5 Mayıs 2021 Çarşamba

KÜRESEL SİYONİST ŞEBEKENİN İNSANLIĞI İMHA PLANI

 

YAKLAŞIYOR YAKLAŞMAKTA OLAN

“Ancak hakimiyeti eline alır almaz yeryüzünde fesat çıkarmaya, ürünü ve nesli yok etmeye çalışır; Allah fesadı sevmez.” Bakara/205

Yeryüzü zalim güçlerinin en belirgin özelliği gücü eline alır almaz ekini ve nesli yok etmek ve yeryüzünün dengesini bozmaktır. Tarih boyunca böyle olmuş ve böyle olacağı da muhakkaktır. Bu tanımlama, günahkâr haddi aşan zalimlerin bir yaşam biçimidir. Yeryüzünde hakikate öncülük edecekler pısırık kalır gerekli çabayı harcamaz mal ve canlarıyla bu dünya sinemasında baş rol oyuncusu olmazlarsa, hâkimiyeti ele alan zalim tağutların ortaya koyacağı ifsat sistemlerine teslim olmak zorunda kalırlar.

Geçmişten günümüze kolluk gücü ve ekonomik güç at başı gitmişlerdir. Yani birini diğerinden ayırmak ve ayrı düşünmek neredeyse imkânsız gibidir. İlkçağlarda Sokrates için ölüm fermanı verenler o toplumun hem zenginleri hem de kaba gücü elinde bulunduranlardı. Aynı durum Hz. Musa döneminde kaba gücü elinde bulunduran Firavunun yan cepleri de Karun, Haman ve Belam sınıfıydı. Allah Resulünün yaşadığı dönem de bu saydıklarımızdan farklı değildi. Mekke‘nin en zenginleri aynı zamanda devletin de sahipleriydi. Mesela Ebu Süfyan bunların önde geleniydi. Feodal yönetimlere ve ağalık sistemlerine baktığımızda bu durum gelenek olarak hep devam edegelmiştir. Ağalar tüm arazilerin sahibi olduğu gibi dilediğini öldürür dilediğini sağ bırakır bu da gösteriyor ki, yakın tarihimizin felsefi ve düşünsel kodlamaları bu anlayışlardan bağımsız şekillenmemiştir.

Yahudi Siyonizm’ine baktığımız zaman dünya ekonomik sistemini elinde tuttuğu gibi ekonomik yapıyı da kontrolünde tutmaktadır. Onların bu hakimiyeti, yeryüzüne fesadın geleceğinin de habercisi olmaktadır. Dünyaya bu günahkâr zalim güruh yön verdiği sürece insanlığın bela ve musibetlerden kurtulması mümkün değildir. Onun için dünya mazlumlarının tümü, ayaklanmalı ve yeryüzü baronlarına karşı bir araya gelmeli ve zulmü sonlandırmalıdır. Bu olmadığı zaman yeryüzünün toptan yok olma süreci yaklaşarak gelecektir. Çünkü şu an bile yaklaşarak gelmektedir gelmekte olan…

Üçüncü dünya ülkeleri diye sınıflandırılan topraklarda yaşayanlara baktığımızda onların biyolojik varlıklarının kendilerine yük olduğuna şahit olmaktayız. Acaba bu insanlar yeteneksiz hiçbir şeyi anlayamayacak düzeyde mi yaratıldılar haşa…Herkese kendi yaşamını devam ettirecek ve rızkını temin edecek kabiliyetler verilmiştir. Ancak bu insanların üzerine çok ciddi saldırılar yapılmıştır. Bu saldırılar fiziki saldırganlık gücü ile ekonomik imkanları elde tutma gücünün birleşiminden oluşmaktadır. Bu iki güce sahip olduğunuz zaman insanlığı imha etmek için başka çabaya gerek kalmaz.

Bu baron Siyonist küresel şebeke, gücü tamamıyla insanlığın aleyhine kullanmayı denemiştir.Gitikleri tüm topraklarda kendi anlayış ve sömürülerini devam ettirecek onları temsil eden alt gruptaki zalimleri atamışlardır. Bu zalimlerin yaşamı da onlara göbek bağı ile bağlı olduğundan,”Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar…”sözü hakikat olur. Bu atanmış ulusal bölgesel ve lokal düzeydeki zalim yöneticiler hiçbir zaman kendi egemenliği altında yaşayanların daha iyi koşullarda yaşaması için mücadele etmezler. Onların temel yaşama etkeni, kendilerini tayin eden veya koruyanların isteklerine muhalif olmamaktır. Onlara muhalif oldukları zaman nasıl bir sonla karşılaşacaklarını çok iyi bilirler.

Bugün dünyanın her köşesinde insanlık ifsat edilirken, ulusal yöneticiler bu küresel Siyonist baronların taleplerini ve dayatmalarını bilimsel bir rapor gibi kendi halklarına sunarak hem halklarını kandırmaktadırlar hem de zalim Siyonist çetenin amaçlarının gerçekleşmesine hizmet etmektedirler. Dünyanın tüm kaynaklarının başına oturmuş istediğine istediği kadar kimine istemediği kadar vererek, kendi amaçlarının gerçekleşmesine hizmet etmelerini istemektedir. Sömürülmeyi bir kader olarak kabullenmiş ve kendisine gösterilen bir yapay gülücüğe tüm benliğini feda edecek kadar da kendisini tanımaktan aciz pısırık ve dünyaya söyleyecek bir sözü olmayanlar da bu yönetimlerin elinde şamar oğlana dönerler. Eğer bir toplumun tarım, sağlık hayvancılık, su kaynakları, doğa ve ekolojik dengesi, ürün çeşitliliğinin yaygın olup olmaması hep o güçler tarafından belirlenmiş kurallar doğrultusunda mevzuat haline getirilip uygulanıyorsa, ifsat olmanız için başka çabaya gerek yok demektir. Bugün dünyanın tohum üretiminin neredeyse büyük bir bölümünü elinde tutan Siyonist çete, tüm gıda ürünlerimizi ifsat etti. Gıda ile sağlığımızı tarumar etti. Bizi düzelteceğini söyleyerek verdiği ilaçlarla insanlarda insani benlik taşıyacak genleri imha etti. Nesiller sorumsuz duyarsız ve hayvan gibi yaşamayı kendi özgürlüğü olarak tanımlayıp, insanlıktan istifa etmeyi bir marifet bilecek duruma geldi. Gıdanız ilacınız olsun geçmişten beri gelen özdeyişlerimizin yerini gıdamız kendi zehrimize dönüştü. Bunları yapanın küresel Siyonist çete olduğundan zerre kuşkum yoktur. İşte, bu çete ülkelerin hem yönetimlerini hem de ekonomilerini ele geçirince her ülkeyi kendi at koşturdukları alan haline getirdiler. Bu alanlardan ağzımıza ve burnumuza dolacak olan tozlar bizim kendi tozumuz olmayacak, onların istedikleri tozu ve havayı solumamız anlamına gelecek.

Dünya el ele vermiş dönüşü olmayan cehennem yolculuğuna çıkmış gibi…Hem endişeli hem de umut ederek bekleyiş içinde…Kimse sormuyor, yeryüzüne egemen olduğunda amacı ekini ve nesli imha etmek olanlar, benim için geleceğimde umutlu ve huzurlu bir değeri bana bırakırlar mı? Asla ve kat’a böyle bir son bu güçlerin dünyayı yönettiği zamanda gelmeyecektir. Bunların ayar sistemleri kötülük ekmek ve hasat zamanı da pislik toplamak üzerine kodlanmıştır. Bu düzen böyle gitmez sonumuz sondan evvel geliyor diyerek tüm insanlık ayağa kalkmadığı sürece böylesi bir sona her an hazırlıklı olmak zorundayız.

Bu cani ve doymak bilmeyen küresel Siyonist çetenin, yeryüzü egemenliğinden al aşağı edilmesinin yolu, Allah’a gerçekten iman eden ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan mücadele edenlerin elleriyle gerçekleşecektir. Uyanalım ve kendimize gelelim…Biz kendimize gelirsek yeryüzü mazlumlarının hepsini uyandırma ve onlarla el ele verip cehenneme bize bilet kesenleri o araca bindirir, dünyamızı cennet haline getiririz. Dünyamızı başkalarının cehennem haline getirmelerine fırsat verip, kader ne yapalım biz de böyle yaşayacakmışız diyerek kendi kitabımızın iki kapağını kapatıp, en büyük kitap olan kendimizi okumadığımız sürece, sonumuz cennet olmayacak bunu idrak edelim ve ayağa kalkalım…

Küresel Siyonist çete bir korkunun pençesinde bütün bir insanlığı boğarak imha ederken bizler hala kurtuluş ümidi taşıyoruz. Kurtuluş ümidi taşıyorsak öncelikle bu küresel Siyonist şebekenin verdiği korkuların korkusundan kurtularak, bir ve tek olan Yerin ve Göklerin Rabbi Allah’a dayanıp mücadele edelim yatmayalım uyanalım…Onlar uyanıkken bizler gafletten kendimizden geçerek hipnotik rast makamında müzik eşliğinde hamakta sallanıyorsak yakın bir gelecekte tüm dünyanın idam sehpasında sallandığına şahit olacağız…Uyanalım artık yeter, DSÖ denen bir ahtapotun sahte yalancı kolları  dünyayı kuşattı ve istediğine zehrini akıtarak bir anda dünyasını karartıyor…Biz iri, diri ve uyanık toplumuz, kim bizi bu şebekenin küresel yalan dolan ve cambazlıklarına kurban verdirdi…

Ey insanlık! Önce ekin sonra nesil, hiç düşündük mü bu başımıza gelen nedir?

Siz akletmezseniz,dünyayı zalimlere ve onların yerli işbirlikçilerine bırakacak kadar duyarsızlaşır ve imaratın tek yetkilisinin Allah’a kul olanların olduğuna inanmazsanız, yeryüzünde cennet kurup size cehennemi yaşatacak olan zalimlerin cehenneminde yanarsınız… “Ey iman sahipleri! Size ne oldu ki, "Allah yolunda seferber olun" denilince yere çakılıp kaldınız. Ahiretten vazgeçip iğreti hayata mı razı oldunuz? O iğreti hayatın nimeti ahiret yanında pek azdır.” Tevbe/38

“İnsanlardan kimi vardır ki “Allaha inandık.” der; Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanlar(ın) eziyeti(ni) Allah’ın azabı gibi görür. Rabbinden bir yardım gelecek olsa, mutlaka “Doğrusu biz de sizinleydik!” derler. Allah insanların göğüslerinde (kalplerinde) olanları iyi bilen değil midir!” Ankebut/10

Rabbim bizleri idrak eden ve yeryüzünde bir halife olarak yaşayıp hakikati omuzlayan ve yeryüzünün her yanına adalet dağıtanlardan eylesin…Selam saygı muhabbet ve dualarımla…

Erol KEKEÇ/05.05.2021/03.13


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder