Bu Blogda Ara

22 Nisan 2013 Pazartesi

İŞTE BUNLAR ADAM!-2


Tüm ampuller patladığında, yaşamı aydınlatmak için, hiçbir beklenti içinde olmadan, bir yıldız gibi insanlığa ışık olmak, adam olmaktır.

Bu güne yetecek maişeti varken, yıllar sonrasının hesabını yapmadan diğer insanların bu gün nasıl yaşadıklarına bakarak onlara bir umut olmanın acılarını taşımaktır, adam olmak.

Her türlü çıkardan düzenbazlıktan, torpilden, muhafazakârlıktan uzak, haktan başka hiçbir şeyin korunmayacağına canı pahasına inanan ve kralların çıplak olduğunu korkmadan haykırmak, adam olmaktır.

Zamanın ve zeminin rengine bürünmeden, kendi renginden rahatsız olanlar olsa da “Allah’ın ben kulumu hür yarattım “fermanına uygun yaşamaktır, adam olmak.

Ekini ve nesli yok etmeden, yeryüzünde Allah’ın yarattıklarının fıtratını değiştirmeden, o fıtratlara uygun yaşama imkânlarını temin etmek, gücü yetmese de o yolda mücadele etmek, adam olmaktır.

Tüm kurşunların hedefi olsa da, gideni az olan yollarda zorlukların ve meşakkatlerin daima olacağını bilerek yürüyen ve dimdik yaşamanın bütün bir insanlığı dirilteceğini bilerek yaşamak, adam olmaktır.

Bir hayatın etki tepki doğrultusunda, Pavlov’un davranışçı kuramından uzak bilerek ve tanıyarak, içinde herhangi bir kompleksi barındırmadan, kendisi olmazsa hayatın bir anlamsızlıklar yığını olduğunu bilerek yaşamak, adam olmaktır.

Kendisinin ebedileşmesini istemeden, doğruların hayata egemen olması için, tüm çabaları korkusuzca veren, hak ve hakkaniyet terazisinin korunması için ilk kalkan olarak kendini seçmek, adam olmaktır.

Hayatın içinde bir seyirci olmayı değil, daima hayatın hem forvetinde, hem defansında, hem de tam ortasında bir oyuncu olmayı hedef edinmek, adam olmaktır.

Bireysel hazları toplumsal hazların yerine koymadan, tüm insanlığın yaşamdan haz alması için, küresel sera tabakasını delerek, temiz oksijen alınmasında ilk nefer olmayı kendine hedef edinmek, adam olmaktır.

Adaleti kendi bünyesinde uygulamadan, kendisiyle barışık yaşamadan, başkalarına adil davranmanın ve onlarla barış içinde yaşamanın imkânsız olduğunu bilerek yaşamak, adam olmaktır.

Tüm hesaplaşmaları unutup, bu günden sonra nasıl mutlu olunabilir diye yepyeni yaşama, mangal gibi açılan yürek olmak, adam olmaktır.

Fikir sahibi olmadan değerlendirme ölçüsünün olmayacağını bilen, fikir sabi olmak için doğru bilgiye sahip olan, sözlerin tümünü dinledikten sonra onların en güzelini tercih edip, ona göre yaşamak, adam olmaktır.

İnandığı yaşam biçimini basitleştirerek, tüm insanların gündeminde bir alay konusu yapmadan, vakarlı, izzetli ve başı dik yaşamak, adam olmaktır.

Dikleşmek ile dik durmayı birbirine karıştırmayacak kadar, selim bir akılla her etkiye ani tepkiler vermeden, bir okyanus gibi tüm akarsular ona aksa da, okyanusta onların varlığının olmayacağını bilerek yaşamak, adam olmaktır.
21.04.2013
18.05-18.55 
Çengelköy/İST
Sosyolog-Erol KEKEÇ

21 Nisan 2013 Pazar

İŞTE BUNLAR ADAM!-1



· Nesnelerin, var olan her şeyin adını ve tanımını yaratanın verdiği şekilde tanımlamak ve kendine göre yorumlamaktan uzak durmak insan olmanın ilk adımıdır. 

· İsyan edebilme, seçebilme, doğru ile yanlışı birbirinden ayıracak donanımların farkında olup onları kullanmak, adam olmaktır. 

· Yaptığı eylemlerin yanlış olduğunu fark edip, onlarla ilgili bahaneler uydurmadan, kendi nefsini sorgulayarak af ve mağfiret dileyerek, helalleşmek, adam olmaktır. 

· Kibir gurur ve kin duygusundan arınarak, mütekebbirleşmeden kendi haddini bilip, bilmedikleri hakkında yargılardan kaçınmak, adam olmaktır. 



· Tasarrufu kendisine ait olmayan özellikleri ile övünmeden, yaratanın verdiği değer ölçülerini hayatının temel ilkesi edinmek, adam olmaktır. 


· Sayısal üstünlüğe aldanmadan, hak bildiği değerlerden asla taziz vermeden, yaratıcının emrettiği gibi dosdoğru yaşamak, adam olmaktır. 

· Yaşamı, tahterevallinin iki ucundaki ağırlığı dengede tutarak, hayatın görünen ve görünmeyen unsurlarını gözeterek yaşamak, adam olmaktır. 


· Hayatın hedefini belirlemek, o doğrultuda yaratanın adı ile okumak ve yaptıklarıyla övünmeden, yapmadıklarını anlatmadan, yapamayacaklarını vaat etmeden yaşamak, adam olmaktır. 


· Muhataplarının güvenilir olmasını beklemeden, güvenilir olmanın yollarını kendi hayatında yaşayarak ortaya koymak, adam olmaktır. 

· Benim tarafım olsun çamurdan olsun kısır mantıklardan kurtularak,”emaneti ehline teslim ederler” buyruğuna uygun yaşamak, adam olmaktır. 

· Kendi haklarının kutsal olduğuna inandığın kadar, başkalarının da haklarının kutsal olduğunu bilip ona göre yaşamı dengelemek, adam olmaktır. 

· Dünya ve içindekilerin bir gün son bulacağına yakinen teslim olmak, o uğurda yapılması gerekenleri, tahrip ederek kitabına uygun hale getirmeyip, kitaba uygun yaşamak, adam olmaktır. 

· Her şey ben de olsun, tüm varlıklar bana muhtaç olsun anlayışını yıkarak, imkânı olmayanlara yardım edeyim mantığına saplanmadan, imkânsız varlıklar yeryüzünde kalmasın diye mücadele etmek, adam olmaktır. 

· Zalim ve mazlumu birbirinden ayırabilecek kadar vicdanı canlı olmak ve vicdanın direktiflerini devre dışı bırakmadan yaşamak, adam olmaktır. · Kurallarla bir toplumsal yaşamı düzenlemenin, insanlara zulmetmek olduğunu anlayıp, insanın doğasına uygun yaşamı, onların içselleştirmeleri ile ilke haline getirip, onları yaşanılır kılmak, adam olmaktır. 

· Eleştirinin, doğru yaşamın vazgeçilmez yol işareti olduğunu anlamak, hakaret ile eleştiriyi birbirine karıştırmadan yaşamak, adam olmaktır. · Eleştiri yapıldığında onlara katlanmayı ve sabredebilmeyi kavramak, söylenen tüm farklı sözleri ortadan kaldırmayı düşünmeden, hepsine hayat kakı tanımak, adam olmaktır. 

· Ben merkezcil, toplumsal sistem analizi yapmadan, Güneş sistemindeki farklı gezegenler gibi, tüm farlılıkların toplumsal sistem içinde varlıklarına zarar vermeden, onlara yaşama hakkı tanımak, adam olmaktır. 

· Kâinattaki farklılıkları ortaya koyan mutlak yaratıcının bu ayetlerini tahrip etmeden, o farklılıklara katlanmak ve tüm farklı anlayışları ve düşünceleri, ortak insan paydası altında eşitlemek, adam olmaktır. 

· Şeytanın, âdem ve onun nesli ile yaptığı mücadelenin nereden kaynaklandığını bilip, o mücadelenin başlangıç anındaki yanlışları fark edip, o tuzaklara düşmeden yaşamak, adam olmaktır. 

· Yaratılanı yaratandan dolayı sevmek, toprağa Allah ruhundan üfledikten sonra, âdeme secde edin dediği varlığı, tüm meleklerin kabullenerek secde etmesi ve şeytanın kabullenmemesi, anlayışından kaynaklandığını bilerek yaşamak, adam olmaktır. 

· Yaratılanı hoş görmek, yanlış eylemlere göz yumulmayacağını bilerek yaşamak, adam olmaktır. 

· Sansar gibi pusu kurup punduna getirmeyi düşünmeden, herkesin çakallaştığı bir dünyada, kınayıcıların kınamasına aldırmadan dimdik yaşamak, adam olmaktır. 

· Aklı bir monitör gibi düşünüp, yüreği (kalbi) ise bir elektrik akımı gibi bilip, elektrik akımı olmadan o monitörün hiçbir işe yaramayacağını anlayarak, akıl ve yürek arasındaki bağlantıyı iyi kurup, bu hakikate uygun yaşamak, adam olmaktır. 

· Kendi yaşamınızı bir başkasının düzenlemesine bırakmayacak kadar, davranışlarınızı dengeli oluşturmak ve özür beyan edecek eylemlerde bulunmamak, adam olmaktır. 

· Çöp kamyonu gibi gittiği her yere çöp taşımamak ve o çöp kokularının etrafa yayılmasına müsaade etmeden, güzel kokular saçan bir esans gibi insanları rahatlatan biri olmaktır, adam olmak. NOT: Devam edecek-

21.04.2013

11.20-13.4

Çengelköy/İST

Sosyolog-EROL KEKEÇ

18 Nisan 2013 Perşembe

YOL UZUN HAYAT KISA!


            Selam ve saygılarımı ileterek başlamak istiyorum,akime yazmış olduğum yazılara tamamıyla olmasa bile bir kısmına vermiş olduğunuz cevap beni ziyadesiyle memnun eyledi,çünkü insanların küçükte olsa sorunlarının ya da taleplerinin gerekli mercilere iletilmiş olması ve geri dönüşümlerin gerçekleşmesi,partim adına beni hakikaten bahtiyar etti.Bundan dolayı özellikle akim iletişim camiasını gönülden kutluyorum.
       Sevgili dostlar memleketin içinde bulunduğu durum,çok iyi diyerek bir övgü ve naat yazısı yazmayacağım,çök kötü ölüyoruz nedir bu çektiklerimiz diyerek imkansızlık senaryosunun perdelenmesi ve oyun olarak sahnelenmesi için de bir senaryo yazma derdinde değilim.Ancak şunları özellikle altını çizerek belirtmek zorundayım ki,Adaletin şahitliğini gerektiği gibi yapamamanın vermiş olduğu acılar artık yüreklerimi dağlamaya başladı.Halk arasında dönüp dolaşan bir deyim var ve özellikle de meşruiyet kazandırılarak sanki toplumun anatomisini işgal etmeye doğru yol almakta."    Bal tutan parmağını yalarmış...."insanlar yapmış oldukları olumsuzlukları hayattan uzaklaştırma ve doğrunun sembolü olup abideleşmeleri gerekirken bu taraz demoğojik aldatmacalarla hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar.Bu durumları yakından gören ve insanlarımızın bu olumsuz tavırlarına şahit oldukça dayanamaz olup patlama durumuna geliyorum.Bu tarz toplumda kökünün kurumasının imkansız olduğunu bildiğim ancak en asgari düzeye inmesi gereken,hangi yönetim gelirse orada yer alıp,iktidar nimetlerini hünharca tepe tepe kullanan bu mütref sınıfın varlığından acaba partimizin haberinin olup olmadığını ya da bu konulardaki tavrının ne olduğunu doğrusunu söylemek gerekirse öğrenme merakı sardı beni...Bu arkadaşlar sağolsunlar işlerini çok iyi bilen ve zeki insanlar olduklarını herkesin bunu yapabilecek beyin dağarcığının olmadığını savunarak yanlışlarına bahane bulma da da gecikmiyorlar...Allah'ın dilemesi hariç yeminle söylüyorum Allah'ı hesaba katmayan hesabı şaşırır diyen montainenin deyimiyle hesabı şaşırmış insanlar piyasayı doldurdu ve bu da övünülecek bir sermaye olarak kullanılmaktadır.
         Bu tarz davranışlarının kökünün kazılması dönemi daha gelmedi mi,kimsenin uyduracak bahanesi kalmadı ben 15 yıldan bu yana bu anlayışın en aktif çalışanı ancak sesi hiç duyulmayanlardanım.Çokta fazla heveslisi değilim,ancak bu uygulamalar artık halk içinde çok kötü kokuları ortaya çıkarmaya başladı,bunların çoğuna şahit oluyorum bu da beni rahatsız ediyor,Onlara bir mevki makam verdiğimiz de namazı dosdoğru kılarlar,zekatı verirler iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler...."Ancak onlara güç verdiğimiz de onlar ekini ve nesli yok ederler anlayışına bürünecek diye doğrusu çok kaygılanmaya başladım....Bu kaygılarımın ve hassasiyetimin dikkate alınmasını umuyor bu konuda üst mercideki dostlarımla ülkenin her tarafında dönen bu tarz oyunları ve mütref sınıfın çılgınlıklarını paylaşacak ve gerekli mercileri bilgilendirecek tüm donelere sahip olabileceğimi umuyorum.

    Bu konuları paylaşmasam Allah katındaki hesabımı vermekte zorlanacağım için bunları paylaşıyorum....Şuna inanın ki, Sayın başbakanım Recep Tayyip Erdoğanın duruşu ve asilliği bizi bu davada motor olmada asla yolumuzdan alıkoymayacaktır,ancak bu durum bunları paylaşmamıza engel olmayacağınını düşünüyor,söylediğim konulara acilen ve ivedilikle gidilmesini gönülden arzuluyorum....Ahlak,siyasetin limanıdır diyen başbakanımı gönülden kutluyor bu konuların üstesinden gelineceğini umuyorum sizleri Allah'a emanet ediyor,başarılarınızın devamını diliyor,hayırlı çalışmalarınızda rabbimin yar ve yardımcınız olmasını gönülden temenni ediyorum...slm

 SOSYOLOG-EROL KEKEÇ

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!