1.İşini bilmeyen kasabın bilmem ki nereye batar masadı…
2.Savurgan şehvetperest bir yürek sanki kavağa çıkacak,
3.İhanetin olmaz ki hiç adaleti, kuşatır mı kimseyi
merhameti
4.Yürü be koçum seni kim tutarın gazı, süpürür götürür
feraseti,
5.Her işte varsa bahanen, firenin patlar kimse durduramaz seni,
6.Tek doğru sensen alemde, bulunmaz hiç derdinin ilacı,
7.Herkes düşmansa önünde, kim kurtarır seni, yok ki kimsenin
kalkanı;
8. Çamurdansa adamın mevki makam onun işi, çamurlaşır bekleme
başka bir şeyi,
9.Dünü savuran rüzgâr, bugün esiyorsa fırtına, kim bilir
yarın ki, esecek tufanı,
10.Kararan gök altında Güneşse beklenen, Gecedir gelen günün
habercisi,
11.Din kalkan, ebet yaşamaksa dünya yeri, bil ki marifetin
kar etmez gayri;
12.Bilgilerin tekse etrafa yayanı, bilgisiz kalmak her zaman
daha iyi,
13.Kim hain, kim düşman sınır tanıyorsa kelimeler, bil ki
ömür boşa gitti,
14.Heba olursa nesil, sefil kalır memleket, baykuşlar bekler
viraneleri,
15.Birileri hep kar ederken birileri de feda ederse,
bombalanmıştır fedakârlık demek ki,
16.Aklı selim kovulursa mektepten, merkepler anırır her tepeden,
boğulur Hakkın sesi;
17.Ene ile başlarsa kelam, sana neyle biter kitap sanılan
manifesto müsveddesi,
18.Kabuk bağlayan dünyalardan çıkılmazsa dışarı, filiz
vermez en has tohum tanesi,
19.Taşlaşırsa yürekler, doğayı tahrip eder, sonra kimse
alamaz bir soluk nefesi,
20.Garip gönlüm durmadan eser içinde, bir yuva kuramaz
ormanın kuytu bir yerinde;
Yirmi adımda geldim buraya, Kırk adımda dilim durmaz, yemin
edilen kalem gibi çağlar Hakkın yolunda…
Erol
KEKEÇ/05.10.2018