Sekülerleşme,dünyevileşme anlamına gelir.Sekülarizm,yaşamı ve mücadeleyi madde olarak algılayan düşüncenin adıdır.Seküler bir hayat,batı hayat biçiminin üzerine oturduğu temel felsefedir.Ama bu anlayış günümüzde batı ile ifade edilecek kadar dar sınırlar içinde değildir.Öyle genişlediki,batının kokusunun uzandığı tüm coğrafya ve toplumlarda etkisini gösterebilmektedir.Zamanla bu anlayış,inasanların kalblerini ve beyinlerini kuşatmada şampiyon dahi olabildi.
Biz burada sekülarizmin marifetlerini anlatmıyoruz ama sekülarizmin bilinsiz barınaklığını yapan yaşamları azda olsa anlatacağız.Bu barınak islam olduğunu söyleyen yaşam tarzlarıdır kısaca.İslami düşünce ile seküler düşünce taban tabana birbirine zıt olan iki düşüncedir.
İlahi eksende görüntülenmek zorunda olan islami düşünce ,hayatı ahiret temeli üzerine kurarken,seküler laik felsefe hayatı dünya üzerine kurar.Bu anlayış farklılığı pratiklerin de farklılaşmasını doğurur.İslami değerler ile seküler değerler net çizgilerle birbirinden ayrılması gerekirken,sekülarizmin bilinçsiz taşıyıcısı diyebileceğimiz bünyeler,günümüzde alabildiğine yayılmaktadır.Sekülarist anlayışın bilinçsiz barınakları,teori ile pratik arasında bir uyum oluşturamayan,islami çerçevede yer aldığını söyleyen kişi ve toplumlarda kök salmaktadır.
İslami düşünce,teori pratik ve zihinlerle birlikte,bakış açılarını da yıkıp yerine kendi değerlerini koyan,tek sistem anlayış ve pratik bir hayat biçimidir.İslamı kendilerine din olarak benimseyen toplumlar,İslamın yıkıp yapması gerekenlerden bir tanesini dahi yıkmadıkları zaman,seküler anlayış ve yaşayışın bilinçsiz taşıyıcısı olacaklardır.Bu konuda Hz Peygamberimizin(A.S),İslamın hayat programlarını bizzat kendisinin ortaya koyduğunu görmekteyiz.Bu programlar İslam atmosferinde yer almak isteyen dimağları tam anlamıyla kuşatması gerekir.Bu anlayışların dışından değerler ve bakış açıları taşınarak, bir hayat oluşturulduğu halde, İslamı yaşadıklarını sanan ortamlar,sadece seküler anlayışın bilinçsiz barınaklığını yapmaktadırlar.
Seküler anlayışın bilinçsiz barınaklığını yapan kişi ve toplumlar,bu anlayışlarından bağımsız teori ve pratik oluşturmada zorlanacaklardır.Bu zihniyetler için oluşturulacak hayattta seküler anlayış daima öncül bir değer olarak varlığını koruyacaktır.Bu göstergeler bize şöylesi ipuçlarını veriyor;Müslüman aileler ve toplumlar sekülarizmin bilinçsiz barınaklığını yapmaktadır.İslamın dışındaki toplumlarda zaten seküler anlayış varılması ve yakalanılması gereken bir hedeftir.Bundan dolayı onlar sekülarizmin bilinçli savunucuları ve taşıyıcılarıdır. Ama Müslümanların dinleri,böyle bir hedef göstermemesine rağmen, müslümanlar hayatta bu anlayışları ve değerleri temel faktör olarak benimsediklerinden,seküler dinin bilinsiz barınakları haline gelmişlerdir.Böyle olunca da bakış açıları,anlama biçimleri,düşünce ,teori ve pratikleri,ALLAH'IN İSTEDİĞİ EKSENİN DIŞINDA VARLIĞINI ORTAYA KOYMAKTADIR.Oysa ilahi sistem olan islam,insanların kafalarına ve kalplerine değerlendirme ölçüsü olarak,ahiret,iman,takva,ihlas ve ve samimiyet gibi değerleri tek kıstas olarak yerleştirmesine rağmen,bu anlayış dinamitlenmiş,yerine seküler felsefe egemen olmuştur.Buna rağmen, bu insanlar seküler anlayışın döl yatağı diyeceğimiz bilinçsiz barınaklar değilde nedir?
Evet, böylesi bir anlayış sonunda oluşan hayatlar,ancak seküler hayatın sürekliliğini sağlar.Seküler anlayış hayatiyetini sömürgelerine borçlu olsa gerek.Yaşamlarını madde ekranlarında ıspatlamaya çalışan herbir aile kurumu,seküler hayatın yaşamını canlandırmadan başka bir işe yaramaz.Bu anlayış varolduğu müddetçede,bu anlayışın karşısında yer alan İslami potansiyelin belli bir kısmı,bu anlayış tarafından hep parsellenecektir.Bu anlayış parsellediği yerlerde kendisini koruyan evlerin kurulmasını ister.İşte,islami değerlere sarıldıklarını sandığımız bir yığın insanın zihni ve pratiği seküler anlayış tarafından parsellendiği halde,İslamın kalesi olacağını sandığımız aile kurumları,kapitalizmin araçlarına abone olan bir abonmen fonsiyonundan başka bir pratik oluşturmayacaktır.Bu süreç anlaşılmadığı sürecede böyle devam edecektir.
yıl:23-24.02.1995
yer:ELAZIĞ
(E.KEKEÇ)
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
1.Bir uyanışa davet Bu çağrı Korkuyla bastırılmış vicdanlara, susturulmuş akıllara ve yalanlarla hipnoz edilmiş bir topluma, yeniden hakika...
-
"Kur'an'ı Okumak Değil, Anlamak yaşamak Kurtarır "Kur’an’ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğre...
-
Amerika ve Siyonizm'in Son Perdesi İnsanlık tarihi boyunca zulüm, her zaman önce parıldayan yalanlarla geldi. Önce alkışlandı, sonra k...
-
Terörle Mücadele Maskesi Altında Küresel Dizayn Girişimi Bugün “İslam’a karşı açılan savaş” başlığı altında yürütülen çok katmanlı saldırıla...
-
Bir yasa düşünün ki halkı korumak için değil, halkın gözünü boyamak için çıkarılsın. Bir meclis düşünün ki halkın iradesini yansıtmak yerine...
-
“Bilim, insanlık için bir kurtuluş mu, yoksa yeni çağın kılıksız celladı mı?” Son birkaç yılda dünya, eşi benzeri görülmemiş bir küresel den...
-
İnsanoğlu, tarihin her döneminde kendine hakikati hatırlatacak bir sese muhtaç oldu. Bu ses bazen bir peygamberin duasıydı, bazen bir anneni...
-
Bir gün Behlül, sarayın taş avlusunda, güvercinlerin gölgesine sığınmış, bir sütunun dibine yaslanmış, sırtını gün ortasının rehavetine ve...
-
“Pusuyla ayağını kırdıkları atı sahibine vurdurdular, Hâfız! Masumiyet, at’tan çok daha önce öldü…” Ben de sana, ey Hâfız, tam da o kırıl...
Bitsin Bu Zillet

Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder