24 Temmuz 2013 Çarşamba

VEDA FERMANI (VEDA HUTBESİNDEN GELEN SES)-2


“De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Âl-i İmran/31
Allah’ı sevdiğimizi iddia eder dururuz, ancak dünya ve içindekilerin sevgisini kesinlikle Allah’ın sevgisiyle kıyaslamayı dahi düşünmeyiz. O kadar çok dünya sevdalısı olmuşuz ki, sarhoşluktan kendimizi bir adam sanmaktayız…
Mukaddes topraklarda şeytanın ümidini kestiren yaşamların acaba biz neresindeyiz, hiç düşündük mü? Düşünmek, okumak ve anlamak için o kadar çok zamanımız yoktur, işten eve evden işe, çek senet ödemeler vs derken masa başında uyuyoruz, çoğu zamanda sabah işyerini açmak ve temizlemek için gelen görevlinin kapıyı çalmasıyla uyandığım günler çok oldu diye kendimizi avutmaktan da geri kalmayız…
Be hey ahmak varlık sen bu bahaneleri ileri sürerek kendini rahatlatabilirsin, ancak Allah ve Resulünün yolundan, hiçbir dünyalığın ve yaşadığımız sürece hiçbir şeyin daha önemli olmadığını anlamadığın sürece, Allah’ta seni adam yerine koymayacak haberin var mı?
“Ey insanlar! 
Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.”
Mukaddes toprakların yiğit erleri, şeytan sizinle uğraşmaktan çok yoruldu, şunu biliniz ki, bu toprağınızda kendisine tapınmayacağını artık çok iyi anladı. Ancak çok küçük meselelerde hala kendisinin mesajlarının anlam ifade edeceğinden umudunu kesmedi…
Siz sakın ola ki, hiçbir şeyi küçük görmeyesiniz, çünkü insanın küçük gördüğü şeyler insanın başının belasıdır. Şu gördüğünüz kocaman dağ yığınları küçücük kum taneciklerinden ibarettir… Yaşamın küçüğünü önemsemeyenler, büyüklerin altında can verirler; şeytanın hiçbir adımı küçümsenecek türden değildir.”Atanız âdemi saptırdığı gibi”, sakın sizi de peşinden sürüklemesin, onun vaadi boştur, ancak sizi avutacak vaatlerde bulunur…
Allah Resulü’nün ashabına fermanını anlamayanlar, yaşamı nasıl anlasınlar… Peygamber’le bir arada bulunun Allah erleri bu uyarılara muhatapsa, acaba bizler bu meselenin neresindeyiz, hiç düşünenimiz var mı?
Ben şuna kesin olarak inanıyorum ki, bizden öncekilerin başına gelenlerle bizler sınanmadan kurtulacağımızı sanıyorsak bu kuruntulardan bir an evvel uzaklaşalım ve hakka dönelim, yoksa akıbetimiz çok kötü olur…”Yoksa siz sadece iman ettik demekle imtihan olmadan başıboş bırakılacağınızı mı sandınız? Andolsun ki, biz sizden öncekileri imtihan ettik sizi de edeceğiz, sadıklar ve sahtekârlar belli olacak…”Evet dostlar imtihan süreci devam etmektedir, kimse kendisini aldatmasın, “De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Al-i İmran/31
“Ey insanlar!
 Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve âdete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.”
Ey insanlar! Kadınların hakları konusunda hassas olunuz, İslam’ın Peygamberinin son veda konuşmasının ana konularından birisi bu konuya ayrılmış ise, bu konudaki zaaflarınızın ne kadar önemli olduğundan olsa gerek… İslam Adalet dinidir, her bireyin hak ve hukukunu garanti altında tutar. Kadınları ikinci sınıf gören cahiliye adetlerini İslami bir gelenekmiş gibi yansıtarak onun arkasına sığınarak her türlü kepazeliği işlemeyi asla İslam onaylamaz. Bunu bilen Allah’ın Resulü(SAV)bizleri son konuşmasıyla en ince noktalarda uyarmaktadır.
Bu gün yaşadığımız ortamlara bir göz atacak olursak, herkesin birbirinin kuyusunu kazmaya ve yularını ele geçirmeye çalıştığı bir ortamda, bu hassasiyetler ne kadar korunabilir, onun yorumunu size bırakıyorum. Kadınların sizin üzerinizde, sizin de onların üzerinde haklarınız vardır. Bu hakları kendi heva ve hevesleri uğruna harcayanlar kesinlikle Resulün yolundan uzaklaşanlardır. Kendi yaşam alanlarında Adaleti tesis edemeyenler, başka alanlarda adaletin temsilcisi olamazlar… Bu mesaj tüm insanlaradır. İslam, sadece Müslüman olanlara görev ve sorumluluklarını anlatan bir din değildir, dikkat ediyor musunuz? Hitap ey insanlar! Diye başlıyor, demek ki, Müslüman olduğunu iddia edenlerin bilmeleri gereken bir husus oluştu, kadınların ve erkelerin birbiri üzerindeki haklarına adil bir şekilde uyması insani bir görevmiş…
Bu önemli bir insani sorumluluktur. Bu sorumluluğu önemsemeyenler, insanlıktan dem vurma hakkına sahip değillerdir. Kadınlar erkeklerin emanetidir, emanete ihanet edilmez, kadınlara erkeler evlerini emanet etmekteler, onlarda bu emanete ihanet edemezler… Bu yaşam duyarlılığına sırtlarını dönenleri, hayat yaşam alanının dışına atar ve bakarsınız ki, zamanla psikomanyak olup çıkmışlar… İşte Allah’ın Resulü, insan aklına o kadar önem veriyor ki, sorunların kaynağına dikkat çekerek, hastalıkların yolunu tıkamaya çalışmaktadır. Kadınların haklarını gözetmek Allah’tan sakınmanın bir delilidir. Şayet Allah’tan ittika ediyorsak o zaman bize gelen bu mesajları yaşam alanlarımızda aktif hale geçirmek zorundayız.
Bu konuların ayrıntılarına dalarak sizlerin sıkılmasını istemediğim için bir iki hatırlatmayla sizleri yazının bütünlüğü ile baş başa bırakacağım.
Kadın ve erkek bir kuşun iki kanadı gibidir. O kanatlardan biri kırıldığı zaman kuşun uçma imkânı olmayacaktır. İşte hayatta böyledir, kadın ve erkeğin hakları adalet ölçüsüne göre yerine getirilmezse, yaşam durur ve toplumsal patolojiler gözünüzün gördüğü her yerden patlak vermeye başlar. İşte bu hastalıkların son bulması ve insanlığın adalet ağacının gölgesinde gölgelenmesi için, “De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Al-i İmran/31

SOSYOLOG-EROL KEKEÇ

23.07.2013 (21.40-23.15)
ÇENGELKÖY/İST

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder