16 Haziran 2008 Pazartesi

İTİRAFLARIM

Kısacık bir ömrün yorgun savaşçılığına yeşil ışık yakamam ben! Sonsuzluğa uzanan ufkum ve umutlarımı madde barikatlarıyla yıkamam ben…Eşyanın ve metanın ötesinde kıvılcımlanan bir ruhun taşıyıcısı ayaklara sahibim ben ;mücadelemin misyonunu oluşturacak meşalelerin her zaman ve her yerde yanarak ışıklar saçması için,belli zaman aralıklarında küfemin boşaldığını hissettiğim zaman,enerji depolamamın gerekliliğine inanırım ben!...
Ey şu çağın kalleş simsarları!
Kapkaranlık bir dünyanın,tanımsız hayatının taşıyıcısı olmaktan kurtulamamış,komleks düşüncelerin,vurdumduymazlık ve laletaynliklerinden kurtulma mücadelesinin nüvelerini emekleye emekleye tırnaklarımla ortaya çıkarmaya çalışıyorum ben!...
Çilekeş yoldaşa Bir sellektör verirken,
Kaygan zeminlerin,aşınma oranı yüksek,erazyonları çok bir yolun, istikamet sahibi kervanın erlerinden sadece biriyim ben.Mayınlı depremli ve volkanik patlamaların hayli hayli yüksek olduğu bir alanda kendimize ait bir yöntemle mücadele ederken,patlamaların bir çok insanları bıktıracağı ve saptıracağı ekranlarda rollerimizi yerine getirdiğimizin bilincindeyim ben !...
Solmayacak Bizim Gülümüz!
Kınayıcıların arttığını biliyorum, ama ben kınayıcıların sayısının çoğalmasına aldırmadan, yakin bana ulaşıncaya kadar, karar kılmış olduğum yoldan sapmadan yürümem gerektiğine, sözleriyle inanmış biri değilim. Kalbimle tasdik edip, tüm hücrelerime de böyle bir eğitimi sabah akşam hergün vermeye çalışan biriyim…
Ey zamanın dili! Karamsar havaların karbondioksitli gazıyla sarhoşluk ve baygınlık yaşayan ortamların da,oksijenli gazla dirilmeleri için,kalbinde kötülüğe karşı iyiliği,sahtekarlık tohumunun antikorunu,nifak ve tenakuz perdelerini parçalayıp dağıtacak asitli gazları,buz dağlarını eritecek nitelikte,sıcaklığın ve teslimiyetin mutmainliğini kalbinde taşıyan biriyim.Diriliş anının geldiğini, uyuyanlara haykırmaktan mutluluk duyarım ben!..
Yüreklerin dirilmesi için, herkesi uykudan uyandıracak hayat bombasını benimle birlikte yüreklere bırakacak insan! Bir yanardağ gibi, günbe gün kalbimde volkanların patladığını biliyorum. Bir dinamit, bir mayın, bir roket atar patlaması değil benim kalbimin patlaması… Her gün volkanlar patlıyor benim içimde, patladıkça alevleniyorum, alevlendikçe çoğalıyorum, çoğaldıkça içime sığmaz olup dışarıya fırlamak istiyorum. Bitmiyor benim alevlerim, dışarıdan birilerinin tutuşturduğu ateş değil benim yangınım. İçimde benim yangınım, kalbimi sarmış, rüzgârın esmesine paralel azalan ve çoğalan bir alev değil benim ateşim. Kalbime körükler konmuş her an körükleniyor benim ateşim. Sürekli yanıyorum dostum yanıyorum. Beşeri aşkların terennümü değil beni yakan, yaşayamadıklarımın yaşama savaşıdır beni yakan…
Bitmeyen taşkınlıkları sükûnete erdiren mehtaplı gecelerin parıldayan ayı! Gökyüzünde kümelenen sığırcıklar, leylekler, sonsuzluğa özlem duyan turnalar! Haberiniz var mı? Gideni az olan, ayak izlerinin az bulunduğu bir yolun yolcusuyum ben. Bu yolda birilerinin izlerini aramam ben, yürüdükçe dalarım, daldıkça umutlanırım, umutlarım kabuğuma sığmaz, dışarıya fırlayıp sel olup taşmak isterim. Coşkunluklarımı denizlere taşırım bendeki coşkunluk denizlerdedir. Suları dışardan almam fışkıran bir kaynağım, içimden çağlar ve öyle akarım.
Sözlerim bir ahittir Rabbim sen güç ve kuvvet ver! İlahların tasallutuna sırt çevirdim. Emperyalistlerin tuzaklarına mayın döşedim, şeytanın desiselerini rabbime havele ettim. Dünya ve içindekilerin, sevgi ve isteklerini kalbimden söküp atmaya çaba sarfediyorum… Bir kurban olarak tarihi yazmayacak kanlarımın yeryüzüne dağılmasını istemiyorum. Kanlarımın hakikate tanık olarak, insanlığın önüne bir rehber olması için Rabbimden Şehadeti diliyorum, biliyorum Şehadet bir ödüldür layık olana verilir. Layık olmaya çalışıyorum. Yaşayan bir şehit olabilmem için, sürekli vitrin değiştirerek, insanların isteklerine uygun davranarak, bir şey olurmuş gibi ortaya çıkarak tatmin olmaktan Allah’a sığınırım. Tatmin olmaya çalışan biri değil, mutmain olarak yürüyen biriyim.
Tellalların çığırtkanlıklarına kulaklarımı tıkadım arttık,mezar taşı yontucularının,mezar soyguncularının, gece baskıncılarının, yer altı dehlizlerinin yaya yürüyücülerinin şamataları,çığırtkanlıları bağırtkanlıkları kandırmaz beni…Ben kimsesiz Allah ‘tan başka kimsesi olmayan ,bir mazlumun ,insanlığa rahmet olarak gönderilen bir önderin takipçisiyim,kimseler gelmese de kararımı verdim gidiyorum ben!....
Rabbim öyle bir dünyada gözlerimi hayata açtım ki, neredeyse bu dünyadaki mazlum mahrum ve kimsesizlerin çıkardıkları ahların ateşleri gözlerimi yakacak gibi… Bu acıların bir son bulması ve insanlığımın onurunun kirlenmeden kurtulması için, gücümün yettiğince zalimlerle ve vahşet devleriyle mücadeleden el çekmeyeceğime dair, Hâkimlerin Hâkimi Rabbime söz verdim. Yeryüzünde Hüküm onun oluncaya ve Rabbimin benim için tayin ettiği hayat bir noktayla sonuçlanıncaya kadar sadece onun yolunda yürüyeceğim diye…
Ey zaman! Sen söylediklerime şahit ol ki, Hakkın dışında istekler bende hâsıl olurda, onları yaşama aktarma mücadelesi diye bir küstahlık inine girerek, orada zamanı, hayatı ve insanlığımı aşağılayacak bir sümüklü böcek gibi, amipsel bir hayatı yaşamayacağıma dair Allah’a söz veriyorum. Böylesi büyük bir sözün, gücünü kuvvetini pratik hayatımda gösterecek, enerjiyi, dinamizmi, istikrarı, istikameti ve sabrederek dayanma gücünü bana vermesini Mü’minlere rahmeti bol olan Rabbimden istiyorum. O Mü’min kullarına acıyandır biliyorum………………
……………………
…………………….
………………………
……………………….
……………………..
yıl:18.02.1995
Elazığ
(E.KEKEÇ)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder