Bu Blogda Ara

22 Ağustos 2025 Cuma

Kirazdan Ülkeyi Okumak- Neden Bu Kadar Çelişki Var?

 


1) Kur bağımlılığı ve “ihracat paritesi”

  • Döviz ihtiyacına kilitlenmiş ekonomi, ihracat getirisine yerli tüketiciden daha çok değer verir.

  • Kur yüksekse, ihracatçı için yurt dışı fiyat = içeriye göre daha cazip olur; arz iç piyasadan dışarı kaçar, içeride fiyatlar gerilir.

  • Sonuç: Yurt içinde alım gücü düşerken, üretici dövizle nefes almaya çalışır, tüketici ise “aynı meyveye” ulaşamaz.

2) Tedarik zincirindeki asimetri (tarladan rafa)

  • Üretici → tüccar/komisyoncu → hal → perakende (veya doğrudan zincir market lojistiği).

  • Her halkada raf bedeli, listeleme ücreti, lojistik, fire, kredi/finansman maliyetleri, uzun vade eklenir.

  • Üretici peşin/erken paraya muhtaç; zincir market uzun vadeyle çalışır. Nakit gücü olan kazanır, küçük üretici ezilir.

  • Soğuk zincir, paketleme, kalibrasyon ve sertifika maliyetleri ihracat için zorunludur; içeride ise bu maliyetler yansıyıp fiyatı şişirir.

3) Piyasada yoğunlaşma ve pazarlık gücü

  • “Üç harfli” zincirler gibi az sayıda dev alıcı, on binlerce küçük üreticinin karşısında tekeller gibi davranır.

  • Raf hakimiyeti: Ürününü koymak için üretici; “promosyon, raf ücreti, iadeler, ceza kesintileri” gibi kalemleri üstlenir.

  • Ödeme vadeleri: 60–180 gün. Enflasyonist ortamda vadeyi beklemek başlı başına maliyet. Bu maliyeti de fiyat öder.

4) Tarımsal girdiler ve kırılgan üretim

  • Mazot, gübre, ilaç, ambalaj, işçilik, elektrik… Hepsi dövizden ve enflasyondan etkilenir.

  • Don, dolu, kuraklık, hastalık… Fire ve randıman riski yüksek. Üretici kendini güvene almak için fiyat hedefini yükseltir.

  • Sigorta ve krediye erişim pahalı/çetrefil; zarar edildiğinde üretici sezon dışına düşer, arz daha da düşer.

5) Mevsimsellik ve “erken sezon primi”

  • Kiraz, limon gibi ürünlerde sezon başı fiyatları yüksektir; talep canlı, arz sınırlıdır.

  • İhracatın en parlak dilimi bu erken pencere olduğundan, içerdeki fiyatlar daha da gerilir.

  • Sezon ortası/sonu geldiğinde fiyat normalleşir; ama tüketici hafızasında şok fiyat kalır.

6) Hal mevzuatı ve izlenebilirlik zaafları

  • Hal Kanunu yıllardır “reform” bekliyor. Şeffaf, anlık fiyat ve miktar verisi eksik; aradaki marjlar sis perdesi altında.

  • E-fatura, kantar entegrasyonu, fire kayıtları ve lojistik izlenebilirlik tam yaygın değil; bu da keyfi marjları mümkün kılıyor.

7) Sosyal politika ile piyasa gerçeği arasındaki uçurum

  • Çocuk/yoksul destekleri alım gücünü koruyamazsa, gıda enflasyonu en kırılganı ezer.

  • “Ucuz ihracat–pahalı iç piyasa” hissi büyür; adalet duygusu yaralanır. Mesele sadece fiyat değil, itibar ve güven meselesi olur.

8) Siyaset-iş dünyası gölgesi

  • Kur ve kredi tahsisinde “yakınlık” şüphesi doğduğunda, piyasa etiği çöker.

  • Sonuç: Üretici “oyunu adil görmez”, tüketici “raftaki fiyatı haraç gibi” okur. Devletin tarafsız hakemliği zedelenir.

Peki Çözüm? Sert, Net, Uygulanabilir 12 Adım

  1. İç Piyasa Önceliği Kuralı
    Kısa vadeli, otomatik bir “dengeleyici” mekanizma: İç fiyat belirli bir eşiği aşarsa esnek ihracat vergisi/ kota devreye girer. Yasak değil; kayan oranlı fren. Tedarik şokunda içeri nefes.

  2. Raf Bedeli ve Vade Sınırı
    AB’nin Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi benzeri: Raf ücreti yasak/ sınır, iadeler şeffaf, vade azami 30–45 gün.
    Küçüğün finansmanını büyüğe yüklemeyi bitirir.

  3. Ulusal Taze Ürün Platformu (gerçek zamanlı şeffaflık)
    Hal, üretici, kooperatif ve zincir marketlerin tüm alım-satımını gerçek zamanlı gösteren dijital pano: fiyat, miktar, fire, navlun, vade.
    Veriye bakmadan politika olmaz; bu pano “kim nerede ne kazanıyor?” sorusunu somutlar.

  4. Kooperatifleşmenin gerçek anlamı
    Tabela değil, profesyonel yönetim, pazarlama, soğuk depo ve paketleme yatırımı.
    Koopa satılan ürün için alım garantisi ve kısa vade. Kooperatifler zincirle kurumsal sözleşme yapar; tek kişi pazarlığı biter.

  5. Soğuk zincire yatırım ve navlun desteği
    Üretici birliklerine hibe/krediyle soğuk hava + paketleme.
    Uzak havzalardan ana pazarlara navlun indirimi, ürün kaybını ve fiyatı düşürür.

  6. Girdi odaklı destek yerine çıktı odaklı prim
    Gübre/mazot sübvansiyonu yerine kalite ve verim primleri. Fireyi azaltan teknolojiye (örtü, sensör, biyolojik mücadele) destek.

  7. Erken sezon dengeleme fonu
    Sezon başı ihracatın içeriği boğmasını engellemek için, ihracatçıdan küçük bir pay alınıp iç piyasadaki dar gelirlilere meyve- sebze çeki olarak dağıtılır. Hem sosyal politika, hem piyasa dengesi.

  8. Okul Beslenmesi Her gün meyve-sebze
    Tüm ilkokullarda günlük meyve/sebze programı. Ürün doğrudan kooperatiften; kimse arada marj büyütemez.
    Yoksulluk ve israf aynı anda azaltılır.

  9. İthalat tamponu (mevsimsel ve kalitede)
    Kısıtlı, kontrollü, kalitede eşdeğer ürünlerle geçici tampon. Sürekli ithalat değil; tekelci fiyat davranışına karşı “sopa”.

  10. Rekabet hukuku diş gösterir
    Zincirler arası örtülü anlaşma ve “aynı anda aynı etiket” pratiklerine ağır yaptırım.
    Tedarikçiyi cezalandıran “keyfi iadeler/cezalar”a net yasak.

  11. Vergi-KDV sadeleştirmesi ve kaydın derinleştirilmesi
    Taze üründe KDV indirimi/istinası hedefli, ama karşılığında tam izlenebilirlik ve e-fatura şartı.
    Kayıtsız marj daralır, tüketici fiyatı geriler.

  12. Kırsal finansman ve sigorta yeniden tasarımı
    Ziraat üzerinden mevsim sonu ödemeli kredi, zarara karşı gerçek işleyen sigorta.
    Çiftçi nakde ulaşınca komisyoncuya mecbur kalmaz; pazarlık gücü artar.

Düz ve Sert Bir Son Söz

Bu tablo “tesadüf” değil, teşviklerin yanlış kurgulanmasının doğal sonucu. Dövizi önceleyen ama içeriğin alım gücünü umursamayan bir düzen, kirazı vitrinde parlar, vatandaşı rafta ezer.
Çözüm; yasakçı değil, akıllı dengeleyen ve şeffaflığı zorunlu kılan kurallarda. Üretici alın terinin karşılığını alacak, perakende adil davranacak, devlet veriyle konuşacak; tüketici de insanca fiyat görecek.

Kirazı konuşuyoruz ama mevzu kiraz değil: payın adaleti. Pay adil olmazsa, sezon biter; güven sezonu bir daha açılmaz.

Bahadır Hataylı/21.08.2025/Sanccaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!