10 Şubat 2021 Çarşamba

TALANİSTAN’DA HAYAT

 

TALANİSTAN; Talanistan beyliği diye bilinir, gerçek yaşamın maltazarları olarak tarihe kaydedilir. Talanistan yerkürenin en verimli topraklarında kurulmuş dört iklimi doyasıya yaşayan ama bir türlü huzura kavuşacak bir yaşam ikliminden yoksun toprakların karayazılı ismidir.
Talanistan küçük bir Beylik olarak kurulur dünyaya sesini duyurur,1900’lü yılların başında Cumhuriyet olarak kabuk değiştirir, ancak totaliter baskı dönemlerinin alasını, 1935’le başlayan 50 ‘li yıllara uzanan süreçte doruk noktada yaşar. Hep vaatler sıralanarak vaatleri gerçekleştirmek için gelenler, vaatlerinin yerine voyvoda kazıklarıyla halkını tanıştırmayı kendisine bir görev bilir.
Talanistan aslında bir fistanla iki göbek atıp bir kıvırmasyon yapanların rahatlıkla zirve yarışında ipi göğüslediği mekân olarakta bilinir. Bu yarış hep devam etmiş, tarih bunları yazmaktan imtina etse de biz bazen tozlanmış sayfalar arasında bu ülkenin yerini ve koordinatlarını bulmakta zorlanmıyoruz.
Talanistan Beyliği şimdilerde bir Beylik olmanın ötesinde dünya koordinatlarını değiştirecek bir güce sahip olduğunu söylemesine rağmen, kendi yaşam koordinatlarının ne olduğunu bilmeyecek kadar da gerçekler dışında yaşamaktadır. Bu belirsizlik onun tepeden tırnağa tüm müdahil olacağı alanların seyrinin kendi dışında cereyan ettiği izlenimini de beraberinde getirmektedir.
Talanistan ’da Hukuk hiç güven vermez, sürekli değişkendir bu değişim “Değişmeyen tek şey değişmenin kendisidir” anlayışına uyarak yenilenme ve insanların ihtiyaçlarını dikkate alarak düzenleme şeklinde olmaz. Hukuk tamamıyla gücün direktifleri doğrultusunda değişim geçirir, bu evrimde de daha çok Beylik içinde kök salmış olan ailelerin yaşam standartlarının bulunduğu durumdan aşağılara inme ihtimali tehlikesi varsa, hukuk hemen frene basar ve yeni düzenlemelere gider bu düzenlemeler de kanundan çok Kanun hükmünde kararnamelerle gerçekleşir. Yani anlayacağınız Talanistan Beyliğinde asıl korunması gerekenler asilzadeler olduğu için tüm kanunlar bunlara kurban olur; kanunların kurban olduğu yerde aşağı katlarda yaşamlarını devam ettirenler çifte kurban yerine geçer onun için onların yaşamasının gerekli olup olmadığı da zaman zaman tartışma konuları arasına girer. Hatta ekmek buluyorsa haline şükretmesi gerekir, çöplüğe atılan yumurtaları tuzlu suyun içine koyduğunda batıyorsa rahatlıkla yiyebilirler. Çünkü onların olup olmaması o kadar önemli değil, önemli olan Talanistan yönetim erki ve asilzadelerin yaşamlarında konforu sarsacak bir inişin olmamasıdır. Yani anlayacağınız hukuk gücü korur, tebaa güce tapar. Böyle olunca Talanistan’a beklenen cumhuriyet bir türlü gelmez.
Talanistan’ da kanuna uygun mevzuata aykırı olmayan ne yaparsan yap, yeter ki onu o dosyaya yerleştir, her şey helaldir. Din adına fetvalar çok çabuk piyasaya dökülür, bir fetva olunca akan sular durur. Birisi çıkıp tüm bütçeyi alıp götürse, beylik tebaası bir araştıralım acaba neden götürmüş olabilir, mutlaka bir sebebi vardır, belki de tüm dini mekanları yeniden yaptıracak içine halı döşeyecek ya da yeni haçlar dikecek diye hemen savunmaya geçer. Yani Talanistan ‘da talan yolları her zaman açıktır yeter ki siz tebaanıza uygun bir dil ve mevzuata aykırı olmayan parlayan bir cümle ile onu izah edin yeter. Talanistan olmak öyle kolay değil, her talanı açıklayacak mevzuata uygun bir cümleniz olmalı…
Talanistan ‘da kamuya ait mevki ve makamların dağıtımında çok fazla liyakat ehli olmak şart değil, güç merkezine yakın olduğunuzda ve bir uydu gibi etrafında döndüğünüzde sizin gelemeyeceğiniz hiçbir makam yoktur. Bu durum Talanistan beyliğinin en karakteristik yanıdır. Çünkü bu özelliği onu tanımlayan en belirgin kültürüdür. Talanistan’ da Yönetici erkin değişmesi ve yeni ideolojilerin yönetime gelmesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur, gelenek asla bozulmaz yönetimler ve makamlar elde edilirken, her gelen yönetimle kuracağınız kan bağları sizleri paraşütle o makamlara atar.
Talanistan’ da yolsuzluk, yoksulluk, yüzsüzlük ve yasaklar kırmızı çizgilerdir, bunlara kimse dokunamaz herkes bunları ortadan kaldıracağını vaad eder, ancak daha bir kökleştirerek görevini halefine devreder. Gelen de bunların korunmasına inanmış olmalı ki, tebaaya artık bu kavramlar bir yaşam felsefesi gibi gelir. Aynen bizde olduğu gibi Talanistanın da kendilerine özgü deyimleşmiş atasözleri var…(!) “Bal tutan parmağını yalar, Devletin malı deniz yemeyen keriz, bizim Talanistan’a bir yolumuz düşse orada yaşamaya kolay alışırız, çünkü biz onların yaşam tarzlarına sanıyorum yabancı değiliz her ne kadar bunlar bizde olmasa da(!) zaman zaman bu tür kavramları duyabiliyoruz, çünkü bizler gayet zeki ve her telden saz çalabiliriz(!) her konuda mutlaka bir fikrimiz vardır ama tek kendimizle ilgili bilgi sahibi değiliz… O kadar da olsun,o kadar çok konuda fikir sahibi olurken kendimizle ilgili bilgi sahibi olmayı atlamışız bu kadar hata Padişah kızında da olmaz mı(!)
Talanistan hakkında konuşacağımız çok konular olmasına rağmen, ülkenin meridyen ve paralellerini tespit ederek gidelim ki sonra ufak tefek gördüğümüz kültür dokuları, ülkeyi anlatan gerçek bir yaşam öyküsü olabilir…Bugün burada duralım bir dahaki sefere Talanistanın aile yapısı ve değişim sürecini konu alarak yoğunlaşalım ve bizimle bir karşılaştıralım arada ne kadar fark olduğunu hep beraber görelim… Ne dersiniz?

Erol KEKEÇ/09.02.2021


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder