21 Ekim 2011 Cuma

TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ KARA BULUTLARIN NERDEN GELDİĞİNE DAİR!

          Sosyolojik olarak baktığımızda, hiçbir toplumsal oluşumun temelinde tek bir nedenin olmadığını görürsünüz. Biz son dönemde meydana gelen ülkemiz içindeki karmaşalara ve oynanmak istenen oyunlara baktığımızda, tamamıyla böyle değerlendirilmesi ve perde önündeki figüranlarla sonlandırılıp, sorunun tükendiğinin kabullenilmemesini istemekteyiz.
             Ülke içinde meydana gelen bu olayları umarım bir nebzecik duyarlılığa sahip herkes kendince bir yorum yaparak ve bu acıların yaşanmaması için neler yapılmalı noktasında kafa yormaktadır. Ben de bir toplum bilimci olarak, bu olaylara biraz gereğinden fazla kafa yormam gerektiğini düşünmekteyim. Bunun için siyasal ve sosyolojik analizler yaparken ne komplo teorilerini dikkate alarak yorumlar yapmayı düşünüyorum, ne de tepkisel bir sonuca gitme peşindeyim. Bu konuların kıvılcımlanmasında kimlerin ne kadar payı olabilir, bunları yüzdelik dilimi içinde değerlendirdiğimde, yüzdelik payı en az olanın terör örgütü olduğunu, ancak eylemsel boyutta tamamıyla sorunun sorumlusu olduğunu görmekteyim.
      Öncelikle dünyaya bir düzen vermeyi düşünen ve kendisini yeryüzünün ilahı sanan ABD kazmasından başlayalım, bu devlet ve onun üzerine oturduğu yaşam felsefesi tamamıyla opürtinizm ve pragmatizm felsefesidir. Ondan dolayı nerde çıkarı varsa bu kazma kazmasıyla orayı deşmekten zevk alır. Çakaldan dost olmaz bizim müttefikimiz falan olması asla mümkün değildir. Biz Ortadoğu da birlikte hareket edeceğiz teröre karşı aynı dili kullanacağız, BOB projesini birlikte uygulayacağız diyerek bizim elimize bir şeker vererek çocuk gibi bizi avutma derdinde bu baş belası, Onun için yönümüzü duruşumuzu ve rotamızı bir an önce belirlemeli ve ondan gelecek hiçbir istihbarat bilgisine dikkat etmeden tam tersini yaptığımızda bu baş belasından kurtuluruz. Yoksa şunu açık yüreklilikle söylüyorum ki, bu bela bizi hep kemirecek ve bu belanın başımızdan eksik olmaması için bu canavar gerektiğinde bu figüranları sahneye çıkarıp bizi bu şekilde karayazılara boğacak artık uyanma vaktimiz gelmedi mi?
        Bu küstah ABD’nin bizimle dostluğu ve bundan sonra bu bölgede tüm bilgileri ortak paylaşacağız, ben değiliz biz olarak hareket edeceğiz çünkü siz bizim en sadık müttefiklerimizdensiniz diyerek bize anlatmak istediği mesajın arkasında gizlenen gerçek, tilkinin deve ile dostluğundan hiç de farklı değil. Tilki bir gün deveye derki, artık ben değil biz olalım, peki nasıl olacak bu, her şeyimiz ortak olacak senin elde ettiklerin benim, benim kazanımlarımı da birlikte paylaşacağız. Yani bireysel davrandığımızda daha az şey elde ediyoruz ancak ortak hareket ettiğimizde daha fazla yol alırız der. Bu durum devenin hoşuna gider, öyleyse artık biz olalım ve ben olmaktan daha iyi der. Aradan zaman geçer deve bir gün gebe kalır ve yavrular, yavrusu daha küçüktür, ayakları üzerinde zor durmaktadır, o sırada annesi deve de bir yerde otlanmaktadır. Birden tilki gelir ve yavruyu tek görür, hemen saldırır ve onu güzelce bir yer, daha sonra deve yavrusunun yanına geldiğinde yavrusunu bulamaz, ancak tilkinin ağzını burnunu kanlar içinde görünce, ah yavrum vah yavrum diye ağlamaya başlar, bunun üzerine tilki kalkar ve deveye der ki, yavrum değil yavrumuz bundan sonra artık ikimiz biz olduk ya,o ikimizin yavrusu birlikte ağlayalım der…Sevgili dostlarım ne zaman deve olmaktan kurtulacağız ve ABD’nin bu oyunlarını bozacağız.
        Bu son 26 askerimizin ve 5 polisimizin şehit olmasında ABD’nin doğrudan elinin olduğuna inanıyorum. Hiçbir zaman bu kadar cesurca içeriye kadar girip komutanımızı kendi odasında şehit edecek kadar bir eylemi, bu örgütün tek başına gerçekleştireceğine inanmıyorum. İsrailin selameti için, ABD bizi bu şekilde daima kullanmaya devam edecek biz, kendimiz olmayıp ABD ile biz olmaya devam ettiğimiz sürece… Bu şeytanın hayat felsefesi opurtinizm nerde menfaat varsa onu kullanır ve bizimle de asla dost olmaz, çünkü Tarihin yönünü değiştiren bir tarihsel geçmişe ve mana bütünlüğüne sahip halkların başında Türk toplumu gelmekte, ondan dolayı dost yerine koyup kullanma derdinde, uzak olursa başına bela oluruz, ondan dost gibi görünmekte.
         Farkında mıyız bilmiyorum ama Ortadoğu ve Asya ya nasıl yerleştiğine bir baktığımızda hep orada sanal kahramanlar yarattı, belli dönemlerde onları destekledi, daha sonra da bunların terörist olduğunu ya da ülkelerindeki halklara zulmettiğini iddia ederek, kendisinin bu bölgelere gelmesi için gerekçeler oluşturdu. Nihayetinde, Afganistan’a yerleşti, Irak’ı işgal etti, Mısıra geldi, Libya’ya geldi, Suriye ye gelmek üzere, peki ama neden… Suudi Amerika’ya hiç müdahale yok, çünkü onun gayri meşru çocuğu, irsalle aynı kefede onun için hiç duydunuz Suudi ile ilgili bir yenilik… Duyamayacaksınız ve oraya demokrasi gerekmiyor, çünkü zaten ona hizmet ediyor. Sevgili dostlar bazı konuları misallerle anlatmak istiyorum işin arkasındaki hikmeti anlamamız için… ABD hakikaten şeytan, şeytan ise ancak boş vaatlerde bulunur. Adamın biri rüyasında bir gün şeytanı görmüş, şeytan ona demiş ki, şu sürülmüş tarlanın içinde, işte tam şurada bir küp altın var, bunu yarın gelir alırsın demiş… Adam tekrar şeytana dönmüş, her tarafı sürülmüş bir tarlada ben bunu yarın nasıl bulacağım peki demiş, şeytan da ona yol göstermiş, sen şimdi o altın olan yere büyük abdestini yaparsın, sabah geldiğinde o b…k orada duru, onun olduğu yeri kazar altını alır gidersin demiş. Adam şeytanın dediklerini aynen uygulamış, sabah kalktığında bir bakmış ki, yatak, üstü başı pislik içinde, o zaman düşünmüş ulan şeytan yine yaptın şeytanlığını beni b…ka gömdün demiş… Sevgili dostlar bu şeytan bizi affedersiniz, ama bu dediklerime gömmeye çalışıyor, isterseniz rüyamızın kalan kısmını görmeden uyanalım derim.
          İrsal’i korumak için Şeytan yeni tampon bölgeler oluşturma derdinde, Yahudilerin inanışlarında tüm insanlar onlara hizmet için var, Abd de onların hizmetine sunulmuş bir şeytan, peki bu anlayışta olan şeytanlardan nasıl dostluk beklenir ve onlarla nasıl ortak istihbarat anlaşması yapabiliriz, hakikaten ben bunları anlamakta zorlanıyorum. Sevgili dostlar panter ile timsahı iyi düşünün biz bir panteriz, ABD ise bir timsah o bizi kendi arenasına çekmeye çalışıyor, timsah bataklık hayvanı, onunla orada mücadele imkânımız yok, ancak timsahı kendi yaşam alanımız olan karaya çekersek onu biz boğarız, bunları dikkate alarak uluslararası siyasal stratejik planlarımızı belirleyelim. Ne pahasına olursa olsun doğudan ve uzak doğu Asya’dan gelen seslere kulak verelim, Allah Rahmet eylesin çok kıymetli insan Merhum Turgut Özal’ın bir ifadesini bu gün gibi hatırlıyorum, Doğudan yükselen bir ses var, biz buna kulak vermezsek yarın çok geç olur, bu nereden nasıl çıkar bilemem ama yarınlar doğudan gelen bu seslere gebe kalacak, ABD imparatorluğu bu şekilde tek güç olmaktan çıkacak hatta tarihi bir geçmiş olarakta kalabilir dediğini. İşte ben de bu gün tarihe dönerek çok değer verdiğim bazı dostların bu tarihi süreçteki yerlerini iyi belirlemeleri gerektiğini sadece bir uyarı önerisi olarak hatırlatıyorum…
      Fazla uzatmadan birazdan duracağım, bu gün millet olarak yaşadığımız bu acının arkasındaki güçlerin tamamıyla ABD ve İsrail olduğunda sakın ola ki kuşkunuz olmasın, O eylemde, bunların doğrudan fiili destek olduklarına inanıyorum… Bizim, biz olmamızı kesinlikle istemiyorlar, onun için hem katiller hem de başsağlığı mesajı yayınlıyor bu şeytanlar. Bir an önce istihbarat paylaşımını durduralım yoksa daha çok canlarımız gider bizlerinde gözünden yaşlar dinmez bunu böyle bilelim.K.Kerimin bir suresinin adı mutaffifindir.Ben buna ölçüyü tartıyı eksik yapanlar olarak anlatmanın yanında,çifte standart diyorum,vay o çifte standartçıların haline,bu domuzların davranışına bakın anlarsınız ne olduklarını,çok fazla kendinizi zorlamanıza gerek yok..İsrail için her şey serbest ama, İran konusunda oynadıkları oyunlara bakın neler oluyor,o halde uyanalım dostlar….Selam ve saygılarımı iletirim bu zorlu Mücadele Rabbimden bizlere metanet vermesini ve doğru ile yanlışı birbirinden ayıracak furkanı bağışlamasını,rahmetini üzerimize bol bol yağdırmasını temenni eder dualarımızın sizinle olduğunu hatırlatırım…

EROL KEKEÇ
21.10.2011
SAAT.08.50-09.35
ÇENGELKÖY/ist

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder