“insan
sevdiğine karşı kördür.”Peki körler ülkesinde sevginin bir tanımını yapmak,
mümkün müdür dersiniz… Mümkün müdür, mümkün değil midir, bilmiyorum ama
sevdiğini söyleyenlerin, mantar gibi çoğaldığı bir dönemde yaşadığımız kesin.
Sevgi,
edilgen bir duygu değildir, sevenin sevilende yok olmamasıdır. Sevmek,
sevilenin buyruklarına kayıtsız şartsız teslim olup, kendi benliğini yok
etmemektir. sevgi muhabbettir, hislerin, duyguların, hüzünlerin, üzüntülerin,
acıların ve mutluluğun birlikte harmanlandığı, bir duygu sağanağının altında
beraber yürümektir. Yağan yağmurların şırıltılarında birlikte mırıldanmaktır.
Eskimeyen masalları, destanları, manileri, şarkıları ve türküleri birlikte
söylemektir.
Sevginin
gözü kördür diyenler, sevgi bahçesinde yetişen çiçeklerin kokularından hiç
faydalanmayanlardır. sevgi, özgürlüğe açılan kapılardan, sabah melteminin
esmesidir. Karanlıkları delen bir kıvılcımın, tüm göremediklerimizi görülebilir
kılmasıdır. Gördüklerinizi paylaşmanız sevginizin göstergesi, olacakları
önceden fark edip, gerçekleşmeden önüne geçmek istemeniz ise aşkınızın
kanıtıdır. Bir davaya ancak âşık olanlar, ağır yüklerin altına girmeyi göze
alır. Ferhat’ın Şirin’e olan sevgisi,şirin2in asaletini ona gösterdi; Şirin’e
olan aşkı ise ona dağları deldirdi.
Gözünüzü
dört açınız, sevdiğinizi iddia ettiğiniz sevgilinizle olumlu ya da olumsuz bir
şeyi paylaşmayı göze alamıyorsanız, bu sevginizin ne kadar tutarlı olduğunu
söyleyebilirsiniz. Senin sevdiğini iddia ettiğin değere birilerinin yaptığı bir
eleştiriyi kaldıramayacak kadar kendini aciz hissediyor, hemen hamle yapmak
için çeşitli senaryolar oluşturma derdindeysen, seninki sevgi değil, sadece
bulanık suda birbiriyle kafa kafaya tokuşan su tosbağalarının düğün halayıdır.
Sevgi, bir
günahkârın derdini sevdiğiyle paylaşmasıdır. Dergâhın köpeği ne kadar havlasa
da, dergâhın köpeği olduğunu unutmayıp, dergâhın kapısında yatması bir sevgidir.
Allah sevgisi, her şeye rağmen onun dergâhına dönmeyi ve ondan başka bir
sevgilinin olmayacağını bilip, o göre yaşamaktır. Günümüzün sarhoş sevgilileri,
nemalandıkları yerleri çok sevdiklerini söylerler ve o sevgililerine asla bir
laf kondurmazlar. Onların bu eylemleri kendilerini ve sevdiklerini yer bitirir.
Sevgi,
sevilende var olmaktır. Çamurla sıvanmış duyguları yeniden onarmaktır.
Gerekirse dergâhta havlamak, gerekirse dergâhın kapısında yatmaktır. Bu ayrımı
yapamamak ya da sevdiğini söylediğine laf kondurmamak, sevgi değil sadece
kuyruklu yalandır.
Biz
sevmesini biliriz, bu sevgimizi duygularımızla aklımızın evlenmesinden elde
ettik biz. Sevdiğimize karşı kör değiliz, gözlerimizi dört açarız, ona gelecek
zararı önceden def etmeyi tercih ederiz. Gerekirse dergâhın içinde ya da
dışında havlarız ancak haddimizi biliriz. Biz dergâhın kapısından başka bir
yerde yatmayız, işte o zaman gözlerimiz kör olur aşktan, ne derseniz
yeridir.
30.04.2013-(14.30-15.30)
EROL KEKEÇ-ESENEVLER-ÜMR/İST