Sahiden dışarıdan gaz almaya gerek var mı, bizim o kadar gazımız fazla ki artık camilerde bile kullanacak kadar geniş rezervlere sahibiz. Şimdi yeni anladım kara denizdeki gazın önemini nerede nasıl kullanılacağını, sormaya gerek var mı yerleri zaten hazır. Hem gazınızı alma da hem de isteyenleri gazsız bırakmamak için kullanabiliriz.
İsrail’in yaptıklarını kınamak için eskiden Beyazıt
meydanlarını doldururduk, ancak bugün bir camide toplanmış ve belirlenen mesafe
ve temizlik kurallarına uyarak orada ramazanın son on gününü geçirmek
isteyenlere yapılanları kınayanları bırakın bu konuda iyi ölmemişler canları
cehenneme gidesiceler demeyenleri bulmakta da zorlanıyorsunuz. Yani geldiğimiz
nokta hakikaten içler acısı ötesi bir durum oldu. Furkan vakfını ve
yetkililerini tasvip eden biri değilim ama bu benimsemeyişim İktidara karşı
oluşundan değil, eskiden beri benim mutedil bir tepkim var ondan dolayı pek sıcak
bakmıyorum. Yani tribünlere oynanan bir koku hissettiğimde ilgimi çekmiyor ve
bununla birlikte katılmadığım birçok konuları da ayrı bir durum. Tüm bunlara rağmen
böyle bir uygulamayı rahatlıkla içine sindirecek kadar kendimi hakikatten uzak
olarak görmediğim için bugün bu açıklamayı yapma gereği duydum.
Haftalarca spor salonlarını doldurarak hiçbir kural
gözetilmeden yapılan kongreler ortada iken, Hatay Gençlik kollarının yaptığı
davullu zurnalı kutlamalar gözlerimizin önünde dururken,Cübbeinin tıklım tıklım
davetlilerden oluşan kızına yaptığı düğün insanların gözlerini büyülerken,
insanlar akın akın Marmaris ve Bodruma giderken daha yakın zamana kadar kayak
merkezlerinin durumu ortadayken böyle bir tavrı hoşgörüye sığınarak açıklamaya
çalışmam kendimi inkâr etmem olur. Bu ülke de doğrunun tek adresi gücü elinde
tutanın olduğu bir kez daha onaylanmış oldu. Güç kimde ise her şeyin
belirleyeni odur. Ayrıca meşru ve gayri meşruda onun belirlediğidir.
Diğerlerinin canı cehenneme(!) gibi bir meşruiyet ortamı da oluştu. Bu
anlayışların tümü tarihteki seleflerinin hayatına baksa sanıyorum ibret alır
ancak nerede(!)
Devlet yönetimi kin ve nefret üzerine oturuyorsa orada
aydınlık hiçbir zaman olamaz. Furkan Vakfı Başkanı bu ülkenin bir
vatandaşı, farklılıklarıyla yaşama hakkı olan ve düşündüklerini de ifade ederek
açıklama hakkına sahiptir. Çünkü Anayasal güvence olarak insanlara bu hak
verilmektedir. İnsanların bu haklarını kullanmalarını ellerinden almak için
kolluk güçlerini terörle mücadele eder gibi kullanmak anayasal bir suç işlemektir.
Devlet yönetim erki ve onun emrinde olan kolluk güçleri kendi inisiyatif
kullanarak bu kadar açık ve gaddarca bir eylemde bulunma limitinin olacağını
aklım almıyor. Ondan dolayıdır ki, cami baskını şeklinde oradaki insanlara
yapılanları kınıyorum. Şayet bu eylemler iktidarın tasvip etmediği bir durumsa
bunu da açıkça deklare etmeli ve sorumlular hakkında soruşturma başlatmalıdır.
Yoksa bu izi, muhafazakâr bir iktidarın olduğu zamanda camilerde insanlar
gazlanarak camilerden dışarıya atıldılar tarihi gerçekliği kimse silemez ve bu
bir leke olarak kalır.
İktidar son dönemde kendi dışında hiçbir farklılığa göz
yummayacak kadar kendisini haşin ve korunaklı ortama hapsetmeye doğru gidiyor.
Bu gidiş onun iyiliğine olmayacağı kesin ama Milletin hayrına olur mu onu da
zaman gösterir. Sosyal paylaşım ağlarındaki paylaşımlara akşam bir göz atayım
dedim iktidar savunucuları camide gazlananlara ateş püskürüyorlar iyi olmuş biz
de Müslümanları gazlamışlar sanmıştık, oysa bunlar Kuytul denen terörist ve
adamlarıymış şeklinde çok yoruma rastladım. İyi olmuş keşke oradan alıp
doğrudan sorgusuz sualsiz içeriye atsalardı diyenler de yok değil…Ne bu şiddet
bu celal, hani Müslümandık, Müslüman rahmet sahibiydi, Müslüman Müslümana karşı
sevgi beslerdi…Kardeşim insanın içindeki canavar kendisine uygun olmayan
eylemleri gördüğünde hemen ortaya çıkıyor. Herkes içindeki canavara bir baksın
onun bakıcısı kim acaba, benim taraftan baktığımda azgın bir şeytandan başkası
olmadığını görüyorum. Camideki insanları, Allah için baktığımda ikna etmek ve o
yapılan eylemin şu an için yeri ve zamanı olmadığını herkesin evinde evini
namazgah edinerek böyle bir eylemi huşu içinde yapmasının daha verimli ve huzur
içinde olacağını ikna etmek zor olmazdı sanıyorum. Ancak bu merhamet
gösterilmemiş olması ve bir İsrailliyi aklımıza getirecek tavırların
sergilenmesinin hiçbir taraftan tutulacak yanının olmadığını düşünüyorum.
Aslında bu görüntü bir taraftan da Totaliter devlet yapısının
varlığını da ortaya koymuş olmuyor mu? Cami, herkes tarafından Allah’ın evi
olarak adlandırılıyor. Peki adama sormazlar mı ibadet halinde olan insanların
Allah’ın evinde güvenliği yoksa onlara her türlü eziyet yapılıyorsa burası
nasıl Allah’ın evi olur. Buna verilecek bir cevabı olan çıkar umarım. Allah’ın
evi insanlar için güven ve huzurun tek adresi iken bu görüntü buraların Allah’ın
evi olup olmamasının da sorgulamasını beraberinde getireceği muhakkak.
Çoğu insan bu durumu güç zehirlenmesi olarak izah ederken ben
güç zehirlenmesi demiyorum gücü zehre çeviren bir anlayışın bilinçaltında buna
benzer daha neleri var acaba diye sorguluyorum. Güç zehirlenmesi eski yaşamın
yerine yenisinin geçmesidir. Oysa gücü zehre çevirmeyi ise önceden var olan
özellikleri yavaş yavaş ortaya çıkarma olarak görüyorum. İnsan bilinçaltı
genlerine böyle bir kodlama yapmış ise zamanla bunların uygulama sahasında
ortaya çıkması bu anlayış nasıl bu hale geldi diye bakılacağına bu anlayış bu ana
kadar nasıl kendisini deklare etmeden muhafaza etti diye ele almak daha
mantıklı olur kanaatindeyim.
Corona salgını döneminde yönetimin çok ciddi tekrarlanan
olumsuz eylemlerinin olduğuna hep beraber şahit olduk. Bu da onlardan birisi gibi
bakmak istiyorum. Öyle bakmadığım taktirde rahatsız eden zihinsel
yorgunlukların esiri olmaya mahkûm olurum. Daha fazla bu konuyu uzatmak istemiyorum.
Çünkü bu meselenin nahoş bir görüntü ve uygulama olduğu kanaatindeyim. Bu
yanlışların yanlış olduğunu kabul edecek ve bahanelere sarılarak hala kendisinin
yaptıklarının normal ve olması gereken bir davranış olduğunu iddia etmeyecek
yöneticilerin aklı selim ile değerlendirmeler yapacağı günü umutla bekliyoruz.
İnsan zayıftır devlet güçlüdür. Güçlü, zayıf olana merhametle yaklaşmak
zorundadır.
Selam saygı muhabbet ve dualarımla….
Erol KEKEÇ/04.05.2021/03.09