her aklı başında insan evladı için elzem ve gereklidir. Bu tahlil yeteneğini ve irdeleme beyin gücünü yitirenler, her an her yerde tsunami gibi kötülük dalgalarıyla karşılaşacağını hesap etmelidir. Menfaat dalgaları sizlerin irfan ve arifane duygularını, kahpelik inceliğiyle delip içinize sızıp sizi yaralamayı çok iyi becerirler.

Bu karamsarlıklar arasında insana huzur hiç yok mu o zaman, ne yapalım nasıl yaşayalım ki, ne üzülen ne de üzen olalım diyeceğinizi tahmin edebiliyorum… Yaşadığımız dünyanın içinde bulunduğumuz çağının en belirgin yanlarından biri, her tür olumsuzluklarla karşılaşacağınızı hesap ederek, onların olma olasılığının çok olduğunu, olumlu bir tavır ve sonuçla karşılaşırsanız onun da bir mucize olduğunu hesap ederek yaşarsanız, en azından fazla üzülmeden yaşamınızı devam ettirebilirsiniz. Bu duygular içinde emin adımlarla yola koyulduğunuzda, yollar uzasa sonuç gecikse ya da yol yarıda kalsa bile, en azından ruh dünyanızda sarsıcı dalgalanmalara neden olmaz kaldığınız yerden kalkar devam edersiniz. Herkese kaldığı yerden yoluna devam edecek güce sahip olmasını temenni ederken, menfaat ininden gelenlerle aynı hedefe yol aldığımızı sanan zavallı beyin ve yürek yorgunlarından olup, duygusal bağlılıkların kurbanı olmadan dosdoğru yürüme gücünü bize bağışlayan mutlak güç sahibinden yolumuzu aydınlatmasını umut ederek herkesi selamların en güzeli ile selamlıyorum…

Erol KEKEÇ/04.03.2022/23.15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder