Dikleşmek ile dik durmak arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koyduğumuzda, yaşam karmaşasında kavramların içinin boşaltılmasının ne kadar etkili olduğunu söyleyebiliriz.”
- Eğilip bükülen ve omurgasız yaşayan değil, Dik durmasını bilenler olmak zorundayız. İnsanız; bunalıyor, sıkılıyor, çevremizde güzellikler, insanın içini açan, insan olmasından sevinç duymasını sağlayan davranışlar görmek istiyoruz. Güç karşısında sinmiş, haklılığını ifade edemeyen, sadece homurdanan insanlar görmek istemiyoruz.
- Dik Durmak: «Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak zorundayız…» Dik Durmak İnsani Bir Sorumluluktur…Dünyamızda; emek veren, üreten, üretilene saygı duyan, mahkum etmeden eleştiren, yaşama bir şeyler katmak için gece gündüz didinen, insanı insan yapan değerleri her platformda sahiplenip savunan, daha güzel, daha yaşanılası bir dünya özlemini dillerinden düşürmeden, gönüllerinden eksiltmeden yaşayan, korkularını, güçsüzlüklerini çifte standartların arkasına saklamadan, kölesi olduğu tutkularını meşrulaştırmak için ulvi gerekçeler üretme ucuzluğuna kapılmadan yaşayan, kısaca dik duran insanlar olmak zorundayız…
- Dik durmak her şeyden önce bir inançlar, bir değerler sistemine sahip olmayı, dünyayı bu değerler sistemine göre yaşama inatçılığını gerektirir.
- “Onun hali tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da yine dilini salar solur! İşte bu, tıpkı âyetlerimizi yalan sayan kimselerin misalidir. Sen olayı onlara anlat, olur ki düşünüp kendilerine çekidüzen verirler.” (A’raf, 7/176)
- Dikleşmenin temelinde aşırılık ve şımarıklık vardır. Dikleşmek, olduğundan farklı olmaya çalışmak ve kendisine sürekli rekabet ve cedelleşme ortamı oluşturmak ister.
- Dikleşmek, tepeden bakmaktır. Karşılıklı çatışma ortamlarında bu karakter hemen ortaya çıkar.
- Dikleşmenin olduğu bir yerde uyum ve barışın oluşması mümkün değildir. Çoğu kere insanlar, yaptıkları hata ve yanlışlarında ısrarcı davranarak, kendilerini ilkeli davranmak ve bir duruşa sahip olduklarını söyleyerek, bu şımarık tavırlarını örtmeye çalışıyor olabilirler.
- Dikleşme, küçük ve sıradan tavırların, daha güçlü ve büyük olan ,düşünce davranış ve yaşam karşısındaki acziyetinin dışa vurumudur.
- Dikleşme, sıradanlıktır, dik durmak ise belli bir temeli olan felsefi yaşam tarzıdır.
- Müslüman’ın hayatında dikleşmek olmamalı ama dik durmak hayatın tamamını kuşatmalıdır.
- Tevhid-i duruş, bu dinin omurgasıdır, bu omurgadan yoksun bir yaşamın içinde, özgür kullar bulmakta zorlanırsınız.
- Müslüman, İnsani duruşa sahip, omurgası olan, akıllı özgür kuldur…