Bu Blogda Ara

31 Ocak 2025 Cuma

Küresel İhanet ve Biz

Chemtrails, Açık Semalar Antlaşması ve Türkiye'ye Dayatılan Küresel Tuzaklar

Son yıllarda, gökyüzünde rastlanan sıra dışı izler, insanların sağlığına ve çevreye zarar verebilecek kimyasal maddelerin kasıtlı olarak atmosfere salındığına dair ciddi endişeleri beraberinde getirmiştir. "Chemtrails" olarak adlandırılan bu kimyasal püskürtme faaliyetleri, özellikle Açık Semalar Antlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin gölgesinde gerçekleştirilmektedir. Ancak bu süreç sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda insan sağlığını ve ulusal egemenliği tehdit eden bir küresel ihanetin parçasıdır.

Açık Semalar Antlaşması ve Küresel Denetim Mekanizması

Açık Semalar Antlaşması, başlangıçta ülkelerin askeri faaliyetleri şeffaflaştırarak güven artırmayı amaçlayan bir sözleşme olarak lanse edilmiştir. Ancak, zamanla bu antlaşmanın büyük güçlerin lehine işleyen bir denetim ve kontrol mekanizmasına dönüştüğü görülmektedir. Türkiye'nin de taraf olduğu bu anlaşma, menşei belli olmayan uçakların hava sahamızda serbestçe uçmasını mümkün kılmaktadır. İşte burada devreye giren kritik soru şudur: Kimler, hangi amaçla bu uçuşları gerçekleştirmektedir?

Kimyasal Gaz Püskürtme (Chemtrails) Gerçeği

Son yıllarda, dünya genelinde gözlenen anormal hava koşulları, artan solunum hastalıkları ve tarım ürünlerindeki verimsizlik, chemtrails teorisini destekleyen en güçlü deliller arasındadır. Gökyüzünde uzun süre kalan, yavaş yavaş yayılan ve doğal olmayan izler, sıradan uçak egzoz izlerinden farklıdır. Bu izlerin içeriğinde:

  • Alüminyum oksit,

  • Baryum tuzları,

  • Stronsiyum,

  • Diğer ağır metaller ve toksik kimyasallar bulunduğu iddia edilmektedir.

Bu maddeler, solunum yolu hastalıklarından nörolojik bozukluklara kadar pek çok sağlık sorununa yol açmaktadır. Ayrıca, tarım alanlarında toprak yapısını bozarak doğal ürün yetiştirilmesini zorlaştırmaktadır.

İlaç Lobileri ve Küresel Bağımlılık Mekanizması

Chemtrails operasyonlarının en büyük destekçilerinden biri, küresel ilaç ve sağlık lobileridir. Kronik hastalıkların artması, ilaç şirketlerine milyarlarca dolarlık yeni pazarlar yaratmaktadır. Kimyasal gazlar aracılığıyla insanların bağışıklık sistemleri zayıflatılarak, onların sürekli ilaç ve medikal çözümlere bağımlı hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu noktada, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi küresel kuruluşların oynadığı rol de sorgulanmalıdır.

  • DSÖ, ilaç devlerinin politikalarını meşrulaştıran bir aparat olarak mı çalışmaktadır?

  • Türkiye, neden DSÖ gibi kuruluşlara bağlı kalmaya devam etmektedir?

  • Küreselci elitler, sağlık politikalarını yönlendirmek için devletleri nasıl manipüle etmektedir?

İklim Anlaşmaları ve Ekonomik Esaret

Paris İklim Anlaşması ve benzeri uluslararası sözleşmeler, çevreyi koruma iddiasıyla dayatılan ancak aslında gelişmekte olan ülkelerin ekonomik bağımsızlığını kısıtlayan araçlardır. Bu anlaşmalar kapsamında Türkiye gibi ülkeler:

  • Karbon emisyonlarını azaltma bahanesiyle sanayileşme sürecinde ağır yaptırımlara maruz kalmakta,

  • Enerji projeleri engellenmekte,

  • Küresel şirketlerin enerji ve doğal kaynaklar üzerindeki hâkimiyetine boyun eğmektedir.

Buna karşın, büyük güçlerin bu sınırlamaları kendi çıkarları doğrultusunda esnettiği açıktır. ABD, Çin, Hindistan gibi ülkeler, çevre kirliliğini azaltma noktasında ciddi bir adım atmazken, gelişmekte olan ülkelere ağır yükler yüklenmektedir.

Türkiye’yi Teslim Alan Küreselci Şebekeler

Peki, Türkiye neden bu sözleşmelere imza atıyor? Ülkemiz, kimlerin baskısıyla bu küresel planlara dâhil edilmek zorunda kalıyor? Cevap, ekonomik ve siyasi bağımlılık mekanizmalarında gizlidir. Türkiye’deki belli başlı karar alıcı mekanizmalar, küresel sermayenin etkisi altında şekillendirilmektedir. Bu yapılar:

  • Çok uluslu şirketlerin baskıları,

  • IMF ve Dünya Bankası gibi finans kuruluşlarının dayatmaları,

  • İçerideki işbirlikçi grupların desteği ile küresel planları hayata geçirmektedir.

Bugün Türkiye’nin hava sahasında gerçekleşen gizemli uçuşlardan, tarım ve gıda politikalarındaki dayatmalara kadar birçok konuda küresel bir kıskacın olduğu ortadadır. Halkın sağlığı, çevre dengesi ve ulusal bağımsızlık, bu çıkar gruplarının insafına terk edilmiştir.

Kimler Sorumlu?

Bu sürecin sorumluları, sadece uluslararası kuruluşlar değil, aynı zamanda ülke içerisindeki işbirlikçilerdir. Türkiye’yi küresel planlara entegre eden karar alıcılar, kamu kaynaklarını uluslararası çıkar gruplarına peşkeş çeken yöneticiler ve halkı bilgilendirmek yerine susturan medya organları bu ihanette pay sahibidir.

  • Türkiye neden Açık Semalar Antlaşması'ndan çekilmiyor?

  • DSÖ ve benzeri kuruluşlarla olan bağlarımız neden koparılmıyor?

  • Ulusal bağımsızlık politikaları neden hayata geçirilmiyor?

Bu sorulara verilecek gerçekçi yanıtlar, Türkiye'nin geleceği açısından hayati öneme sahiptir. Küreselci şebekelerin dayattığı her anlaşma, her politika ve her mekanizma sorgulanmalı ve halk bilinçlendirilmelidir.

Uyanış ve Mücadele Zamanı

Küresel oyunları görmek ve bunlara karşı uyanık olmak, sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir zorunluluktur. Chemtrails gibi projeler, yalnızca bir komplo teorisi olarak geçiştirilemeyecek kadar ciddi sağlık ve çevre sorunlarına yol açmaktadır. Türkiye'nin bu dayatmalara karşı bağımsız bir politika geliştirmesi, halkın sağlığını ve ülkenin geleceğini koruması için elzemdir.

  • Açık Semalar Antlaşması gözden geçirilmeli ve  iptal edilmelidir.

  • DSÖ gibi kuruluşlara olan bağımlılık sona erdirilmelidir.

  • Ulusal tarım ve sağlık politikaları küreselcilerin değil, halkın yararına olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Bu ihanet düzenine sessiz kalmak, onu kabullenmek anlamına gelir. Artık uyanma ve harekete geçme zamanıdır!

Erol Kekeç/ 30.01.2025 / İST/Türkiye

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!