31 Aralık 2009 Perşembe

SELAM SANA EY ÇOCUK(7)!

Sen kardeşim,(la)diyerek yıktığımız hayattan uzaklaştığımız zaman, başına geleceklerin bir hesabını yaparak yola çıkmıştın, Tevhit gerçeğini haykırırken... Bu gerçeği benimsedikten sonra yerinde kalmayı düşünmüyordun; karşına çıkacak zorlukların üstüne üstüne giderek, o zorlukları yenebilecek bir insan olduğunu da haykırıyordun. Çünkü sen inanmıştın ki;"Her zorlukla beraber bir kolaylık olacaktır".İşte senin karşılaşacağın zorluklarda onlardan sadece birisi olabilirdi, bu zorluklara göğüs gererek sonunda bir kolaylıkla karşılaşacağını biliyordun... Ama tüm bunlara rağmen sen günlük hayatta tereddütlerle karşı karşıyaydın; sana sesleniyorum kardeşim! Unutkanlıklarından da hesaba çekileceğini bilmiyor musun?
Bak kardeşim, bu dünyalık istekler isim değiştirerek, bizleri düşünce ve istekler açısından istila etmişler. Bunlar gelecek endişesi olarak kalplerimizi kuşatmışlar, sonra da oradan bize seslenerek şöyle demektedirler: Bana bak, sen yarın değişik koşullarla karşı karşıya kalacaksın, şimdiden kendini iyi ayarlamaz, bana tevekkül etmezsen, beni kazanmak için değil de başka şeylerin mücadelesini verirsen, nelerin başına geleceğini göreceksin... Fakat bunlarla karşılaşmadan önce, ben sana diyorum ki, bana sahip ol, beni yakala, beni yakalayabilmek için, hep gecelerini gündüzlerini çırpınarak geçir. Yoksa kaybedenlerden olursun, bak insanlar hep çalışıyorlar, beni ele geçirmek için; senin hiç aklın yok mu? Kafan çalışmıyor mu? Ne zaman ki, diğer insanlar seninle alay edecekler, sana hava atacaklar, o zaman mı anlayacaksın kıymeti mi? Ama şunu da hiç unutma ki, insanın inandığı dinin gereklerini öğrenmesi için bazen kitapları karıştır, arada dost meclislerinde bulun rahatlayarak günahlardan temizlenmiş bir şekilde evine dön... İlerde bana tam sahip olduğunda, daha fazla okuyacaksın, aynı zamanda okuduklarını yaşayarak başkalarını da uyaracaksın diyerek; insanın önündeki en büyük ölüm gerçeğini insana unutturmaktadır. Bak kardeşim Ölüm bizim arzu ve emellerimizin önünde bulunmaktadır. Ama bizler, bu hakikati görmeyerek arzu ve isteklerimize takılarak gitmekteyiz.
İşte kardeşim, isim değiştirerek, kafalarımıza kalplerimize giren, omuzlarımıza, ayaklarımıza ve ellerimize yapışan, bu dünyalık değerler, insanı aldatarak, yapmış olduğu antlaşmanın gereklerini yerine getirmeyi unutturmaktadır. Hâlbuki bizler, onların aldatmalarına takılmadan, gaflete dalanların bizi oyalamasına aldırmadan, arzularımız gerçekleşmeden ölüm gerçeğinin bizi yakalayacağını bilerek yürümemiz gerektiğini biliyorduk...
Bak kardeşim, kendisiyle antlaşma yaptığımız Rabbimiz Allah, kendine yönelen kulları uyararak şöyle der:"Heva ve hevesinin peşine düşerek, onu düşünmeyen kimse sakın seni, Onu düşünmekten alıkoymasın."Evet kardeşim, sakın ha hevalarını ilah edinenler, bizi yaptığımız anlaşmaya uymayı unutturmasın."Onlar, Allah’ı unuttular, Allah’ta onlara kendi nefislerini unutturdu."Evet kardeşim bizler onların isteklerini kendimize taşırsak hüsrana uğrayanlardan oluruz, ben de döne döne sana o antlaşmanın sorumluklarını hatırlatıyorum belki yanlış yolda olabiliriz korkusuyla...
Yoksa sen o antlaşmayı unutacak kadar gaflette misin?Hani sen söz vermemiş miydin?Rabbim sadece sana kulluk edeceğiz ve sadece senden yardım diliyoruz diye?Bak kardeşim, omuzların çökmüş,saçların beyazlamış,ellerin düşmüş,düşüncelerin karamsarlaşmış,kafan hep meşguliyetlerle dolmuş,uykuların kaçmış,düşünerek yaratılışını ve sonunu sorgulayacak zamanın kalmamış;isteklerinin freni patlamış,kınayıcıların çoğalmış,sen hala bunlara rağmen o antlaşmaya uyduğunu sanıyorsun öyle mi...?Kendini tatmin etmek için arada bir kitapta karıştırıyorsun,kıldığın namazın sadece şekilleri hayatında kalmış,kur'an ayetlerinin üzerindeki tesiri kaybolmuş,daha sonra da bu amellerini sevmeye başlamışsın;bu kadar da yeter dercesine dirhem dirhem azalmaktasın,ama sen hala o antlaşmaya sadık kaldığını sanmaktasın...?
27.12.1991
Elazığ
Erol KEKEÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder