Bu Blogda Ara

20 Ocak 2010 Çarşamba

SELAM SANA EY ÇOCUK(12)!

Bak kardeşim, o kervana katıldığını söyleyen sen, onların yani İbrahimlerin şu özelliklerini hiç unutmayacaksın. Onlar,"Allah'a verdikleri ahitlerini yerine getirirler, işittik ve itaat ettik! Rabbimiz bizi bağışlamanı dileriz, dönüşümüz sanadır derler. Onlar evet onalar”Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra, kalplerimizi eğriltme, bize katından bir rahmet ver, şüphesiz sen çok bağış yapansın derler."Yine onlar, Rabbimiz sen, insanları mutlaka şüphe olmayan bir günde toplayacaksın”derler. Kardeşim o kervandaki insanların duyarlılıklarını görüyor muyuz? Onlar bir kötülük yaptıkları ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Ve onlar yaptıkları hata da (işledikleri günah üzerinde) ısrar etmezler."
O kervandaki insanlar Münibdirler"Rabbimiz biz, Rabbinize iman edin diye çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, iyilerle beraber canımızı al”derler. Bak kardeşim, o erlerin hayatlarına:"Onlar mü'minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve başları diktirler, hiçbir kınayıcının da kınamsından korkmazlar..."
Kardeşim sana sesleniyorum, o kervan hakka rehberlik etmek için vardır."Onlar Hakka rehberlik ederler".Kardeşim onlar onurlu bir kavganın mücadelesini verirken, şeytanın bir vesvesesiyle karşılaşırlarsa; Allah’ın emir ve yasağını hatırlayarak hemen gerçeği görürler."O kervandaki insanlar birbirlerinden nefret etmezler,"Onlar birbirlerinin velisidirler, birbirlerine iyiliği emrederek kötülükten men ederler. Allah’ın yasak sınırlarını korurlar, Rabblerine gönülden boyun eğerler, Mü’minlerle ilgiyi kesmezler; Rabblerinin rızasını isteyerek nefsin gücüne giden şeylere sabrederler. Ve onların "Gönülleri anmakla yatışır."
Bak kardeşim o kervanın erlerine, selim bir kalp ile yürüyen bir kervandır bu"içi temiz, Muvahhid, ibadetleri şirkten, riyadan azad edilmiş insanlardır onlar. Gaflete dalıp günaha girmelerinin ardından hemen tövbe ederler. Görmeden Rablerinden korkarlar ve kıyamet saatinden de titrerler ve başlarına gelene de sabrederler. Ve onlar: boş şeylerden yüz çevirirler. Hayır, işleme de yarışırlar ve hayır için önde giderler. Onları ne bir ticaret, ne bir alış veriş Allah'ı anmaktan namaz kılmaktan zekât vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin döneceği günden korkarak yürürler...
Kardeşim, O kervanın teslimiyetini sen biliyor musun? Onlar aralarında hükmetmesi için Allah'a ve resulüne çağırıldıkları zaman,"Mü'minlerin sözü, ancak işittik ve itaat ettik demeleridir. Onlar hep Allah'a kulluk ederler, Allah’ın huzurunda gönülden boyun eğip divan dururlar. Ve onların gönülleri ancak, Allah’ı anmakla tatmin olur. Onlar ilim tahsili için Allah'ın ayetlerini görmek için seyahat ederler..."Ve onların kalpleri daima Hakka dönüktür. Irzlarını korurlar, öfkelrini yutarlar, insanları affederler. Kötülüğü iyilikle savarlar, Onların dostları ancak Allah, resulü ve mü’minlerdir. Onların işleri aralarında istişare(danışma ve konuşma)iledir."
Kardeşim o kervanın erleri, mücadelelerinin kutsiyetini anlayarak yürümekte ve sonuçtan da emindirler. Birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye ederler. Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye ederler. Ve onlar sözün en güzeline uyarlar, şunu iyi bilirler ki sözlerin en güzeli Allah'ın sözüdür.
Sana sesleniyorum kardeşim, bahaneleri, yapmaları gerekenden fazla olan kardeşim, evet sen o kervanın şu özelliklerini de biliyor musun? Onlar Allah yolunda mücadele etmeleri gerektiği zaman, bahaneler uydurmazlar, onlar ittika sahibidirler. Yalnız Allah'tan korkarlar. Onlar doğruya hakka uyarlar, salih amel işlerler ve ben Müslümanlardanım derler. Onlar, insanları Allah'a çağırırlar, Rabbimiz Allah'tır derler ve doğru olurlar. Allah’a ve Resulüne düşmanlık edenlerle dostluk etmezler, onlar Allah'ın hizbindendirler. Allah yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf bağlayarak savaşırlar. Hakkı gizlemezler, Onlar Hakka şahitlik yaparlar, nefislerini temizlerler, günahlardan korunurlar ve en güzel sözü doğrularlar. Hakkı tavsiye ederek sürekli ivme alırlar...
Kardeşim İbrahim'i kervana katılan ve katılacak olanlar bu özellikleri ve anlatılmayan birçok hasletlerin insanı olmak zorundadırlar. Bu özellikler, o yolun ilkeleridir. O ilkeler korunmadığı zaman, istenilen o hayatı ancak arzular olarak buluruz, pratik olarak kaybederiz. O hayatı kuşanmak için yola çıkanlara selam olsun...
Ve selam İbrahim’i kervana katılanlara... Selam yarınlara, yürüyenlere, yürüyeceklere, koşanlara koşacaklara olsun...
Selam, Hakkın rehberliğini yapacak nesilleri yetiştirmek için kurulacak ailelerin üzerine olsun...
Cahiliyyenin dişlilerine yem olmadan, şeytanın desiselerine kanmadan ve nefsin vesveselerine yenilmeden, İbrahim’i kervana koşan kardeşim, sana selam gönderiyorum, Allah’ın semaı üzerine olsun... Her türlü fitne unsurunu tepeleyerek, Allah’ın Rahmetine sığınan kardeşim, aydınlık günler seni bekliyor, sen fitne labirentlerine tekmelerle vurarak onları alaşağı ettin... Mutlu günler, umutlu yarınlar seni bekliyor, o günleri için sana selam gönderiyorum...
"Rabbimiz bizi hidayete erdirdikten sonra,kalplerimizi kaydırma ve yanından bize bir rahmet bağışla,şüphesiz bağışı en çok olan sensin sen.Rabbimiz kendisinde şüphe olmayan bir günde,insanları muhakkak sen toplayacaksın.Doğrusu Allah vadinden cayıp dönmez"Rabbimiz o gün bizleri koru.....
Yıl:27.12.1991
Yer: Elazığ
Erol Kekeç

18 Ocak 2010 Pazartesi

SELAM SANA EY ÇOCUK(11)!

Sana soruyorum kardeşim, hep de soracağım, yükün altındaki adamın durumu ne oldu? Yükün bağımlılığından kurtulamayan o adamın durumu hiçbir işe yaramadığı gibi, ancak kurtlara yem oldu akşama kaldığından... Keşke gündüzden yol alsaydım çırpınışları da bir daha onu gündüze kavuşturmadı. Bak kardeşim senin durumun aynı buna benzemektedir. İbrahim’i hayatı arzulayan sen şu an ortalıkta yoksun, galiba uzaya gitmişsin. Ama yezidi model edinen sen ise meydanlara hâkimsin... İşte Allah'a varmayı arzulayan sen, sırtındaki yüklerle birlikte arzulamaktasın Allah'a varmayı, ama bir türlü de ayağa kalkamamaktasın. Kimisi boynuna binmiş, kimisi beline dolanmış, kimisi bakışlarını köreltmiş, kimisi önüne bir dağ gibi oturmuş, iki elini yüzüne dayatarak karamsar düşüncelerini çoğaltmış, kimisi ayaklarına bir çivi gibi çakılmış, işte sen bunlar arasında arzulamaktasın Allah'a varmayı, neden? Evet neden? Bak kardeşim, sen Tevhit kervanında olduğunu iddia ediyorsun, oysa O kervanın sürücüsü Muvahhit insan İbrahim’dir, galiba bir yanlışlık olmuş, sen Yezidin kervanına katılmışsın... İşte kardeşim, ben sana bu yanlışlığı hatırlatıyorum sadece... Evet, kardeşim, bu durumda ne kadar sen Allah'a varmayı arzulasan da Allah'a varmak sadece bir arzu işi değildir. Yürümeyi ve engellerden kurtulmayı gerektirir. Bak kardeşim, yoksa o,gece yarısı kurtlara yem olan adam gibi, arzularımız daha bitmeden ve üstümüzdekileri de bırakmadan ölüm bizi yakalayabilir. O zaman da"keşke şu andaki hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım"demeden önce İbrahim gibi kendimizi kanıtlamak zorundayız...
Sen kardeşim, ibrahim’i unutma,"Hani O Rabbine selim bir kalp ile gelmişti hatırladın mı?"İbrahim olmayanlar o kervana katılamazlar, İbrahimler lazım bize, İbrahim olmayanlar İbrahim olmak zorundadır. Sen kardeşim, bu kervana katıldığını söylüyorsan, gemileri yakarak, fakirlik korkusu ve zenginlik tutkularını yıkarak, yola çıkmak zorundasın, yoksa geriye dönmek senin için zor olmaz...
Bak kardeşim, bu kervana katıldığını söylüyorsan, İbrahim gibi arzulamak ve onun gibi olmak zorundasın... Çünkü İbrahim tam bir gönül huzuruyla"Ben Rabbime gidiyorum" diyor. Rabbi de onu yalnız bırakmıyor, insanı yakıp kavuran ateşi onun için güllük gülistanlık bir bahçeye çeviriyor, bu Allah'a dönüşün bir gerçeği değil midir? Evet, kardeşim sen o kervana katıldığını söylüyorsan, sana bir uyarı var:"Kim Allah'a kavuşmayı umarsa bilsin ki, Allah’ın tayin ettiği vakit gelmektedir, Allah çok işiten çok bilendir."Evet kardeşim, biz insanları uyarması için, Rabbimizin şu ayetini hatırlatmadan geçemeyeceğim, insanların”keşke şu andaki hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım"demeleri bir haberdir, evet bu bir haberdir,"ama her haberin mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır."Gecenin geleceğini haber verenlere hep gündüz kalacak demeyin, mutlaka bir gün geceyle karşılaşırsınız...
Sana sesleniyorum kardeşim, İbrahim bu gerçekleri bilerek ve yaşayarak gidiyordu. Onların durumlarından yani özelliklerinden bazı kesitleri hatırlatarak, sende kendini kontrol etmen için düşünmeni istiyorum, tabiki gerekli tavrı koymak için... Ondan sonra da Âlemlerin Rabbine hamd ederek son vereceğim...
Yıl:27.12.1991
Yer: Elazığ
Erol Kekeç

15 Ocak 2010 Cuma

SELAM SANA EY ÇOCUK(10)!

Sana sesleniyorum kardeşim,ister misin şimdi de,net tavırlar,kararlı adımlar ve azimli bir yürüyüşle yoluna devam eden bir insanın yaşadığı hayatın o berrak havasını biraz teneffüs edelim.
"Hani O, Rabbine arınmış(selim)bir kalp ile gelmişti."Arınmış bir kalp, Allah’ın dışındaki her türlü bağlayıcı bağların bağımlılığından kurtulmuş, ayaklarına vurulan nesebi bağları alaşağı etmiş, putçu babasına karşı ciddi girişimlerde bulunmuş, ey babacığım! Tamam, gel seninle anlaşalım, senin sözlerine uyuyorum, çünkü sen bir atasın, nasıl olur da bir atanın söyledikleri yapılmaz, ben babamın söylediklerine uymazsam bana kırılır, bundan sonra bana iyi bakmaz, onu razı ederek bir şeyler yapabilirim diyerek, müşrik atalarından ve onların isteklerinden bir türlü kurtulamayan günümüz insanlarının teneffüs etmeleri gereken, Hz İbrahim’in yaşadığı hava...
Sen kardeşim İbrahim’i ve İbrahim’i hayatları kendine taşımak zorundasın, kurtlara yem olmamak için... Bak kardeşim, İbrahim ne güzel bir insan: O ataların dininden sıyrılan bir cevherdir. İbrahim, diriliş muştusunun münadisidir, İbrahim umutların filizlendiği bir çiçektir. İbrahim, anlamsızlıklardan kurtulup, anlamlı bir hayatı yakalamak için, yüce ufuklara uzanan Tevhit baltasıyla, şeriklerin başını keserek, insanlar için bir sorgulama alarmını başlatan yiğit insandır...
Sen kardeşim,İbrahim’in tavırlarını hayatına taşımak zorundasın,Tevhit kervanında olmak istediğini söylediğin halde,İbrahim’i inandığımız bu davanın bir modeli olarak hayatımıza taşımazsak,yezitler ne güne duruyorlar.Evet kardeşim,onlar model olmak için hazır olda bekliyorlar,kendimizi kontrol edelim...Sen kardeşim her yönüyle İbrahim’den faydalanmak zorundasın,yoksa yezidi bir hayat hemen bizi yakalayıverir.Onlar hemencecik seni kuşatıverirler,ondan sonra da sadece Allah'a giden sen değil,mevkisiyle,makamıyla,,eviyle arabasıyla,işyeriyle,okuluyla,parasıyla,nesebi ve kan bağıyla,açlık korkusu,zengin olma tutkusu,kadınlara olan sevgisinin kendisini kemirdiği bir insan rabbine gider.Ama gözümüzü açalım,bu gidiş Allah'a olmaz.Bak kardeşim,bunların elden çıkmaması dürtüsü içimizde bulunduğu müddetçe,ben sadece Rabbime gidiyorum diyen,İbrahim gibi olabilir miyiz?
Hayır, kardeşim hayır, tüm bunların yıkılması, yok olması gerekir. Bizi kendisine bağlayarak, ayağa kalkmak istediğimiz zaman da omuzlarımıza oturarak yere çökmemizi sağlayan bu değerlerin baskısından kurtulmamız gerekir. Sen kardeşim sırtına 150kğlık yük vurulan adamın durumuna benzemektesin... Bu ağırlıkla beraber yükü sırtına saran adam kalkmak istemekte, fakat yükün ağırlığı fazla olduğundan yerden kalkamamaktadır. Çünkü sırtına vurulan yükün ağırlığı, O insanın arzularını yerine getirmesine engel olmaktadır. Bir taraftan da akşam oluyor, yol almam gerekir diye düşünmekte... Çünkü bulunduğu yer kurtların yoğun olduğu bir yer olduğundan da korkmaktadır. Bir an önce buradan gideyim diye düşünüyor, Ya Allah diye çırpınıyor ama ne yazık ki zavallı yükün altında ezilmekte, bir yandan da yürümek istemekte ancak yükle birlikte bu arzusunu gerçekleştirme peşinde; yükü bırakmadığından ne yazık ki, ayağa kalkamamaktadır. Bir de gözlerini açtığı zaman ne görsün, akşam olmuş, gecenin o karanlık dalgaları etrafı tamamıyla kaplamış, aniden kendine gelerek irkiliyor, eyvah ben burada kaldım, şimdi yolu da göremem, zaten kurtlar da ulumaya başladı, karşımdaki sesler bana çok yakın geliyor, aman Allah'ım beni parçalamaya geliyorlar. Ben şimdi ne yaparım, keşke gündüz yol alsaydım, önceden bir şeyler yapsaydım, diye düşünürken kurtlar saldırıyor ve orada işini bitiriyorlar...
Yıl:27.12.1991
Yer: Elazığ
Erol Kekeç

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!