İnsanların bilinçaltı biriktirdikleri ile ortaya koyduğu yaşam arasında doğrudan bir ilişkinin olduğu muhakkak. Bunu dikkate almadan hangi insan nasıl bir makamda olursa olsun, onları anlamak istediğiniz zaman doğru bir sonuca ulaşamazsınız. Son dönemde ülke gündeminin sınırlarını aşarak dış işlerini ilgilendirecek düzeyde yansıma yapan, mafya hesaplaşması olarak mı kabul edersiniz nasıl bakarsanız bakınız, gündemi de bu doğrultuda ele alıp değerlendirmek gerekir. Ancak Kişinin yaşamıyla ilgili değerlendirmeyi bu yönüyle ele alsanız da toplumsal yaşamda oluşturduğu etkiyi ise sosyolojik gerçekliği dikkate alarak ancak değerlendirebilirsiniz.
Sedat Peker’in kişiliği üzerinde fazla durmayacağım,
kendisine münhasır bir karakter barındırmaktadır. Her ne kadar pervasız ve her
şeyi yakabilecek kadar cesur bir görüntü ortaya koyuyor gibi olsa da her
konuşmasının sonunda bir virgülle hesap kitap ve Allah’tan bahsetmesi içindeki
tedirginliği ve ürkekliği de ortaya koymaktadır. Peker’in Mafya babası olarak
bilinen yönünü bir tarafa bırakırsak ince bir ruh ve kendisinin de bir gün
hesaba çekileceğini dikkate alarak konuşuyor yani ince eleyip sık dokumaktadır.
Sınırsız bir özgüveni olmasına rağmen sınırsız bir davranış şekli ortaya
koymuyor. Bu tarz davranış içinde görülmesi, onu izleyen ve dinleyenlerin
kafasında kendisine meşruiyet zemini oluşturmaktadır. Her ne kadar bazıları
beni organize suç örgütü gibi göstermeye çalışsa da, aslında ben meşru olmayan
ve kimsenin onaylamadığı bir eylemin içinde olmadım. Olduysam da tamamıyla
gayri meşru örgütlenmelerin karşısında oldum. Bu durum, resmi bir devlet
görevim olmasa da hep devletimle paralel hareket ettim demektedir. Ben
devletime karşı son derece saygılıyım hatta karşı karşıya geldiğim bakanı da
bakan olarak değil, bakanlık dışı derin hizmetlerde kusur etmemesinden dolayı
devlet görevini kötüye kullandığı için böyle davranıyorum iddiasında bulunarak
bir görüntü vermektedir. Peker’in bu kontrollü davranışı, onu bir anda
milyonların izlediği karakter durumuna getirdi. Bu yaklaşım ve yayınladığı
videolarda verdiği görüntü bir anlamda herkesin zihninde temkinli yaklaşılan ve
insanlar için tehlikeli olarak bilinen suç örgütleri de bir anlamda daha
yumuşak bir geçişe sahne oldu. Peker, bu videolarla mesajını verdiğini
düşünmekteyim. Hem Devlet dışı resmi olmayan oluşumlarda, insanların toplumsal
sorunlarına çözüm olacak alanlar olabilir, ayrıca bu örgütlenmeler durup
dururken olmuyor, devletin açık bıraktığı alanlardan kaynaklı sorunlar oluştuğu
zaman bunlarla mücadele etmek için resmi olmasa da meşruiyet temelinde bir
örgütlenme yapmak gerekir mesajı neredeyse ciddi bir kitlenin zihninde yer
buldu. Konuşma aralarında sürekli, ben yargılandım ama neden diye sorarsanız
cevabını vereyim derken, uyuşturucu satıcılarını ortadan kaldırdığım iddiasıyla
cinayet zanlısı olarak çok yargılandım oysa bunlardan hep takipsizlik aldım
diyor. Yani devletin kurumları benim hakkımdaki suçlamasıyla aslında benim
karşı olduğum ve o uğurda da ceza evine girdiğim alanları bana isnat ederek, benim
içinde asla olmayacağım bir durumda suç örgütü lideri olduğumu iddia
ediyor…Kıymetli dostlarım bunun yorumunu size bırakıyorum diyerek ciddi puanlar
topladığını düşünüyorum.
Peker için bu süreç, onun meşruiyet zeminine daha fazla
yaklaştığı bir süreç olduğunu düşünüyorum. Geçmişin faili meçhullerini de
ortaya koyarak kimler tarafından nerede yapıldığını açıklaması taşları yerinden
oynatmışa benziyor. Geçmişteki birçok cinayetin ve karanlık işlerin şahidi
olduğunu söylerken, insanların soracağı sorulara karşı da hemen cevabını
kendisi veriyor. Neden bu zamana kadar açıklamadın diyeceğinizi biliyorum,
ancak siz de içinde olmadığınız halde açıklamadan beklettiğiniz bir olayı içinizde
saklayabilirsiniz bu da insani bir yöndür benim de öyledir, şeklinde doğal hale
getirerek açıklamaktadır. Yani diyeceğim odur ki, Peker bu konuları çok rahat
atlatmaktadır.
Mafya ve çetelerin oluşma ortamlarına baktığımızda durup
dururken haydi bir örgüt kuralım ve hiçbir kural gözetmeyelim kendi
kurallarımızı kendimiz oluşturalım ve insanlara korku yayalım diye
oluşmuyorlar. Siyasal yönetimler, toplumsal ve kültürel ortamların
yönlendirmesi, toplumsal dışlanmışlık ve mevcut yaşam alanı içinde bir yer
edinememiş olmak, problemleri çözmekle mükellef olan hukuk sisteminin davaları
sonuçlandırmadaki sürecin belirsizliği, hukuka karşı oluşan güvensizlik ve kısa
zamanda sonuca gitme gibi nedenler bu tür oluşumların oluşmasına zemin
hazırlamaktadır. Bu zeminler değiştirilmeden bu oluşumların yok olmasını da
düşünemezsiniz. Bunlar kendilerini anlatırken ve başkalarının topluma onları
tanımlama şekli iyiliksever, hayır yapan fakir babası, yanlış yapana göz
yummayan namus bekçisi gibi övgü dolu sözlerle onlar taltif edilirler. Bir
toplumda her ilin bir mülkü amiri olmasına rağmen bu mülkü amirlerden bir elin
parmakları kadar kişi için, babacan biri, fakir babası, saygıdeğer biri,
insanları düşünen gibi övgülere rastlamazken, neredeyse bu babalar anlatılırken
her biri bir efsane gibi anlatılır. Bu da toplumsal ortamda resmi özellikleri
olmasa da meşruiyetlerini kazandıklarını göstermektedir. Şehit aileleri bir
mafya babası olduğu söylenen yeraltı dünyasının önemli ismiyle bir araya gelmek
için, belli bir gün düzenliyor ve oranın mülki amirlerinden daha kalabalık
kitleler tarafından karşılanıyorsa, bunlar aslında sosyolojik vaka olarak ele
alınması gerekir. Ayrıca siyasal sistemin de kendisiyle yüzleşerek kendisini
sorgulaması elzemdir. Aynı mafya lideri birkaç yıl öncesinde şehir şehir
mitingler yaparak devletin yanındayım biz devletimizle el ele mücadele ediyoruz
imajı verirken devlet hiçbir ses çıkarmıyorsa, bu yaklaşımları nasıl ele almak
gerekir. Organize suç örgütü olmak için ne yapmak lazım veya nasıl bir duruş
oluşturmak gerekir. Peker Hapisten çıktıktan sonra her yerde önemli iş adamı
olarak taktim ediliyor, iktidarın bir bakanı ile atışmalar başlayınca suç
örgütü tanımlaması içine giriyor. Bir kavramın tanımı ya da anlattığı
gerçekliğin bir kriteri olacak mı? Bunları neden mi soruyorum? Eğer devlet Suç
örgütü ifadesini, yapılan eylemler değişmediği halde ortama zamana ve bu
faaliyette bulunanların sergilediği duruşun kimin yanında olmasına göre karar veriyorsa,
suç örgütü ifadesi ciddiyetten uzak olur. Bir kavramla tanımlanan içerik,
faaliyetin kim tarafından ve kimin adına yapıldığına bakılmaksızın herkesi ve
her ortamdaki eylemi kuşatacak düzeyde ise, o zaman bu kavramla anlatılan şahsa
karşı gösterilen tepkilerin birçok çelişkiyi içinde barındırdığını neden
görmekteyiz? Eğer bu tarz açıklama tepki ve uygulamaların önü alınmazsa resmî
açıklamaların ciddiyetten uzak olduğuna inanır insanlar.
9. Video olarak izlediğim Peker’in konuşmalarının ciddi bir değişim
ve dönüşüm geçirdiğine şahit oldum. Önceki videolarında yaptığı açıklamalar ile
9. Video arasında önemli bir ayrışma vardı. Sanki Peker’in önceki konuşmaları
ve sonraki konuşma ile bir hedef gözetilerek açıklamaların yapıldığını
düşünmeye başladım. Yani kontrollü bir gürültü gibi geldi bana. Kontrollü gürültü
her zaman bir hedefin gizli tutulmasıyla
yapılan bir gürültüdür.9. videoda Peker, kızgınlıklarının kendisini böyle
davranmaya sevk ettiğini, hatta geçmişte karşı karşıya geldiği bakan Albayrak arasındaki
tersleşmenin sebeplerinin de araya giren ve bundan çıkar devşiren parazitlerden
kaynaklandığını, bunlara karşı gayet duyarlı olunmasını, Bakana karşı
kendisinde oluşan gerilimlerden dolayı da helallik talebinde bulunarak özür
dileyecek açıklamalara varan konuşmaları üzerinde durulması gerektiğini
düşünüyorum.Peker,devletin yanındaki duruşunun devam edeceğini, dış güçlerin, Feto taktiğini uygulayarak eski Fetocuların
böyle bir karanlık ortam oluşturduğunu bundan bir an evvel herkesin kurtulması
için uyanık olunmasını söylüyor, devletimize karşı dışarıdan gelebilecek olumsuzluklara
herkesin hassas ve duyarlı olmasını öğütlüyor.
Yani gördüğüm kadarıyla Suç örgütü ifadesiyle anlatılmak
istenen aslında istetme lastik gibi kullanılan bir kavram olduğudur. Devletler
normal tekerle yola devam etmekte zorlanıp bir hava kaçağı ve patlama olduğuna inandığında,
bu yapılanmaları hemen devreye koyarak kaldığı yerden yoluna devam edebiliyor,
ne zaman ki asıl tekeri onardı o zaman istetme lastiğin olumsuzluklarını
anlatarak onunla olan bir bağlantısının olmadığını konuşabiliyor. Bu durumlar
bizim gibi insanların zihinlerini zorlayarak zihin duvarlarımızı yıkacak duruma
geldiğimizde, bir de bakıyorsunuz ortada ne istetme lastik kalıyor ne de
sorunlu asıl lastik her şey süt liman haline dönüyor…İşte bu da bize gösteriyor
ki tüm bunlar kontrollü gerçekleşen gürültülerdir.
Dün itibarıyla, mafya Bakan arasındaki düelloya bazı
politikacılardan gelen destek mesajlarıyla, Peker’in açıklamalarının birbiriyle
uyum içinde olması ve üç tane daha video yapacağını, onların da daha çok kendi
şahsına yönelik ferdi saldırılardan oluşacağını afişe edeceğini söylemesi bir
anda bende düşündüklerimi destekliyor görmem bu tarz oluşumların neden ve niçin
var sorularını yeniden sorarak bunlarla ilgili geniş yelpazeli araştırma ve
açıklamaları gerekli kıldığını gördüm.
Hukuka kimse yaptırım uygulayamaz ve hukuk bağımsız,
cumhuriyet savcıları toplum aleyhine olabilecek her konu hakkında soruşturma
başlatır gibi beklentilerimiz de bir anlamda rafa kalkıyor bu tarz ortamlarda.
Çünkü istetmeler ve gerçek tekerler nasıl ne zaman kullanılacak bunların ciddi
bir tanımlaması yapılamadığı için, Savcılarda da tedirginlik oluşturabiliyor.
Bu tedirginliklerden olsa gerek, medyanın bangır bangır bağırarak suç örgütleri
şunları şunları yapıyorlar gibi mesajları savcılar tarafından pek dikkate alınmıyor.
İşte, bu hengamede bizler de zihinlerimizi arı duru bilgilerle donatmak istiyoruz.
Sebebi ise yanlış bir bilgi ve yönlendirmeyle ucu bir daha kapanmayacak açıların
oluşmasına sebep olabiliriz endişesini taşıyoruz.
Sükunet durumu hasıl oldu, deniz çarşaf gibi, şimdi tüm
gemiler dışarıya odaklanmalı, onun için bu tarz açıklamaların kapsam alanından
çıkarak yeni koordinatlar belirlemek her düşünen, idrak eden ve sorumluluk
taşıyanların yapması gereken bir eylemdir.
Son olarak diyorum ki hayat boşluk kaldırmıyor, eğer olması gerekenler,
olmaması gereken yerlerde havanda su döverlerse, birileri çıkar o havanın
içindeki mamulü değiştirmenin kendi görevi olduğunu iddia ederek rutin yaşama
bir çomak sokabilir. Rutinlere bazen çomaklar sokulmalı ki, rutinler rutin
olmanın ötesinde bir anlamının olduğunu anlayabilsinler…
Selam saygı ve muhabbetlerimle….
Erol KEKEÇ/27.05.2021/10.38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder