Eşekleşmek; beynin var, ama başkasının dizgininde yürüyorsun demektir.
Eşekleşmek; gözün var, ama gördüğün gerçeği kabullenemiyorsun demektir.
Eşekleşmek; dilin var, ama hakikat yerine ezberi tekrarlıyorsun demektir.
Ve en tehlikelisi: Eşekleşmek, sana bunu normalmiş gibi hissettirmesidir.
Halkı yönetenler, önce onun aklını uyuşturur.
Uyuşmuş bir akıl, ne yalanı fark eder ne hakikati.
Uyuşmuş bir vicdan, ne zulme isyan eder ne adalet ister.
Böylece, zinciri boynuna takmaya bile gerek kalmaz;
Sen kendi kendine boynunu uzatırsın.
Eşekleşme;
-
Sorgulamayı bırakmaktır.
-
“Ben bilmem” cümlesinde huzur bulmaktır.
-
Konfor uğruna iradeni pazarlamaktır.
-
Doğruyu gördüğünde bile “işime gelmez” demektir.
Bu, emperyalizmin işini kolaylaştıran iç ihanettir.
Dışarıdan gelen baskı seni zorlar, ama içerideki uyuşukluk seni öldürür.
Çünkü silahın susturamadığını, rahat koltuk susturur.
Zincirin kilitleyemediğini, kredi kartı kilitler.
Sürgünün yapamadığını, eğlence ve magazin yapar.
Eşekleşmenin sonuçları:
-
Çocuk, doğruyu sormaz.
-
Genç, yanlışla kavga etmez.
-
Yaşlı, adalet yerine “eskiden nasıldı”yı anlatır.
-
Millet, geleceğini başkalarına bırakır.
Ve işte asıl felaket:
Eşekleşmiş bir toplum, kendi celladını alkışlar.
Ona zulmeden eli öper.
Onu sömüreni korur.
O yüzden bu çağrı:
Ayağa kalkman, sadece zulme karşı değil; uyuşukluğa karşı da bir direniştir.
Önce düşünce zincirini kır.
Önce dilindeki ezberi at.
Önce konforuna dokun, çünkü konforun seni köleleştiren yumuşak halattır.
Unutma:
Zalim güçlü olduğu için değil, sen sustuğun için var.
Hakikat uzak olduğu için değil, sen görmezden geldiğin için kayıp.
Özgürlük pahalı olduğu için değil, sen ucuz yaşamak istediğin için yok.
Bu yüzden bugünden itibaren:
-
Sormak, ibadettir.
-
İtiraz etmek, vatana sadakattir.
-
Düşünmek, direniştir.
-
Hakikati söylemek, en büyük devrimdir.
Eşekleşmek yok!
İnsan kal, insan kal, insan kal!
Bahadır Hataylı/10.08.2025/Sanccaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder