“İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır.
Yanından ayrıldığında/işbaşına
geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe
koyulur. Oysaki Allah, fesadı sevmez.
İnsanlardan öylesi de vardır ki,
benliğini Allah'ın hoşnutluğunu elde etmeye satar. Allah, kullarına karşı
Rauf’tur, çok şefkatlidir.
Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan
barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık
bir düşmandır…”
Rabbim, hayatın hangi noktasında hangi tehlikelerin olduğunu
bu ayetlerde açıkça ortaya koymasına rağmen, biz insanlar bu tehlike
noktalarını ellerimiz cebimizde geçeceğimizi düşündüğümüzden hep yolun dışına
savrulmaktayız. İdrak melekelerini nadasa bırakmış olanlar, tehlikenin ne olduğunu
ve hangi zaaf anlarında karşısına çıkacağını hesap edemezler. Bu hesapsızlık
yaşamı çoğu zaman alt üst eder ve hayatı çekilmez kılar. Yaşadığımız çağın,
böylesi bir kuşatmanın kılcal alanlara kadar etkisinin altına girdiğini
göstermektedir.
Konuşmalarında ve insanlara aktarılan tüm mesajlarda hep
iyilik ve güzellikler anlatıp, hayatın içinde size kötülükten başka
dokundurdukları bir eylemleri yoksa, bunlar hep manipülasyonla kendilerini ve
amaçlarını örterek sizi kullanmak isteyen zihniyetlerdir. Dünyanın kirli elleri
bu yöntemi vazgeçilmez bir kurtuluş aparatı olarak her dönemde ve ortamda
kullanmaktadır.2020 yılında dünyayı etkisi altına alan küresel virüs coronayı
dünyanın başına bela edenler, bu sorunların son bulması için, insanlık adına
çalıştıklarını söyleyerek, bu virüsten insanlığı kurtaracak kurtuluş havarisi
olarak piyasaya indiler. Oysa onların daha büyük ve uzun soluklu insanlık
evrenini imha planları vardı, bunu hiç gündem yapmadan ve o alana girmeden
doğrudan kurtarıcı olarak yaşama soyundular. Oysa o virüsün çıkaranı onlar
olmasına rağmen, onların dışındaki bir hastalığa çözüm bulmaya çalışan fedakâr
bilim insanları olarak bize taktim edildiler ve bütün bir insanlıkta bunları
yuttu. Sorunun kaynağında olanlar sorun dışı algılanıp çözüm mercii olarak lanse
edildiğinde, insanların uyuşturulmuş beyinleri kolay kolay uyanıp kendine
gelemiyor. Aynı zamanda tehlike noktalarında kimlerin ve hangi anlayışların
nasıl bir amaç için orada beklediklerini de bilemiyorlar.
Hakikat ve gerçeklik ayrıntılarda gizlidir diyoruz ya, hayat
çok boyutlu, duyarlı ve algısal güçlülükle ancak fark edilebiliyor. Bunlardan
yoksun olanlar o ayrıntıları idrak edemedikleri için kullanılan ve sadece bir
nesne olmanın dışında varlık ortaya koyamıyor. Bütün insanlık evreninin
kullanılan bir nesneye dönüşüm sürecinin, uygulama aşamasında olduğumuzu bile
fark edememiş varlıklar, hala kim doğru, kim yanlış nasıl yaparlarsa bize
faydası dokunur şeklinde eften püften menfaatler doğrultusunda yaşadığı evreni
değerlendirmeye çalışmaktadır. İnsanlık kendi dışında kendisini kuşatmış olan
küresel şeytanın ayak izlerini ve nasıl hareket ettiğini göremiyorsa, yok
olacağı günü beklemek zorundadır.
“İnsanlardan öylesi vardır ki, onun dünya hayatına ilişkin
sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah'ı tanık tutar. Oysaki o,
düşmanların en yamanıdır.
Yanından ayrıldığında/işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat
çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı
sevmez.
Corona korkusuyla kuşatılmış yaşamlara bir nefes aldıracak diye
reklamı yapılan, insanlığı imha etmeye çalışan Biontek ve o buluşu yaptığı
söylenen sözde bilim insanları bir havari gibi taktim edildi. Oysa insanlığı
imha planının ilk aşaması başarıyla gerçekleşmiş, sonrasındaki aşamaya
girildiği; kurtarıcılar lanse edilerek onların ağzından çıkan her sözün bir
yaşam iksiri gibi algılanarak, herkes tarafından kabulünü sağlama aşamasına
gelindiğini kimse bilmiyordu. Hatta toplu ulaşımlarda sen maske taktın sen
takmadın diye beyin yoksunu deneklerde birbiriyle savaşma derdindeydi. Yani
onlar asıl hedef olmaktan çıkmış, planlı ve programlı çalışmaları her
aşamasında tıngır mıngır devam ediyordu. O günlerde pratik uygulama aşamasına
geçen küresel şeytanın ayak sesleri çaktırmadan her tarafta hissedilse de
insanlık kendi kurtarıcısı olarak onlara baktığı için, amaçlarına daha çabuk
ulaşıyorlardı.
Oysa bu sürecin planı dünya ekonomi zirvesine katılan ülke
liderleriyle paylaşılmış ve nasıl bir süreç izleyeceği açıklanmıştı; bu süreç
günümüzde daha fazla hızlanarak istenilen hedefe doğru yol almaktadır. Küresel
şeytani planlar, tamamıyla yaratıcıya karşı savaş açarak, yeryüzünde bağımsız
bir cennet ve cehennem inşa etme derdindeler…Dünyanın büyük bir çoğunluğu için
dünyayı yaşanmaz hale getirip cehenneme çevirmek isterken, şeytani planın
kurucuları ve onların yakınları için de bir cennet oluşturma savaşındalar. Yani
bu şeytanlar Tanrı ile yaptıkları savaşı onun kullarına karşı kullanıp onlara
cehennemi yaşatma derdindeler. Oysa bilmedikleri bir şey var ki, tüm bu planlar
onun belirlediği bir zamanda ve onun yok edeceği bir yerde konuşulmaktadır…”
Mutlak galip Allah’tır.”
Dünya hayatına dair sözleri hoşunuza giden ve ayrıca
söylediklerine de Allah’ı şahit tutarak konuşan ancak içi karanlıklarla kaplı
olanlar, iş başına geldikleri zaman ilk işleri ekini ve nesli yok etmek
olacaktır. Onlar iş başına gelmeden gözleriyle sizi iterler ve iş başına
gelecekleri zamanı iple çekerler, çünkü onların bir hesabı vardır. Onların tüm
amacı Tanrının yarattığı kullardan, tanrıya olan düşmanlıklarının hıncını çıkarmaktır.
Bu hınç ve kindarlık ağızlarından dökülür. Hatta şunu rahatlıkla söylemede bir
beis görmezler, şimdi bizi onlardan görsünler bizde onlardan görünmekten çok
yorulduk ama bu süreç böyle olmalı köprüyü geçinceye kadar onları öveceğiz dayı
diyeceğiz, ancak gücü elimize alınca onlardan görünmemizin bir nedeni
kalmayacaktır. İşte o zaman istediğimiz gibi yaşar istediğimizi mutlu eder,
istemediğimize dünyayı cehennem ederiz şeklinde konuşmalarına da şahit
olabilirsiniz…
Bu şeytani kurnazlıklar yukarıdaki ayetin, yanınızdayken sizin
rabbiniz adına yemin ederler ancak yanınızdan ayrıldıklarında hemen fesat
düşünürler, ekini ve nesli yok etmek için mücadele ederler. Oysa onların o
düşüncelerinden ve yapacaklarından haberdar olan Yerin ve Göklerin rabbi fesadı
sevmez bunu bilmezler. Onlar bir tuzak kurmaya çalışırken o tuzaklarını kendi
aleyhlerine çevirecek güçten habersiz yaşarlar.
Küresel şeytanın evrenimizi cehenneme çevirmeye çalıştığı bu
dönemde, dirayet sahibi idrak zengini duyarlı yönümüzü canlandırmak zorundayız.
Böyle olmazsak Küresel şeytan kendi sonuna giderken, bizleri beraber
götürecek…Bunlara dikkat çekmem gelecek olan gelmeden evvel daldığımız uykudan
uyanmamızdır. Çok yakın zamanda kurtuluş havarisi olarak girdiği her yerin,
Azrail’i olacağından kuşkunuz olmasın.
Bu şeytan ve onun çocukları ülkemizin yıkılan enkazında boy
göstermeye çoktan başladılar. Deprem öncesi hiç olmayanlar, depremden hemen
sonra akıllı şehirler inşa ederek bizleri düşünür hale geldiler. Çok fazla
enerji tüketmememiz için, 15 dakikalık şehirler oluşturuyorlar. Yani çok emek
ve zaman harcamanıza gerek yok, yürüyerek 15 dakikada gideceğiniz yerlere
varacağınız şehirler inşa ediyorlar. Her şey sizin için (!) Şeytan o kadar
merhametli (!)ki hep sizi düşünüyor. Bu küresel şeytan öyle oyunlar oynuyor ki
hissettirmeden amacına yaklaşıyor. Sizin yaşam alanınızda yapacağı ifsatların
hepsini size iyilik adı altında dillendiriyor, ancak varlığınızı yok ederek sizin
temelinize kibrit suyu döküyor. Deprem bizlerin uyanışı olmayacaksa yok
oluşumuz olacaktır. Dünyada görülmemiş bir yıkım yaşayan bölgelerimiz, korkunun
ve tedirginliğin yuvası haline geldi bu bölge insanlarımız açısından. Yakın bir
gelecekte küresel şeytan tarafından kutsal bilinen bu bölgelerimiz için
kurtarıcı geliyor, inmek üzere onun için bu yaşanılanlar onun gelmesi için
kendiliğinden olan doğal oluşumlar diyerek yalanlarını yaymaya devam edecekler.
Bu taktik avutulan insanların sömürülmesi ve yok edilmesi için söylenen
kurtuluş cümleleri sonrasında gelecek kötü emellerin gizlenmesi taktiğidir.
Bu şeytanlar her ortam ve zamanda insanlığın kurtuluşu ve
daha mutlu bir yaşama kavuşması için çalıştıklarını iddia ederek insanlığı
cehenneme götürmektedir. Bizim temennimiz hatta daha ötesi eylemimiz bunlara
karşı mücadelemizin gerekliliği ve kaçınılmazlığıdır. Şeytanın oyunları
insanlığı bitirmek amaçlıdır. Allah’ın vaadi ise insan gibi yaşamanın yolunu
göstermek ve huzurlu bir yaşama ulaşma uyarısıdır. Bizler Allah’ın uyarılarını
dikkate almaz, küresel şeytanın çağrılarını kendi kurtuluşumuz olarak görürsek,
inanıyorum ki insanlığın sonunun gelmesine bizler de katkıda bulunmuş oluruz.
Bizler toptan Allah’ın ipine sarılarak şeytanın ağlarını parçalamazsak son
hızlanarak gelir. Onun için rabbimizin buyruğu bizlerin hayatına mührünü vursun
ki yarınlarımızı bu günümüzden almış olalım…Rabbimin İman edenlere buyruğu ile
makalemi bitirmek istiyorum selam saygı ve iyilik dileklerimle kalın
sağlıcakla….
Ona, "Allah'tan sakın!" dendiğinde, gurur kendisini
günaha götürür. Böylesine, cehennem yeter. Gerçekten ne kötü yataktır o!
İnsanlardan öylesi de vardır ki, benliğini Allah'ın
hoşnutluğunu elde etmeye satar. Allah, kullarına karşı Rauf’tur, çok
şefkatlidir.
Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın
adımlarını izlemeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır…”
Erol KEKEÇ/29.03.2023/17.40/Namazgah /İst