Sana soruyorum kardeşim, hep de soracağım, yükün altındaki adamın durumu ne oldu? Yükün bağımlılığından kurtulamayan o adamın durumu hiçbir işe yaramadığı gibi, ancak kurtlara yem oldu akşama kaldığından... Keşke gündüzden yol alsaydım çırpınışları da bir daha onu gündüze kavuşturmadı. Bak kardeşim senin durumun aynı buna benzemektedir. İbrahim’i hayatı arzulayan sen şu an ortalıkta yoksun, galiba uzaya gitmişsin. Ama yezidi model edinen sen ise meydanlara hâkimsin... İşte Allah'a varmayı arzulayan sen, sırtındaki yüklerle birlikte arzulamaktasın Allah'a varmayı, ama bir türlü de ayağa kalkamamaktasın. Kimisi boynuna binmiş, kimisi beline dolanmış, kimisi bakışlarını köreltmiş, kimisi önüne bir dağ gibi oturmuş, iki elini yüzüne dayatarak karamsar düşüncelerini çoğaltmış, kimisi ayaklarına bir çivi gibi çakılmış, işte sen bunlar arasında arzulamaktasın Allah'a varmayı, neden? Evet neden? Bak kardeşim, sen Tevhit kervanında olduğunu iddia ediyorsun, oysa O kervanın sürücüsü Muvahhit insan İbrahim’dir, galiba bir yanlışlık olmuş, sen Yezidin kervanına katılmışsın... İşte kardeşim, ben sana bu yanlışlığı hatırlatıyorum sadece... Evet, kardeşim, bu durumda ne kadar sen Allah'a varmayı arzulasan da Allah'a varmak sadece bir arzu işi değildir. Yürümeyi ve engellerden kurtulmayı gerektirir. Bak kardeşim, yoksa o,gece yarısı kurtlara yem olan adam gibi, arzularımız daha bitmeden ve üstümüzdekileri de bırakmadan ölüm bizi yakalayabilir. O zaman da"keşke şu andaki hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım"demeden önce İbrahim gibi kendimizi kanıtlamak zorundayız...
Sen kardeşim, ibrahim’i unutma,"Hani O Rabbine selim bir kalp ile gelmişti hatırladın mı?"İbrahim olmayanlar o kervana katılamazlar, İbrahimler lazım bize, İbrahim olmayanlar İbrahim olmak zorundadır. Sen kardeşim, bu kervana katıldığını söylüyorsan, gemileri yakarak, fakirlik korkusu ve zenginlik tutkularını yıkarak, yola çıkmak zorundasın, yoksa geriye dönmek senin için zor olmaz...
Bak kardeşim, bu kervana katıldığını söylüyorsan, İbrahim gibi arzulamak ve onun gibi olmak zorundasın... Çünkü İbrahim tam bir gönül huzuruyla"Ben Rabbime gidiyorum" diyor. Rabbi de onu yalnız bırakmıyor, insanı yakıp kavuran ateşi onun için güllük gülistanlık bir bahçeye çeviriyor, bu Allah'a dönüşün bir gerçeği değil midir? Evet, kardeşim sen o kervana katıldığını söylüyorsan, sana bir uyarı var:"Kim Allah'a kavuşmayı umarsa bilsin ki, Allah’ın tayin ettiği vakit gelmektedir, Allah çok işiten çok bilendir."Evet kardeşim, biz insanları uyarması için, Rabbimizin şu ayetini hatırlatmadan geçemeyeceğim, insanların”keşke şu andaki hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım"demeleri bir haberdir, evet bu bir haberdir,"ama her haberin mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır."Gecenin geleceğini haber verenlere hep gündüz kalacak demeyin, mutlaka bir gün geceyle karşılaşırsınız...
Sana sesleniyorum kardeşim, İbrahim bu gerçekleri bilerek ve yaşayarak gidiyordu. Onların durumlarından yani özelliklerinden bazı kesitleri hatırlatarak, sende kendini kontrol etmen için düşünmeni istiyorum, tabiki gerekli tavrı koymak için... Ondan sonra da Âlemlerin Rabbine hamd ederek son vereceğim...
Yıl:27.12.1991
Yer: Elazığ
Erol Kekeç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder