23 Ağustos 2024 Cuma

Adil Yönetim ve Sürdürülebilir Kalkınma

Savurganlık sürecinden çıkıp sürdürülebilir bir ekonomi ve toplumsal düzen oluşturmak için şu adımları izlemek gerekir;

1. Liyakat Esasına Dayalı Yönetişim

Adım: Kamu ve özel sektörde yönetici atamalarında liyakat esas alınmalıdır. Kişilerin görevlere getirilmesinde bilgi, tecrübe, etik değerlere bağlılık gibi kriterler gözetilmelidir.

Uygulama: Bağımsız bir liyakat komisyonu kurulmalı, atamalarda bu komisyonun değerlendirmeleri belirleyici olmalıdır. Bu komisyon, performans denetimleriyle de liyakatsiz kişilerin görevde kalmasını engellemelidir.

2. Kamu Harcamalarında Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik

Adım: Kamu harcamalarının her aşaması şeffaf olmalı, israfın önüne geçilmelidir. Lüks tüketim ve gereksiz projeler yerine halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan yatırımlara öncelik verilmelidir.

Uygulama: Tüm kamu harcamaları ve projeleri için çevrimiçi bir takip sistemi oluşturulmalı, vatandaşların harcamaları izleyebileceği ve raporlayabileceği bir platform geliştirilmelidir. Bağımsız denetim kuruluşları bu süreci denetlemelidir.

3. Tasarruf Tedbirlerinin Uygulanması

Adım: Kamuda ve özel sektörde gereksiz harcamalar minimize edilmeli, enerji verimliliği ve kaynak tasarrufu teşvik edilmelidir.

Uygulama: Devlet dairelerinde enerji ve su tasarrufu uygulamaları zorunlu hale getirilmeli, gereksiz araç kiralamaları, lüks ofis harcamaları gibi alanlarda kesinti yapılmalıdır. Tasarruf tedbirlerine uyum sağlayan kurumlara teşvikler verilmelidir.

4. Üretime Dayalı Ekonomik Model

Adım: İthalata bağımlı yapıdan uzaklaşarak yerli üretimi teşvik eden politikalar benimsenmelidir. Stratejik sektörlerde yerli üretimin artırılması hedeflenmelidir.

Uygulama: Tarım, sanayi ve teknoloji alanlarında üretim kapasitesini artırmak için teşvikler ve destek programları oluşturulmalıdır. Yatırımlarda yerli girdi kullanımı zorunlu hale getirilmeli, inovasyon ve AR-GE faaliyetleri desteklenmelidir.

5. Vergi Reformu

Adım: Vergi sisteminde adalet sağlanmalı, özellikle düşük gelirli kesimler üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir. Vergi kaçakçılığıyla etkin mücadele edilmelidir.

Uygulama: Gelir düzeyine göre artan oranlı bir vergi sistemi uygulanmalı, lüks tüketimden alınan vergiler artırılmalıdır. Vergi denetimlerini sıkılaştıracak, dijitalleşmeyi öne çıkaracak adımlar atılmalıdır.

6. Eğitimde Reform

Adım: Eğitim sisteminde reform yapılarak, inovasyon ve üretime yönelik beceriler geliştirilmelidir. Eğitim, liyakat anlayışını güçlendiren bir yapıya dönüştürülmelidir.

Uygulama: Mesleki ve teknik eğitimin önemi artırılmalı, yenilikçi düşünceyi teşvik eden müfredatlar oluşturulmalıdır. Üniversitelerle sanayi iş birlikleri güçlendirilerek, öğrencilerin üretime yönelik projelere katılımı sağlanmalıdır.

7. İsrafın Önlenmesi ve Tüketim Bilincinin Yaygınlaştırılması

Adım: Toplumda israf bilincini artırmak için eğitim kampanyaları düzenlenmeli, israfı önleyen politikalar geliştirilmelidir.

Uygulama: Okullarda israfın zararları üzerine eğitimler verilmelidir. Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla israfı azaltmaya yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Gıda israfı, su tasarrufu gibi konularda toplumu teşvik eden uygulamalar geliştirilmelidir.

8. Bağımsız Denetim ve Yolsuzlukla Mücadele

Adım: Kamu yönetiminde bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalı, yolsuzlukla etkin mücadele edilmelidir.

Uygulama: Yolsuzlukla mücadele için güçlü bir hukuki çerçeve ve bağımsız yargı süreçleri oluşturulmalıdır. Yolsuzlukla suçlananların hızla yargılanarak, adaletin sağlandığı bir sistem oluşturulmalıdır.

9. Ekonomik Planlama ve Kriz Yönetimi

Adım: Ekonomik krizlere karşı daha dirençli olabilmek için uzun vadeli planlama ve etkin kriz yönetim sistemleri oluşturulmalıdır.

Uygulama: Makroekonomik dengeleri gözeten, sektör bazlı kalkınma planları hazırlanmalı, kriz durumlarında devreye girecek acil durum senaryoları geliştirilmelidir. Maliye ve para politikaları, sosyal adaleti güçlendirecek şekilde yapılandırılmalıdır.

10. Toplumsal Dayanışmanın Güçlendirilmesi

Adım: Sosyal yardımlar ve dayanışma mekanizmaları geliştirilerek, toplumdaki ekonomik eşitsizlikler azaltılmalıdır.

Uygulama: Sosyal yardımların etkin ve adil dağıtılması sağlanmalı, gönüllülük esasına dayalı sosyal dayanışma ağları güçlendirilmelidir. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak toplumsal dayanışma projeleri geliştirilebilir.

Bu programın uygulanması, ekonomik dengelerin yeniden sağlanmasını, toplumsal huzurun ve güvenin tesis edilmesini sağlayacaktır. Liyakat, şeffaflık, verimlilik ve toplumsal dayanışma gibi unsurlar üzerine kurulu bu program, uzun vadede ülkenin sürdürülebilir kalkınmasını ve refahını garanti altına alabilir.

Bahadır Hataylı/22.08.2024/Namazgah/İST


Savurganlıktan Sürdürülebilirliğe

Modern toplumlarda, ekonomik çalkantılar ve toplumsal gerilimler, büyük ölçüde savurgan yönetim anlayışlarının bir sonucudur. Bu anlayış, yalnızca maddi kaynakların israfı değil, aynı zamanda etik değerlerin, toplumsal güvenin ve insan potansiyelinin de harcanmasına neden olmuştur. Özellikle Türkiye gibi kaynakları sınırlı, ancak potansiyeli yüksek ülkelerde, savurganlık kültürü ekonomiyi zayıflatmış, sosyal yapıyı bozmuş ve geleceğe dair umudu baltalamıştır. Bugün, bu krizden çıkış yolu sürdürülebilirlik ilkesinde yatmaktadır.

Türkiye, uzun yıllardır savurganlıkla karakterize edilen bir ekonomik ve yönetimsel sürecin içinde yer aldı. Bu süreçte, liyakatsiz kadroların iş başına getirilmesi, kamu kaynaklarının verimsiz kullanımı ve toplumun değerlerine aykırı yönetim anlayışları, ekonomik krizlerin başlıca nedenleri oldu. Ancak, bu krizi aşmanın yolu, israfın sona erdirilmesi ve sürdürülebilir bir yönetim modeli benimsenmesinden geçmektedir.

Savurganlıktan çıkış ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda bir dönüşüm, yalnızca ekonomik yapıyı değil, toplumsal değerleri ve yönetim kültürünü de yeniden şekillendirebilir. Bu bağlamda, doğru bir programla atılacak adımlar, Türkiye’yi hem ekonomik hem de toplumsal açıdan daha güçlü bir geleceğe taşıyabilir.

1. Liyakat ve Çöküş

Liyakat Nedir?

Liyakat, bir kişinin bir göreve uygunluğunu belirleyen bilgi, beceri ve deneyim gibi niteliklerin toplamıdır. Liyakat sistemi, kamusal ve özel görevlerde nitelikli kişilerin iş başına getirilmesini garanti eden bir düzen sağlar. Bu sistemin sağlıklı işlemesi, toplumların gelişimi ve sürdürülebilirliği için hayati önem taşır.

Liyakatin Erozyonu ve Çöküş

Türkiye’de, özellikle kamu yönetiminde liyakatin göz ardı edilmesi ciddi sonuçlar doğurmuştur. Ehliyetsiz kişilerin kilit görevlere getirilmesi, kurumsal güvenin azalmasına, verimliliğin düşmesine ve nihayetinde toplumsal çöküşe yol açmıştır. Kamu kaynaklarının savurgan kullanılması, siyasi sadakate dayalı atamalar ve iş bilmez yöneticilerin kararları, ekonomideki zayıflamanın temel nedenlerindendir.

Örnek: Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşü

Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, liyakat sisteminin terk edilmesi, imparatorluğun çöküş sürecini hızlandıran faktörlerden biridir. Sadakat ve nepotizm, kurumsal yozlaşmayı derinleştirmiş, bu da imparatorluğun dağılmasına yol açmıştır.

Liyakat Sistemi Nasıl Güçlendirilmeli?

Toplumun tüm kesimlerinde liyakat sisteminin güçlendirilmesi gereklidir. Kamu yönetimi, siyasi etkilerden arındırılmalı, profesyonellik ve uzmanlık esas alınmalıdır. Bunun için objektif ve şeffaf değerlendirme kriterleri oluşturulmalı, yöneticilerin hesap verebilirliği sağlanmalıdır.

2.Ekonomik Çözülme Nedir?

Ekonomik çözülme, bir ülkenin ekonomik yapısının ve işleyişinin bozulması, ekonomik göstergelerin kötüleşmesi anlamına gelir. Bu durum, genellikle yapısal sorunlar, kötü yönetim ve dış müdahaleler gibi faktörlerin bir sonucudur.

Türkiye’de Ekonomik Çözülme

Türkiye’nin ekonomik sorunları, büyük ölçüde dış müdahaleler yerine içsel faktörlerden kaynaklanmaktadır. Liyakat eksikliği, kaynakların savurgan kullanımı, yolsuzluk ve şeffaflık eksikliği gibi unsurlar, ekonomik çözülmeyi hızlandırmıştır. Enflasyon, işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, bu çözülmenin en belirgin göstergeleridir.

Örnek: Arjantin

Arjantin, 20. yüzyılın başlarında dünyanın en zengin ülkelerinden biriydi. Ancak, popülist politikalar, kötü yönetim ve yolsuzluk nedeniyle ekonomik çözülme yaşadı. Bugün, Arjantin kronik ekonomik krizlerle mücadele ediyor.

Çözüm: Ekonomik Reformlar

Ekonomik çözülmenin önlenmesi ve düzeltilmesi için köklü reformlar şarttır. Şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakat esaslı atamalar ve rasyonel ekonomik politikalar bu reformların temelini oluşturmalıdır. Ayrıca, üretim ve ihracata dayalı bir ekonomik model benimsenmeli, ithalata bağımlılık azaltılmalıdır.

3. Savurganlık ve Kriz

Savurganlık, kaynakların verimsiz ve amaçsızca harcanmasıdır. Türkiye’de, kamu harcamalarında savurganlık ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Devletin lüks tüketim, gereksiz projeler ve siyasi amaçlı harcamalar için kaynak ayırması, ekonomik krizi derinleştirmiştir.

Krizin Kaynakları

Kriz, ekonomik ve toplumsal yapının derin bir şekilde sarsılmasıyla ortaya çıkar. Liyakatten uzak atamalar, yolsuzluk ve savurganlık, Türkiye’deki ekonomik krizlerin başlıca sebepleridir. Bu durum, gelir dağılımında adaletsizlik yaratmakta ve toplumun geniş kesimlerini fakirleştirmektedir.

Örnek: Yunanistan Ekonomik Krizi

Yunanistan, uzun yıllar süren savurgan kamu harcamaları ve yolsuzluk nedeniyle 2008’de büyük bir ekonomik kriz yaşamıştır. Borç krizinin etkileri halen sürmekte olup, bu süreçte ülke ekonomisi ağır yaralar almıştır.

Çözüm: Disiplinli Yönetim

Ekonomik krizden çıkış için disiplinli bir mali yönetim gereklidir. Kamu kaynaklarının verimli kullanılması, gereksiz harcamalardan kaçınılması ve şeffaflık sağlanmalıdır. Ayrıca, ekonomik politikalar, toplumun tüm kesimlerinin refahını gözeten bir anlayışla şekillendirilmelidir.

Bahadır Hataylı/22.08.2024/15.00/Namazgah/İST