Bu Blogda Ara
19 Şubat 2015 Perşembe
1 Ağustos 2014 Cuma
DERVİŞ POSTUNDAKİ NEMRUTLAR!
SOSYOLOG-EROLKEKEÇ
01.08.2014/ Namazgâh-İst
Not:”Ben Müslüman’ım deyip dosdoğru olanlara saygımı ve muhabbetimi
ifade ediyorum, Dini kullananlar zümresine ait söylediklerim…
Âlemi seyreyleyeyim diye bir
durdum durmasaydım, etraf tamamıyla cübbeli ve kılık değiştirmiş olanların iç
dünyalarını gizledikleri sırtlanlarla dolu olduğunu gördüm. Bu sırtlanların
sırtlarındaki postların bu kadar sermaye taşıdığını bileydim bu yollarda
adımlar mıydım?
Dünyanın debdebesiyle meşgul olanlar,
kıbleleri taştan yapılmış ve sütun gibi üzerine kimin oturacağı belli olmayan
putlara tapınırken, üzerlerindeki cübbelerin ve meşreplerin beni kandırdığını
söylesem hiç aklın yok muydu? Diyenlerin olacağını biliyorum ve sözlere
kulaklarımı tıkayarak, tüm tecrübelerimi sizinle paylaşmak için bu gün
klavyenin başına geçtim, Bu kalemin(klavyenin)Allah’ın üzerine yemin ettiği
kalem olmasını rabbimden niyaz ederek biraz sizlerin başını ağrıtacağım…
Âlem puşt olmuş, ben ise
sırtlanların sırtındaki koyun postuna bakarak hep iyi niyet duygularımın esiri
olarak yaşam serüvenimi devam ettirdim. Bu serüvenim o kadar acılarla dolu ki
nereden başlasam her yanımdan, iliklerimdeki kanlarım içimden dışarıya fırlayıp
patlıyor. Ey Derviş postundaki, Belamlar! Nemrutların hayat stili hayatlarınızı
dizayn etmesine rağmen neden bir derviş postuna bürünerek, insanlığın ruhunu
kara emellerinizin son durağı olan istikbal arzularınıza kurban edersiniz.
Bedenleri katledenlerin kurtulacağı günler belki olabilir, ancak ruhları katledenlerin
insanlık önünde af edileceği günler asla gelmeyecektir. Firavunlar, emri
altındaki halklara hep en iyisinin kendi bildikleri olduğunu anlatarak,
insanlığı sömürdüler. Bu sömürü trendi, Musa’nın(sa)Asasının ortaya çıkmasına
kadar devam etti. Musa’nın(as)Asasına galip geleceğini düşünen sihirbazların
iplerinin hepsinin yutulacağı günler çok yakındır. Firavunlar tüm sihirbazları
etrafına toplasalar da o sihirbazların hakkı görüp ona şahit oldukları gün,
Firavunların zulmü sona erecektir…
Musa’nın(as)geleceği güne
umutlarını yitirenlere çağrım, Musa(as)gelişi, Firavunun zulmünü devam ettiren
sihirbazların etkinliklerinin yoğun bir şekilde tüm insanlığı aldatmaya
odaklandıkları gün olacaktır. Küfrün yaygınlaşması, Musa’nın gelmesinin nedeni
olmaya bilir, ancak Sihirbazların derviş postunda insanlığı aldatmak için
firavunun borusunu öttürdükleri zaman gerçekleşecektir. Ey Firavunun yaşamasın
nedeni olan belam bin Baurlar, şunu biliniz ki hiçbir firavunun zulmü sizin
kurtuluşunu sağlamayacaktır, ancak Musa’nın (as) Asası karşısında teslim
olup,”Biz de Musa’nın Rabbine iman ettik, andolsunki, ilk inananlardan
olduğumuz için rabbimiz bizi af eder “diyen Sihirbazlar gibi Rahman’a teslim
olun ki kurtulanlardan olasınız…
Bu gün İslam âlemi kan ağlıyorsa
bunun tek nedeni, Derviş postuna bürünmüş kolumuzu kanadımızı kıran ve bizi
firavunların pençesinde can verdiren bu belamlardan başkası değildir. Ey
insanlık sizin fazla kafanızı karıştırmak ve sabah sabah ortalığı bir birine
katmak istemediğim için bir örnekle konuyu kısa kesmek istiyorum…
Hz. Süleyman döneminde bir kuşla
bir derviş arasında geçen bir diyalog, derviş kuşu tutmak için kovalar ve kuşun
kanadı kırılır ve tüyleri dökülür. Kuş dervişten şikâyetçi olur ve Hz
Süleyman’a gelir ve derki; Ey Süleyman bu derviş benim kanadımı kırdı ve
tüylerimi döktü, Hz Süleyman Dervişe der ki ne diyorsun derviş cevaplar… Ey
Padişahım! Benim tabiatımda onu yakalamak var, onun da tabiatında uçmak var, o
uçmadı ben de peşinden geldim kanadındaki tüyler döküldü ve kanadı kırıldı
bunda ben suçlu değilim der… Kuş der ki, ey Süleyman normal insanlar için
dediği doğru ancak bu bir derviş sırtında postu var o kimseye karışmaz
güvenilir diye ben uçmadım bunun cezalandırılmasını istiyorum der. O zaman
Süleyman (as) bu dervişlin iki kolunu kırın der. Kuş hemen atılır, hayır onun
kolunu kırmayın, sıtındaki cübbeyi çıkarın ki, bir daha kuşlar buna
aldanmasınlar… Çünkü bizim ona güvenmemiz sırtındaki cübbesinden oldu der… Ey
insanlar biz sırtındaki din cübbesini giyen, Firavunların yardakçısı, Allah’ın
adını kullanarak bizi aldatanlardan yediğimiz darbeyi başkasından yemedik
haberiniz olsun…
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Yaldızlı Sözlerin Arkasındaki Çürüme Tarihin en trajik ironilerinden biri, çöküşe en yakın toplumların en çok “yücelik ”ten bahsetmesidir....
-
Platon, asırlar öncesinden bir uyarı bırakmıştı insanlığa: “Demokrasi, ancak erdemli ve eğitimli bir halkın omuzlarında yükselebilir; aksi t...
-
“İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne… İşte asıl cinayet bu.” — Maksim Gorki, Ana (1906) Ruhun ölümü, bir toplumun çöküşünün sessiz hab...
-
İçinde bulunduğumuz çağ, pek çok unvanla anıldı: teknoloji çağı, bilgi çağı, hız çağı… Ama eğer hakikatin kalemiyle yazılacak olursa, bu ça...
-
EK-5 Kararı: Hukuk ile Diplomasi Arasında EK-5 Listesi: Resmî Karar, Diplomatik Zamanlama ve Türkiye’nin Stratejik İkilemi ABD'den çok ...
-
İnsanlığın Sessiz Dengesine Dair İnsan… Kâinatın en gizemli aynası. Görünürde bir bedenden ibaret gibi dursa da derinlerde bir deniz taşır...
-
Bir İnsanlık EMAR’ı Üzerine Derin Bir Okuma İnsan, anlamın kıyısında doğar ama çoğu kez anlamın merkezine hiç ulaşamaz. Çünkü doğmakla yaş...
-
Merhum Ahmet Kaya, bir şarkısında “ Ne kadar kötü kokarsa o kadar iyi ” diyordu. Ne kadar manidar bir cümle… Bugün ülke olarak geldiğimiz ...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
İnsanlık, varlık sahnesine çıktığı andan itibaren hem kendini hem de kendini aşan bir kudreti anlamlandırma çabasıyla yüzleşmiştir. Bu çaba,...
Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....
omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada
Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla
çöllerden geçerek varılır havuzun başına!