Bu Blogda Ara

27 Ağustos 2025 Çarşamba

Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm

 


İnsanlık, çağlar boyunca farklı putların etrafında dönüp dolaştı. Kimi zaman taştan yapılmış heykellere, kimi zaman gökten indiği sanılan mitlere, kimi zaman da kendi aklını tanrılaştırarak kurduğu ideolojilere secde etti. Bugün ise en büyük put, en gaddar tanrı, en sahte kurtarıcı, sermayedir. Kapitalizm; sermayeyi öpüp başının üstüne koyan, parayı ilah edinen, Allah’ı unutan bir sistemdir.

Kur’an’ın sert ikazı kulaklarımızda çınlar:
“Onlar Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendilerini unutturdu.”
İşte bu çağın özeti budur. İnsan kendini kaybetmiş, ruhunu unutmuş, varlığını maddeye hapsetmiştir.

1. Sermayenin Tanrısı

Kapitalizm insanlığa bir hayat biçimi sunmaz; ona bir ibadet biçimi dayatır. Sabah işe gitmek, akşam eve dönmek, hafta sonu alışveriş yapmak, reklamlara secde etmek, markalara tapmak… Bunların hepsi farkında olmadan yapılan birer ibadettir. İnsan, cüzdanını kıble bellemiş, kredi kartını tesbih saymış, banka hesabını güvence zannetmiştir.

Bugünün insanı, paranın gücüyle ölçülür. Birinin itibarı, kaç metrekare evde oturduğuyla, kaç model arabaya bindiğiyle, hangi markayı giydiğiyle, hangi restoranda yemek yediğiyle belirlenir. İnsanın ruhu, kalbi, vicdanı değil; borsadaki değeri dikkate alınır.

Ama bu, yeni bir şey değildir. Eski çağlarda insanlar altın ve gümüşü put haline getiriyorlardı. Bugün ise bu put, daha sofistike hale geldi: kapitalizm.

2. Allah’ı Unutmanın Cezası, Kendini Unutmak

Allah’ı unutan toplumlar, kendi hakikatlerini de kaybeder. Bu unutma, sadece dilde değil; yaşamın tüm damarlarına işlemiş bir unutmadır. İnsanın yaratılış gayesini, emaneti, imtihanı, sorumluluğu hatırlamaması; onu hayvanî bir yaşam tarzına indirger.

Bugün insan kendini tüketim nesnesi olarak görür hale gelmiştir. Bir genç, sosyal medyada beğeni uğruna kendini teşhir eder. Bir işçi, kölelik düzenine mahkûm olur ama bunu normal sayar. Bir aile, evini “daha çok borç, daha çok tüketim” uğruna dağıtır. Bir çocuk, doğmadan önce bile reklam kampanyalarının hedef kitlesine dönüşür.

Allah’ı unutan insan, kendini unutur.
Kendisini unutan insan, başkasını da unutur.
Ve böylece toplum, vicdansız bir yığın haline gelir.

3. Modern Putlar ve Tüketim Tapınakları

Bugün putların adresi değişti: AVM’ler.
Koca koca camiler, insanı Rabbine çağırırken; AVM’ler insanı “sonsuz alışveriş” ibadetine çağırır. AVM’lerde ışıklar hiç sönmez, tıpkı putperest tapınaklarda olduğu gibi. İçeri giren insan, zaman duygusunu kaybeder. Günahı da, sevabı da unutur. Sadece tüketim kalır.

Reklamlar, modern dünyanın ezanıdır. Her gün beş vakit değil, bin vakit insanın kulağına fısıldarlar:
“Al, daha çok al, kendini mutlu et.”
Ama o mutluluk hiçbir zaman gelmez. Çünkü tüketimle doyurulmaya çalışılan şey, ruhun açlığıdır. Ruh, sadece Allah ile doyar.

Markalar, insanın yeni putlarıdır. Bir tişörtün üzerinde yazan logo, sahibine itibar kazandırır sanılır. Oysa gerçekte insanı köleleştiren zincirlerden başka bir şey değildir.

4. Soysuz Eşkıya Düzeni, Cennet Vadeden Cehennem

Kapitalizm, kendini hep özgürlük ve refah dini gibi tanıttı. “Daha çok kazan, daha çok tüket, daha mutlu ol” vaadiyle ortaya çıktı. Ama sonuç tam tersi oldu: İnsan daha çok borçlandı, daha çok yoruldu, daha çok yalnızlaştı.

İşçiler, emeğinin karşılığını alamazken; patronlar milyar dolarlarla oynuyor. Çocuklar daha küçük yaşta işçileştirilirken; bazıları köpeklerine bile lüks hayat yaşatıyor. Afrika’da açlıktan insanlar ölürken; Avrupa’da milyonlarca ton gıda çöpe gidiyor. Bu nasıl bir cennet vaadidir?

Kapitalizmin cenneti, sadece bir avuç azınlığın elindedir.
Çoğunluk için ise dünya, koca bir cehennemdir.

5. Günümüzden Çarpıcı Örnekler

  • Borç Batağı: İnsanlar ev almak için kırk yıl çalışıyor, bankaların kölesi oluyor. Evin değil, borcun sahibi oluyorlar.

  • İşçi Sömürüsü: Günde on iki saat çalışan işçiler, üç kuruşa razı olurken; patronlar tek gecede servet katlıyor.

  • Doğanın Talanı: Kapitalizm, hırsıyla ormanları yok ediyor, suları zehirliyor, havayı kirletiyor. İnsan kendi nefesini tüketiyor farkında olmadan.

  • Dijital Kölelik: Telefonlar, bilgisayarlar, sosyal medya… İnsan bir ekranın esiri olmuş. Parmak hareketleriyle özgürleştiğini sanırken; aslında algoritmaların kölesi oluyor.

  • Yalnızlaşma: Komşuluk bitmiş, aile dağılmış, dostluk sanal ortama sıkışmış. İnsan, kalabalıklar içinde yapayalnız.

Bütün bunların ortak noktası: Allah’ı unutarak kurulan bir dünya düzeni.

6. Unutulan Büyük Gün

Kur’an’ın bir başka ikazı gelir:
“Onlar önlerinde gördüklerine inandılar da, arkalarındaki büyük günü unuttular.”

İnsan, önündeki maaşa, arabaya, eve, mevkiye inanıyor. Ama arkada onu bekleyen büyük günü unutuyor. O gün, herkesin yaptığı zerre kadar hayrın da, şerrin de karşılığını alacağı gündür. O gün, kimseye torpil işlemeyecek. Ne sermaye kurtaracak, ne marka, ne reklam, ne mevki…

Kapitalizm, insana bir illüzyon sunuyor: “Dünyada cennetini kurabilirsin.”
Ama o büyük gün geldiğinde, insan şunu anlayacak: Dünyada kurduğu cennet, aslında kendi eliyle hazırladığı cehennemden başka bir şey değilmiş.

7. Gerçek Kurtuluşun Yolu

Bu kısır döngüyü kırmanın tek yolu var: Allah’a dönüş.
Kapitalizmin putlarını yıkmak, sermayeyi tahtından indirmek, parayı araç kılmak… İnsan, yaratılış amacına dönmedikçe kurtulamaz.

Gerçek kurtuluş; adalet merkezli, kul hakkına riayet eden, insanı insan olduğu için değerli gören bir düzenle mümkündür. İnsan, ruhunu Allah’a bağladığında özgürleşir. Paranın kölesi olmaktan kurtulur.

Ey İnsanlık!

Bugün sermayenin putuna secde eden sizler, yarın mezara girdiğinizde tek başınıza kalacaksınız. Yanınızda banka hesaplarınız, lüks evleriniz, arabalarınız, markalarınız olmayacak. Yanınıza sadece amel defteriniz gelecek.

Ey insanlık!
Allah’ı unutan sizler, kendinizi kaybettiniz. Kendinizi kaybeden sizler, ruhunuzu sattınız. Ruhunu satan sizler, dünyayı cehenneme çevirdiniz.

Ama hâlâ vakit var.
Putları yıkın. Sermayeyi ilah olmaktan çıkarın. Kapitalizmin köleliğinden kurtulun.
Allah’a dönün. Adalete dönün. Merhamete dönün.

Unutmayın!
O büyük gün geldiğinde, kimseyi kimse kurtaramayacak.
Herkes, yaptığı zerre kadar hayır ve şerrin hesabını verecek.
Ve o gün, gerçek cennetle gerçek cehennem ortaya çıkacak.

Erol Kekeç/03.07.2025/Sancaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!